Stars and Shadows Serisi'ni de bitirdim bu kitapla beraber. Bir seriyi daha sonlandırdım. Hani bazı kitaplar vardır ya çok mükemmel değildir ama öyleymiş gibi bir keyifle okutur kendini... Bu seri tam olarak öyle bir seriydi ve öyle kitaplardan oluşuyordu.
İlk üç kitap Adara ve Evren'in hikayesini anlatırken serinin 4. kitabı diğer kitaplardan tanıdığımız Sorin ile Thalia'nın hikayesini anlatıyordu. Çünkü onların hikayesi üçüncü kitapta sonlanıyordu ve kendi mutlu sonlarını yaşamaları gerekiyor. Sanırım bu yüzden de yazar rahat etmemiş ve bu kitabı da yazmış. Asla şikayetçi değilim.
Stars and Shadows Serisi dört kitaptan oluşuyor ve sıralı okuması gereken bir seri. Yetişkin içerikleri olan bir seri... hem şiddet hem de cinsel yönden yetişkin içerikli..
Kitabın kısaca konusuna değinmek gerekirse; Thalia geçmişinde Gavin ile ilgili verdiği bütün savaşlardan sonra bir savaşçı olmuş Kutsanmış olmasından dolayı sahip olduğu büyü gücüyle de oldukça güçlüdür. Gavin ile verilen en son savaşta Jorah'ı kaybetmenin acısıyla yaşarken kalbi her ne kadar Sorin'i sevse de şimdiye kadar sevdiği herkesi kaybetmiş olduğu için Sorin'e bağlanmak ve onunla bir ilişki yaşamak istememektedir. Her ne kadar Sorin'de onu seviyor ve onun için her şeyi göze alabilecek olsa bile. Gavin ile verilen savaşın ardından ortadan kaybolan Kral Riven kendini göstermeye başlar... İnsan Krallığı ile Fey Krallığı arasında gelişen olayların sonucunda aldığı istihbarattan sonra bu durumdan şüphelenmeye başlayan Evren ve Sorin bir plan yaparlar. İnsan Krallığı'nın Kralı Henrick bir Kutsanmış eş alacağını ve gelinleri bir dizi imtihana sokacak ve aralarından biriyle evleneceğini duyurduktan sonra da yapılan planların sonucunda Kutsanmış olarak Thalia ailesi olarak gördüğü insanları ve Kan Krallığı'nı korumak için gönüllü olarak İnsan Krallığı'na gider. Orada Kral Henrick ile yakınlaşacak, onun güvenini kazanacak ve Fey Krallığı ile ilgili planlarını öğrenecektir. Ancak Thalia'nın bütün duygusal boşluklarından yararlanan Kral Henrick, genç kadının kafasını ve duygularını karıştırırken Sorin'in de oradaki varlığı Thalia'yı iyice diken üstünde tutar. Üstelik Kral Henrick'in bazı sinsi planları vardır. Kraliçesi yapacağı Kutsanmış ile Fey Krallığı'nı da ilgilendiren planlar... Bu durumda İnsan Krallığı'nda olan Thalia oldukça büyük bir tehlike altındayken Sorin de onu korumak için herkesi ve her şeyi karşısına alabilecekken hiç de hesaba katılmayan olaylar patak verir... Şimdi hayatta kalmaları ve Evren'e bilgi vermeleri daha önemlidir...
Yazarın kitaplarıyla alakalı bir şey söylemek istiyorum. Yazarın kitaplarını kısa tutmasını, gereksiz uzatmalar yapmamasını sevdim mi sevmedim mi bilemiyorum. Çünkü kitaplar kısa ve hemen okunuyor. Sonucunda da bir çırpıda bitiyor ve tadı damağımda kalıyor.
Şu kitabı -belki hep söylüyorum ama- başka yazar yazsaydı Thalia-Sorin-Kral Henrick arasında geçen aşk üçlemesini ya da buna ne demek isterseniz öyle bir uzatır ve triplere sokardı ki... Ama yazarımız buna gerek görmemiş. Gerçi ben aşk üçlemesi demiyorum Thalia'nın aptallığı demeyi daha doğru buluyorum ama okuduğunuz da anlayacaksınız beni. Aşırı sinirlendim ona... çok fena saydırdım.
Ahh Sorin... aşık olacak, böylesine sadakatle bağlanacak başka kadın bulamadın mı? Bence Thalia seni hak etmiyor... Gönül işte... aka da konuyor, sonrası sansüre girer söylemiyorum.
İnsan Krallığı ile Fey Krallığı arasındaki ilişki, Kral Revin'in ortaya çıkışı güzel detaylardı. Hatta Kutsanmış gelinlerin güç gösterileri de öyle...
Kral Henrick'i kitabın başından beri şüphelenmesem ben de sevebilirdim ama ne yazık ki benim için şüpheli olması sevmeme engel oldu çünkü söylediği her sözün, yaptığı her hamlenin altında bir art niyet aradım. Keşke azıcık benim gibi düşünseydi Thalia da. Bir de onun ne işler peşinde olduğunu sorgulayarak gitti. Ama sanki Evren'in ajanı, savaşçısı değil de masum bir gelin gibi gitmiş tavırlarında olması ve krala kapılır hale gelmesi sinir bozucuydu.
Bu arada her ne kadar Sorin ile Thalia arasında bir ilişki olmasa da Sorin'in onu sevmesi ve Thalia'nın da bu duygulara karşı boş olmayışı benim için yeterlidir. Bu yüzden Kral Henrick ile Thalia arasındaki duygusal ve fiziksel yakınların hepsi benim gözümde aldatmaya girdi.
Sorin... ah Sorin... başka kadın mı yoktu evladım aşık olacak!
Sorin ise her şeye rağmen Thalia'dan kopamaması, ona sadık kalması, onun güvenliği için çaba harcaması çok güzeldi. Keşke gerçekte de senin gibileri olsa be adamım... vampirsin falan ama adamsın da!
Bütün olayların ortaya çıkışı, Thalia'nın Kral Revin ile karşılaşması ve bütün planları öğrenmesi ile başlayan olay zinciri çok güzel anlatılmıştı. O sayfalar kesinlikle nefes kesiciydi. Özellikle kan büyüsü ile Sorin'in vurulması - ki burada Thalia'nın hayatını kurtarmak için kendi hayatını ortaya koydu adam - sonrasında hala triplerde olan ve korkuyorum, travmalarım var benden beslenilmesi hakkında durumları güzel kurgulanmıştı ama okurken o satırları da adam senin yüzünden ölüyor, seni korumak için ölüyor ama sen hala travma diyorsun diye Thalia'yı sarsmak istedim.
Ama İnsan Krallığı'ndan kaçışları güzeldi.
Zaten kaçtıktan sonra da Evren ve Kalen tarafından bulunmaları, o sahnedeki sohbetler falan çok güzeldi. Orada kraliyet sarayının yandığını öğreniyoruz. İşte arka planda olanları okumayı isterdim.
Kitabın son bölümü ise... mutlu son. İkilinin kendi mutlu sonlarında okumak çok güzeldi. Hatta öyle ki kitapta Adara ve Evren'i de mutlu sonlarında bir eş olarak okumak da çok güzeldi. Güzel sonlanan hikayeleri seviyoruz. 💖
Kitaba dair puanım 5 üzerinden 4 veriyorum. 🌟🌟🌟🌟
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Kitap ya da yazı hakkındaki görüşünüzü bizimle paylaşın