Brutal Birthright Serisi'nin 4.kitabı Kanlı Kalp ile karşınızdayım. Bir ikinci şans kitabıydı, kurgusu o şekildeydi.
Serinin her kitabı bir karakteri anlatıyor ve Griffin ile Gallo ailelerinin gençlerinin hikayeleri, diyebilirim kısaca. Mafya kurgusu olan seri her ne kadar daha çok yumuşak mafya hikayesi desek de dark romans kategorisinde yer alıyor. Serinin 4.kitabı ve ilk kitaptan beri tanıdığımız Dante Gallo'nun hikayesi. Seri karakter serisi ve her kitap birini anlatıyor ancak kurgusal bütünlük açısından sıralı okunması gerektiğini düşünüyorum.
Bunun en güzel örneğini de şöyle verebilirim ki bu kitapta Dante'nin peşinde olan tetikçi ile olan ilişki 2.kitap olan Kayıp Varis'ten gelen bir kinin dışa vurumu bu kitap. O yüzden kurguyu ve olayları anlamak için sıralı okunması gerekmektedir.
Kitap dark romans, mafya romans olarak geçiyor ve içeriğinde yetişkin içerik olduğunu dile getirmeliyim. Yani smut içerik okumaktan rahatsız oluyorsanız bu seriyi boşa okumayın, gereksiz yere eleştirmeyin.
Kitabın kısaca konusuna değinmek gerekirse; Simone Solomon, zengin bir adamın 18 yaşındaki kızıdır. Çok istediği üniversiteden kabul mektubu aldığını bir partiye katılmadan önce babasını öğrendiğinde ve buna karşı çıktığında dağılan Simone, arabada geçireceği birkaç dakikalık yalnızlıkta kendini toparlamaya çalışır. Bu sürede aniden arabanın kapısının açılması ve şoför yerine Dante'nin binip de partinin olduğu otelden uzaklaşması Simone ile Dante'nin yollarını kesişmesini sağlar. 21 yaşındaki ve annesinin ölümünden sonra hem kardeşlerini toparlamaya ve destek olmaya çalışan bir yandan da babasının işlerini el atan Dante, işi sırasında meydana gelen olaylar sonucunda kaçmak zorunda kalıp da araba kaçırdığında içerisinde Simone'u görmeyi beklemez. İkilinin bu şekilde illegal yollardan tanışması her ne kadar korkutucu görünse de ikisinin de birbirlerinden etkilenmelerini, heyecanlanmalarını sağlar. Bu ilk görüşmenin ardından gizlice görüşmelere devam eden Simone ve Dante, her ne kadar birbirlerinden daha başka hayatlara ait olsalar da bir şekilde aralarındaki aşka tutunmaya çalışırlar. Ancak Simone'un babasının başka planları vardır. Kızına karşı koymalarında onu karşısına almak istemeyip de Dante'yi akşam yemeğine davet ettiğindeki tavırları ve sözleri ile Dante'yi aşağılar. Bu durumda düşünmeden öfkeyle hareket edip çekip giden Dante, sonraki günlerde Simone'dan haber alamaz. Her ne kadar onu görmek için hamleler yapsa da hep başarısız olur. Simone ise, hem telefonuna el konmuş hem de oda hapsine tutulmuştur. Bu konuda hiçbir şey yapamadan kalır. Simone olaylar sonucunda hamile olduğunu öğrendiğinde ise bir şekilde Dante ile görüşmesi gerektiği için babasından gizlice kaçmayı ablasının yardımıyla başarır. Ama Dante, buluşacakları parka gelmeden saldırıya uğramış, yaralanmıştır. Her ne kadar üstü başı kan içinde ve yaralı olsa da Simone ile buluşmadan duramayacağı için bir şekilde gittiğinde Simone'un onu bu şekilde görmesi ilişkilerini sarsar. Çünkü Simone, Dante'nin o görünüşünden korkar ve kendi bebeğini öyle bir şiddetin içine doğurmak istemez. Ayrılmak istediğini ve peşini bırakmasını söyleyerek kaçar. Aradan 9 sene geçer ve yolları tekrar kesişir. Üstelik hiç de beklenmedik bir şekilde. Artık hepsi büyümüştür, Griffinler ile Gallolar barış imzalamış beraber çalışıyorlardır. Dante'de orduda geçirdiği süre boyunca hem olgunlaşmış hem de daha tehlikeli hale gelmiştir. Yetişkin halleriyle tekrar karşılaşmaları ve peşlerinde bulunan tetikçi Simone ve Dante'yi tekrar bir araya getirir. Dante, Simone'un 9 yaşında küçük oğluyla tekrar Dante'nin gözünün önündedir. Üstelik bütün herkesin ablasının oğlunu evlat edindiği şekilde bilse de küçük çocuğu aslında Simone ve Dante'nin oğlu olduğu gerçeği ise henüz Dante'nin bilediği bir sırdır. Simone ve Dante geçmişi arkalarında bırakıp önlerine bakacakları bir geleceğin adımlarını atarken Dante'nin oğlunun olduğunu da söylemesi üzerine yaşadıkları kriz anlarına rağmen bir şekilde devam edeceklerken peşlerindeki tetikçi direk hayatlarını riske atarcasına hamleler yapar. Üstelik ana hedef Callum Griffin iken yön değiştirip Dante'ye döndüğünde onun canını yakmak için Simone'un hayatı riske girer. Her şeyin yoluna girdiğini düşündükleri nokta da gizlenen sırların ortaya dökülmesi ve hayatlarının tehlikede olması ortalığı daha da karıştıracaktır. Hayatta kalmayı başarırlarsa aşklarını yaşayacaklar ama tetikçinin çok değişik planları vardır, hayatta kalmaları her geçen an daha da zor olmaktadır.
