28 Haziran 2013 Cuma

7 Donna Fletcher - Bekle Beni


Yine Epsilon, tarihi aşk romanı türünde yeni bir yazar ve yeni bir seri ile okurlarını karşıladı. :))

"Bekle Beni", Sinclare Brothers serisinin ilk kitabı ve seri toplamda 4 kitaptan oluşuyor. Her kitap bir Sinclare erkeğini anlatıyor. "Bekle Beni" kitabı da en büyük Sinclare erkeği olan Cavan'ı konu alıyordu. Bir de bu seri İskoç klanlarını sevenler için :)) İskoçya'ya da geçiyor haberiniz ola :)

Seri hakkında kısaca bir bilgi verdikten sonra yazarın kalemine değinmek istiyorum. Kolay okunan, akıcı bir kalemi var ama bence profesyonel bir yazar değildi. Benim için bir Garwood ya da McCarty kadar güçlü bir kalemi yoktu ama yine de okurken keyifli zaman geçirtip de bir çırpıda biten bir kalemi var. 

Kitap karakterlerini sevdiğimi söylemeliyim. Gerçi İskoç'ların tipik erkekleri gibiydi erkek karakter Cavan bu yüzden kendini sevdirdi :) Kadın karakterin, Honora'nın da ürkek görünüşünün altında güçlü bir karakter olduğunu okumak güzeldi. Ama yine de kitapta havada kalan şeyler vardı bana göre. Mesela Honora çok çabuk tutuldu bu bana biraz yapmacık geldi ve o zamanlarda kadınların cinsel yönden daha masum olduğunu okuduk kitaplarda ve burada Honora'nın çok açık olması ve Cavan'dan sevişme isteğinde bulunmasını pek beğenmedim. :) Gerçi yazar öyle uygun görmüş yazmış bize laf söylemek düşmez ama ben pek beğenmedim işte. 

Ahh bir de söylemeyi unuttuğum asıl nokta yazarın savaş sahnelerini biraz geçiştirir gibi yazmış olmasıydı ya da bana öyle geldi bilemiyorum. Şahsen sonlarında Mordrac ile karşı karşıya geldiğinde bir savaş okumayı tercih ederdim bu kadar kolay teslimiyet olmamalıydı :) 

Çok eleştirdim sanırım susuyorum :)

Biraz daha konuşursam kitap içeriğine gireceğim bu yüzden kısa kesiyorum. Bence çok da mükemmel bir kitap değildi. Ama yine de okurken keyifli zaman geçirten bir kitaptı. Bu yüzden tavsiye edebilirim :) 

Sinclare Brothers Serisi'nin kitapları:
  • Bekle Beni 
  • Under The Highlander's Spell 
  • The Angel and The Highlander
  • The Highlander's Forbidden Bride

Kitabın konusunu sizinle paylaşıyorum:
Evlilik onun için yalnızca bir kaçıştı… 
Savaşçı klanların, vahşi topraklarının gelecekleri için ölümüne mücadele ettiği İskoç dağlarının sisli çayırlarından gelen Honora Tannach’ı, hiçbir şey üvey babası ile aynı kalede kapana kısılmak kadar korkutamamaktadır. Bir İskoç klanının liderinin oğluyla evliliği ayarlandığında ise çok heyecanlanır… Ta ki nişanlısının Cavan Sinclare olduğunu öğrenene kadar. Bu vahşi savaşçı bir defasında hayatını kurtarmış olsa da Honora kimsenin bu denli yabani birini ehlileştiremeyeceğini bilmektedir - insanın içine işleyen gözlerinin ve keskin yüz hatlarınınsahiçbir önemi yoktur… 
En sonunda onu tutsak edenlerden kaçtığında, Cavan’ın tek düşüncesi klanını tehlikeli işgalcilerden korumaktır ancak güzel karısı çok tehlikeli bir dikkat dağıtıcıdır. Alev alev yanan bir tutku, onların tereddütlerini ortadan kaldıracak… Ve Cavan hiçbir şeyin gerçek aştan daha güçlü olamayacağını keşfedecektir.

25 Haziran 2013 Salı

4 Yeni Tasarımımız


Merhabalar :)

Takipçilerimizin fark ettiği üzere yeni bir blog tasarımına geçtik. Değiştirme isteğimizin temel sebebi diğer tasarımımızın kısıtlayıcılığı idi. Bu tasarımı da adım adım kendimiz yaptık.

Eksiklerimiz, hatalarımız vardır elbet. Affola.

Yeni tasarımımızı beğenmenizi umuyoruz. Başlarda yadırgansa da göz zamanla alışacaktır. Eski tasarımımızı da tamamen terk etmediğimizi bildirmek isterim. Zaman zaman eskiye dönebiliriz :)

Anketimize katılarak bizi düşüncenizden haberdar ederseniz de memnun oluruz.

Desteğinizi için teşekkürler :)

Yeni tasarımımızı nasıl buldunuz?

24 Haziran 2013 Pazartesi

5 Olivia Cunning - Tutkulu Notalar [ Günahkarlar Turnede #1 ]


"Sinners on Tour" serisininilk kitabı Tutkulu Notalar... Kitap tam olarak adını yansıtan bir kitap. Ayrıca kapak tasarımı her ne kadar yolda otobüste falan okunamaz gibi görünse çok güzel :)) Ben çok beğendim kapak tasarımını :)

Her neyse kitaba dair hem iyi hem kötü eleştirilerim olacak ama ondan önce yazarın kalemine değinmek istiyorum. Yazar cidden çok akıcı bir kalemle yazmış kitabı dolayısıyla kitabı bitirmek çok kolay oluyor. Bir de kitapta körkütük bir aşk okumuyoruz ama oldukça tutkulu bir ilişkideki filizleri okuyoruz... ve yazar bunu çok iyi işlemiş. Özellikle konser kısımlarını anlatışı cidden hoşuma gitti. 

