Thursday, May 15, 2025

0 Stephanie Archer - Buzdaki Tutku (Vancouver Storm #2)


~~~*~~~
Kalbim bir evse Rory artık orada yaşıyordu.
~~~*~~~

 

Vancouver Storm Serisi'nin ikinci kitabı Buzdaki Tutku'nun yorumuyla karşınızdayım. Takip ettiyseniz ya da denk geldiyseniz bilirsiniz ki ben serinin ilk kitabını sevememiştim ve ortalamanın da altında bulmuştum. Bu kitabı da neden aldım bilmediğim için okumayı hep erteledim ve şimdi yorumuyla karşınızdayım.

Seri spor romans türünde, karakterimiz hokey oyuncusu... evet hokey kurgularını seviyorum... sanırım ısrarla seriye şans vermem de o yüzdendir diye düşünüyorum. 

Neyse, seri spor romans türünde ve 4 kitaptan oluşuyor. Buzdaki Tutku ikinci kitaptı. Her kitap bir karakteri anlatıyor ve daha da önemlisi, hepsi aynı takımda arkadaşlar bu yüzden bağımsız evet okuyabilirsiniz ama tavsiyem kurgusal bütünlük açısından sıralı okumanız.

Kitapta yetişkin içerik de bulunuyor bunu da göz önünde bulundurun. Karakterler lise ya da üniversite çağında değiller yetişkinler diye de not düşeyim.


~~~*~~~
"Her şey rekabet içermek zorunda değildir. Bazı şeyler sadece eğlenmek içindir."
~~~*~~~


Kitabın kısaca konusuna değinmek gerekirse; Hazel, Vancouver Storm takımının fizyoterapistidir. Aynı zamanda ilk kitaptan tanıdığımız Pippa'nın da kız kardeşidir. lise ve üniversite zamanında aşk yaşadığı ve sonucunda da aldatıldığı, aşağılandığı Connor MacKinnon, bu takıma transfer edilmesi ve onun fizyoterapistinin de kendisinin olması ortalığı karıştırır. Bunun yanında Rory Miller ise takımın yeni kaptanı ve aynı zamanda yıldız oyuncusudur. Liseden beri Hazel'i tanıyan ve o dönemlerde Hazel'den dersleri konusunda yardım alan Rory, küçüklüğünden beri Hazel'den hoşlanıyordur. Onun dikkatini çekmek için devamlı onunla tartışmalara girse, onu kızdırsa da genç kızın kendisini istemediğini düşündüğü için de hamle yapmamaktadır. Ancak Connor'ın takıma transferini öğrenince aralarında ne yaşandığını bilmese de Hazel'e yardımcı olabilmek adına sahte sevgili gibi davranmaya başlarlar. Birkaç ay böyle davranacaklar ve Hazel'in Connor'ı unuttuğunu ve hayatına devam ettiğini ona gösterip, Hazel'i rahatsız etmesine engel olacaklardır. Ancak Rory zaten genç kadından hoşlandığı için bu sahte sevgililik hiç de sahte olmaz ve hep içinden geldiği gibi davranıp gerçek sevgilisiymiş gibi hareket edip kıskanması hem Hazel'i eğlendirir hem de heyecanlandırır. Özellikle de Rory'nin görmediği taraflarını görüp de geçmişini de öğrenince genç adam onun gözünde daha farklı bir yere oturur. Herkesin gördüğü o yıldız oyuncu aslında içinde koca mutsuzluğu ve tatminsizliği ile Hazel onun içindeki gerçek adamı gün yüzüne çıkarmaya çalışır. Birlikle geçirdikleri zamanlar, mesajlaşmalar ve atışmalar sonucunda ikili arasındaki kıvılcım iyice alevlendiğinde ikisi de aslında sahte bir ilişki değil de gerçek bir ilişki yaşıyormuş gibi davranmaya başladıklarında tek kabul etmeleri gereken şey kendi içlerinde bu aşkı kabul etmektir. Rory bunu en başından beri kabullenip Hazel'i beklerken genç kadının yaşadığı geçmiş ilişkisinden dolayı da korkularını anlamaktadır. Ama Rory son derece farkında olduğu bir şey var ki Hazel, ondan hoşlanmaya başlamıştır. Rory hem Hazel konusunda sabırla adımlarken ve içindeki aşkı yavaş yavaş gün yüzüne çıkararak yaşarken diğer yandan da hokey oynarken yeni keşfettiği tatminler yüzünden tekrardan canlanmış ve kaptan olmanın verdiği sorumluluğu yerine getirmenin onun içindeki hokey aşkını yeniden alevlendirmiştir. Hazel ise hayalleri konusunda kimseyle paylaşmadığı şeyleri Rory ile paylaşıp ondan manevi desteği alması, içinde ona karşı alevlenmeye başlayan duygular söz konusu olduğunda artık bu ilişkinin sahte olmadığının farkında olarak ilerlerken ne zaman biteceği konusunda korkularıyla boğuşmaya başlamıştır. Her ikisi d ekendi hayatlarında bir savaşa hazırlanır ancak ya bu savaşı tek başlarına vereceklerdir ya da her şeyi göze alıp birbirlerine şans verip beraber alacaklardır. 



~~~*~~~
Bir kıza abayı yakmak tehlikeli bir oyundu ama Hazel Hartley'yi unutamıyordum.
~~~*~~~