Dante Gallo'nun hikayesini ilk kitaptan beri merak ediyordum çünkü öyle bir duruşu vardı ki o erişilmez tehlikeli ve gözü kara adamın geçmişinde büyük bir kalp kırıklığı olması gerektiğini düşünüyordum. Yanılmadım. Çok büyük bir kırgınlık ve kızgınlık, öfke varmış o geçmişte...
Öncelikle henüz 21 yaşındaki genç adam Dante'yi görmek, tanımak ve yaşamak güzeldi. Daha fazla kendini göstermesi, sevdiği kız için göze aldıkları çok güzeldi. Onun gençliğini okumak olduğu yetişkin adamın altındaki sebepleri görmek çok güzel bir detaydı.
Simone'u ise asla suçlamıyorum. Henüz 18 yaşında bildiği güvenli hayattan başkasını bilmeden büyümesi, sonrasında Dante ile karşılaşması ve olaylar onun içinde zordu. Hatalı kararlar alması, korkması çok normal geldi ki zaten sebepleri ortaya dökülünce Dante'de her ne kadar kırgın ve kızgın olsa da hak verdi.
Simone ve Dante'nin gençlik aşkları çok tatlıydı. Açıkçası iki normal genç insan ya da üniversite öğrencisi umursamazlığında hayatlarını ve aşklarını yaşamaya çalışıyor modundaydılar. Çok güzeldi o satırlar.
Simone'un babasına olan öfkem tartışılamaz. Resmen adam kendi istekleri, hırsları ve tatmini için kızının neyle mutlu olacağını önemsemiyor. Sonunda da kızını dokuz yıllık bir mutsuzluğa sürükledi. Ama neyse ki Simone akıllandı da babasına resti çekebildi.
Simone'un küçük oğlu Henry için, Simone'un söz hakkı tanınmadan babasının karar alması, Simone'u koca bir hiçliğe, duygusal sömürüye ve daha da önemlisi depresifliğe sürüklemeleri babasının ve annesinin hatta ablasının da hatasıydı. Yok seviyordu falandı filandı yok bu işte. Çok sinir oldum üçüne de... Simone en büyük vurgunu kendi ailesinden yedi resmen.
Simone'un tekrar Dante ile karşılaşması çok güzeldi. Özellikle hissettikleri kıskançlık, sahiplenme çok tatlıydı. Evet içinizdeki aşk hala alev alev yanıyor.
İkilinin tekrar beraber olma hedefleri, her şeyi ortaya dökme ve sır kalmaması için çaba harcamaları çok güzeldi. Hatta öyle ki Dante'ye Henry'i söylemeden önce aralarındaki diyaloglar, sonrasındaki diyaloglar çok güzeldi.
Henry'nin Dante ile olan tanışması, konuşmaları ve diyalogları çok güzeldi. Hatta öyle ki Dante'nin babası Enzo'nun bile tepkisi çok tatlıydı.
Hatta Henry'nin Aida'nın bebeğine isim önerisinde bulunması, sonrasındaki tepkileri çok tatlıydı.
Dante'nin tetikçinin peşine düşmesi, olaylar çok nefes kesen detaylardı. Kitabın bence romantik bir kitaptan çıkarıp hafiften kıyıdan köşeden mafya romantizmi kısmını yakalamasına sebep olan detaylar onlardı. O kısımları çok sevdim.
Tetikçinin olduğu sahneleri sevdim. İlk başta konuşma sırasında Dante'nin fark etmesi, sonrasında Calum, Aida ve Dante öğle yemeği için buluştuğunda hamle yapması ve başarısız olması kitabın heyecanlı sahneleriydi.
Ama en heyecan verici kısım ise tetikçinin Simone'u kaçırması, onu avlamak için yaptığı hamle, Dante'nin Simone'u kurtarmak için zamanla yarışması nefes kesen sahnelerdi. Çok heyecanla okuduğumu söylemeliyim. Keşke kitapta böyle sahneler daha çok olsaydı.
Kitabın son sahnesi yüzümde gülümse oluşturan bir sahneydi ama o sahneleri daha fazla okumayı isterdim açıkçası.
Kitaba dair puanım 5 üzerinden 4 veriyorum. 🌟🌟🌟🌟
No comments :
Post a Comment
Kitap ya da yazı hakkındaki görüşünüzü bizimle paylaşın