Kitabın yorumu için tıklayınız!
"Sana yine de güvenmiyorum. Eğer bunu bana bir tür oyun oynamak için yapıyorsan..." Bir saniye bekledikten sonra ifadesinde bir şey belirip kayboldu. "Zahmete girme."
Damarlarımdaki kan dondu.
"Lütfen bana bakar mısın?" dedim ona, sesim kısık ve bilerek sertti. "Sana aptal üniversiteli çocuk gibi mi görünüyorum?"
Yüzündeki o açık pembe renk koyu bir pembeye dönüştü. Kaşlarını çattı ama başını iki yana salladı.
"Sana aptalca oyunlar oynamaktan başka yapacak bir şeyi olmayan birine mi benziyorum?" Bir adım yaklaşıp gözlerimin için baktığından emin oldum. Adalyn tekrar başını iki yana salladı. "Doğru. Senden hoşlanmayabilirim, sen de benden hoşlanmayabilirsin ama sana söz veriyorum, Adalyn, eğlence olsun diye seni aldatmak gibi anlamsız oyunlar oynayarak vaktimi boşa harcayamayacak kadar olgunum."
Yutkununca bakışlarım bir an boğazına kaydı.
Gözlerimi tekrar gözlerine çevirdim. "Sadece kazanmaya değer bir şey olduğunda oynarım."
***
"Denemelisin," dedi Cameron.
"Örgü örmeyi mi?"
"Kafanı bazı şeylere takmamayı. kendinin ve başkalarını hayatının her saniyesini aşırı düşünmeyi ve analiz etmeyi bırak. Herkesin ağzından çıkan her kelimeyi ölçmeyi bırak. Kendi ağzından çıkan kelimeler de buna dahil."
"Buna devam edersen, kendini inciteceksin," dedi, sesi o kadar kısıktı ki sözlerine bir anlam veremedim. "Darmadağınıksın, tatlım," diye mırıldandı yeşil gözlerini bana çevirerek. "O dağınıklığın altında seni zar zor görebiliyorum."
***
"Dün bir an için iyi olduğuma, bunun o kadar da büyük bir felaket olmadığına neredeyse kendimi ikna etmiştim." Omuzlarımı silktim. Cameron'ın gözlerinde en ufak bir yargılama olmadan bakmasının ya da başka bir şeyin etkisi olabilirdi ama ekledim, "Bana şu anda baktığın gibi bakıyordun. Aynen böyle. Bitmesini istemedim."
Cameron'ın sesi kısık, sözleri fısıltıdan ibaretti. "Ne gibi?"
"Değer bir şeymişim gibi. Bakmaya değermişim gibi."
Suratı asıldı. "Neden aksini düşünüyorsun?"
"Çünkü kimse bana böyle bakmıyor."
***
Maria omzunun üzerinden bana bir toka verdi. "Bayan Adalyn sizin ödülünüz mü?"
"Hayır." Boğazım yükselip alçaldı. "O... bir oyun değil. O kazanılabilecek bir şeyden daha fazlası. O bir kayıptan da fazlası. O oynamaya değer her şey. O aradaki her şey."
"Gördünüz mü?" dedi çocuklara özgü bir lakaytlıkla. "Aşk hiçbir zaman sorun değildir. Aşk kolaydır, tıpkı filmlerde olduğu gibi. Onu karmaşık kılan biziz. Bu yüzden maçı kaçırdığı için Bayan Adalyn'i affedeceğim." Tokayı dolamayı bitirdim. " Ama o gerçekten sizin her şeyinizse ve önemli bir şeyle uğraşıyorsa, o halde onun yanında olmanız gerekmez mi? Her şeyi berbat etmiş olsanız bile. Ya yerini alması gereken bir yedek oyuncuya ihtiyaç duyarsa? Şu anda sizden hoşlanmıyor olabilir ama bu yanında olmanızı istemediği anlamına gelmez."
No comments :
Post a Comment
Kitap ya da yazı hakkındaki görüşünüzü bizimle paylaşın