Öncelikle Filenin Ardında kitabına yani serinin ilk kitabına 5 üzerinden 2,5 verip de sevmediğini dile getirip de bu kitabı neden aldın ve okudun diye soracaksanız... cevabım emin olun bilmiyorum olur. Herhalde kitap alasım vardı alacak kitap da bulamadım bunu aldım ya da çok ciddi indirim yakaladım... emin olun bilmiyorum. 

Ancak... son zamanlarda spor romans türünde okuduğum kitaplarda her ne kadar ilk kitabı sevmesem de ikinci kitaplar veya serinin diğer kitapları ilk kitaba göre daha iyi çıkıyor. Bence bu seride de öyle bir durum var. Şöyle ki... Filenin Ardında gereksiz bulduğum çok şeyi sanki yazar bunda onlara dikkat etmiş gibi hissettirdi. Belki de çevresinden de benzer yorumlar okudu buna dikkat etti yazarken bilemiyorum. 

Neyse ben yorumuma başlayayım. 

Rory'i ve Hazel'i zaten ilk kitaptan tanıyorduk. Takımın diğer karakterlerini de... dolayısıyla çok da zorluk yaşamadım karakterleri tanıma konusunda hepsi bilindik çocuklardı hissi verdi. 

Rory'nin geçmişi, babasıyla ve annesiyle yaşadıkları ve kendi içindeki pişmanlıklar çok güzeldi. Geçmişinden yaşadığın o baskılar, onaylanma durumu, özgüvensizlik baskısı ilerleyen yaşlarda da atlatılması zor bir durum olabiliyordu. Bunu Rory'de çok güzel gördük. Hep babasını tatmin etme ve onun tarafından onaylanma modunda yıldız oyuncu olarak oynaması ama takıma kaptan seçildikten sonra ve küçüklüğünde hayran olduğu oyuncu antrenörüyken onun tarafından kaptan seçilmesi, bir kaptan olmanın getirdiği sorumluluğu göz önüne alındığında Rory'nin bocalamaları, sonrasında ise amatörlerle oynarken fark ettiği detaylar, onları kendi takımında uyguladığında takım arkadaşlarının mutluluğu, heyecanı, kendi içinde yaşadığı heyecan ve tatmin güzel anlatılmıştı. Zaten Rory'nin hokey detayları, hokey hayatı ve o sporcu kişiliği çok güzeldi.

Hazel'in ise fizyoterapist olması ama aynı zamanda kendi stüdyosunu açıp da hem yoga hem fizyoterapi yapabileceği bir alan yaratma hayali, bunun yanında insanların vücuduyla barışık yaşaması için sağlayacağı manevi desteği profesyonel yapma hayali çok güzeldi. Onun altında yatan nedenler de öyle... 


~~~*~~~
Yumuşak, kırılgan yanım Rory'ye bağlanmaktan endişeleniyordu. Ona aşık olmaktan korkuyordu.
~~~*~~~


Bazen geçmiş ilişkiler insanlar üzerinde fena travmalar bırakabiliyor. Bunun en güzel örneği de sanırım Hazel'di. Liseden üniversiteye kadar sevgili olduğu Connor ile, beraber olabilmek için liseyi bile erken bitirip, ek dersler alıp, onunla aynı üniversiteye gitmesi ve orada Connor tarafından yaşadığı ihanet genç kadını nasıl sarstı, içinde nasıl korkular oluşturduğunu okumak aslında insanlara davranışlarda ne kadar dikkat edilmesi gerektiğini gösteriyor. 

Hazel ve Rory'nin sadece sahte sevgililikle başladığı bu ilişki tamamen Connor'dan kurtulmak amacıyla olsa da Rory'nin henüz liseden beri Hazel'den hoşlanması çok güzel bir detaydı. Onun Connor ile ilişkisini izlemesi ve buna rağmen uzaktan duygularına devam etmesi çok güzeldi. 

Zaten bütün takımın gerçek olduğunu bildiği ama Hazel ve Rory'nin kendilerini kandırdığı bir ilişki gibiydi. Çünkü bütün takım dillendirmese de Rory'nin Hazel'e aşık olduğunun farkındaydı. 

Hazel'in Rory için yaptığı hamleler, onu desteklemesi, onunla gurur duyarcasına davranması ve morali bozukken yardımcı olması çok tatlıydı. 

Rory'nin de tam bir sevgili gibi Hazel ile ilgilenmesi, hediyeler alması, zaman zaman onu kızdırsa da genelde onu eğlendirme çabası olması da çok tatlıydı. Aslında içinde onu desteklemesi de çok güzeldi. 

Özellikle de o ejderha detayı süperdi. Hem biblosu hem dövmesi...

Rory'nin babasına Hazel'ın meydan okuması... kitabın sonlarından bir sahnede, adamların arasında minicik kalan bir kadının kalkıp da efsane olmuş bir eski hokey oyuncusuna, erkek arkadaşının babasına öylesine meydan okuması... süperdi. Rory'nin babası baya şaşırdı ama aynı şaşkınlıkla bende okudum.

Kitaba dair güzel bulduğum çok fazla sahne anlatabilirim size... ilk kitaba nazaran yetişkin içerik sanki bunda daha kıvamlıydı da... 


~~~*~~~
"Sen ve şehrin en çetin suçluları arasında bir karşılaşma yapılırsa, her seferinde paramı sana yatırırım. Sen minik, dehşet verici bir ejderhasın."
~~~*~~~


Ancak her güzel şeyde bazı olmamış kısımlar da olabiliyor. Mesela bu kitapta da gereksiz uzatmalar olduğunu hissettim. Yani olmasa da olurdu, uzatmalara gerek yoktu kısımları vardı bence. Bence yazar azıcık durumu dramatize edeyim diyerek eklediği detaylar. Mesela Rory'nin annesi... o detayda bir dramatize yaratmak için yazılmış hissini atamadım üzerimden. Çünkü o kısımlarda yeterli duyguyu alamadım da... 

Bunun yanı sıra babasının Rory ile olan ilişkisi kısmında da aynı hissi verdi. 

Kitapta Connor'ın bazı hamleleri sanki biraz gereksiz yazılmış gibiydi. Yani yok sevgili yapmış da yok tanıştırıyormuş da falan filan... 

Aslında okunması keyifli bir kitaptı. Onu inkar edemem ama eksikleri vardı bence. Büyük beklentilerin kitabı değildi benim için. Açıkçası seriyi okursam da tekrar okurum diyeceğim bir seri olmadı benim için. Üzgünüm sevgili Rory ve Hazel...

Seriye devam eder miyim? Muhtemelen devam ettiğimi görürsünüz, çünkü spor romans özellikle de hokey kurgusu okumayı seviyorum. Ama muhtemelen okur ve elden çıkarırım kitapları. 

Kitaba dair puanım 5 üzerinden 3 veriyorum. 🌟🌟🌟


~~~*~~~
Rory bana dikkatle baktı ve daha önce kimsenin gözlerinde böyle bir özen görmemiştim. "Öyle güzelsin ki bu canımı yakıyor."
Kalbim gümbürdedi.
"Ve yüz yaşına geldiğimizde bile," diye fısıldadı, "ilgini çekmek için seninle flört ediyor olacağım."
~~~*~~~


Vancoucer Storm Serisi


Kitabın adı    : Buzdaki Tutku
Orijinal adı    : The Fake Out
Yazarı           : Stephanie Archer
Çevirmen      : İren Kori
Seri Bilgisi     : Vancouver Storm #2
Yayınevi        : Juno Kitap
Sayfa sayısı   : 432

Kitabın tanıtım yazısı: 

Aşk oyununda, tüm kurallar yıkılmak için vardır…

Eski sevgilim, hiçbir şey olmamış gibi kaldığımız yerden devam etmek niyetiyle çalıştığım takımın kadrosuna katıldığında, bir plana ihtiyacım olduğu çok açıktı. Neyse ki Rory Miller hemen yanı başımdaydı: Eski sevgilimin rakibi, ligin en çok gol atan hokey oyuncusu ve gözde bir çapkın.

Anlaşmamız ise basitti: Herkesin inanacağı sahte bir ilişki ve her iki tarafın da kazançlı çıkacağı bir oyun. En kötü ne olabilirdi ki? Fakat işler pek de planladığım gibi gitmiyor ve ikimizin arasındaki sınırlar bulanıklaşmaya başlıyor.

Acaba Rory’nin çözemediği sorunlarına ve benim geçmişime rağmen ilişkimiz gerçeğe mi dönmeye başlıyor? Peki, birlikte korkularımızı aşarak koşulsuz bir aşk yaşamaya gerçekten hazır mıyız?






No comments :

Post a Comment

Kitap ya da yazı hakkındaki görüşünüzü bizimle paylaşın