16 Haziran 2013 Pazar

1 Robin LaFevers - Ölümcül Merhamet


Yeni bir DEX kitabını daha bitirdim. Açıkçası kitabın konusundan çok kapağına vurulup aldım diyebilirim :) Ha değdi mi evet bence değdi ama küçük sıkıntılarım da oldu kitapla ilgili onları daha sonra değineceğim :)

Öncelikle yazarın kalemine değinmek istiyorum çünkü "Ölümcül Merhamet" yazarın ülkemizde yayınlanan ilk kitabı, yani tanımadığımız bilmediğimiz bir yazardı. Akıcı, sürükleyici ve merak uyandırıcı bir kalemi var yazarın. Olay ilişkileri falan kopuk değil ve Ismae ağzından anlatılıyordu dolayısıyla tek bir kişinin bakış açısından olayları görmemize rağmen karşı tarafın duygularını zaman zaman tahmin etmek mümkün olabilecek şekilde anlatım tarzı kullanmış yazar.

Kitabın konusu ise cidden güzeldi. Entrika, ölüm, ihanet, hainlik... her şey vardı. Yani bildiğiniz bir sarayda neler yaşanıyorsa kitap onlara değinmişti ama bunun yanında paranormale de kayan bir konusu olması konuyu daha da ilginç hale getirmiş.

Kitap her yaş ortalamasına hitap edebilecek bir kitap, yaş sınırlaması olmaksızın okunabilinir. İçerisinde belirgin bir aşk olmasa da sonlarına doğru filizlenen bir aşkı görmek mümkün.

Aslında okurken keyifli zaman geçirtecek bir kitap ama nedense zaman zaman biraz durgun ve olaysız ilerlemesinden sıkıldığım anlar oldu. Bunu inkar edemem. Yine de beğendim kitabı... yani 5 üzerinden 4 verebileceğim bir kitap diyebilirim.

Bu arada küçük bir bilgi daha paylaşmak istiyorum. "Ölümcül Merhamet" kitabı "Ölüm'ün Hizmetkarları" serisinin ilk kitabı. Seri üç kitaptan oluşuyor ve üç arkadaşı konu alıyor. Birinci kitap Ismae'yi konu almıştı ikinci kitap Sybella'yı üçüncü kitap ise Annith'i konu alıyor.

Serinin kitapları:
Kitabın konusunu aşağıda sizlerle paylaşıyorum:
Kurt olabilecekken neden kuzu olasın? 
Genç, güzel ve ölümcül. On yedi yaşındaki Ismae, babasının onun için yaptığı anlaşmalı evlilik dehşetinden, gizemli bir keşiş tarafından kaçırılır.  
Götürüldüğü manastır, Ölüm Tanrısı Aziz Mortain için eğitilen, kendisininki gibi garip yara izleri taşıyan kızlarla doludur.  
Burada, Ölüm Tanrısı’nın onu tehlikeli hediyeler ve korkunç bir kaderle kutsadığını öğrenecektir. Manastırda kalmayı seçerse rahibeler tarafından bir suikastçı olarak yetiştirilecek ve Ölüm Tanrısı’nın intikamını alacaktır.  
Ismae çok önemli bir görev için Breton sarayına gönderilir; hem entrika ve ihanetin ölümcül oyunlarına hem de yapması imkânsız seçimlere karşı savunmasızdır: Ismae, Tanrısına mı yoksa kalbine mi hizmet edecek?  
Ölüm’ün Hizmetkârları üçlemesinin ilk kitabı olan Ölümcül Merhamet tehlikeli bir aşk, zehirle gelen ölümler ve kendi yolunu bulmak üzerine…  
“Entrika ve gaddarlık, tutku ve acı... daha fazlası için sabırsızlanacaksınız.” New York Times 
“Bir solukta okuyacaksınız… Şüphe, şehvet ve merhamet.” Kirkus

7 Haziran 2013 Cuma

2 Cenk Çalışır - Satranç Cinayetleri


Aylardır elimde olan bu kitabı okumayı erteleyip durdum. Sebebi ise aslında türe karşı duyduğum ilgisizlikti. Satranç cinayetleri adından da anlaşıldığı üzere polisiye bir roman... Şu an ise bu erteleme kararımdan pişman mı yoksa mutlu mu olsam bilemiyorum.

Pişmanım çünkü kitap gerçekten okunmaya değer bir kitap ve çok severek okudum.
Mutluyum çünkü okumayı özlediğim bir zamanda elimdeki kitaptan cidden keyif aldım.

Cenk Çalışır'ın kaleme aldığı romanın ilk basımı 2010 yılında ikinci basımı ise 2012 yılında yapılmış. Şahsen başlarda kitaptan biraz sıkıldığımı itiraf etmeliyim. Ama Ercan'ın olaylara gerçek anlamda dahil olduğu yerlerden sonra, ki bu kitabın ortalarına varmadan çok önce oluyor, kitap gerçek bir sürükleyicilik kazandı. Ailemle pikniğe giderken arka koltuğa sinip okumaya devam ettim, öyle düşünün :)

Keyif aldığım asıl noktalardan birisi karakterlerin Türk oluşuydu. O kadar uzun zamandır çeviri romanlar okuyorum ki bunu özlediğimi fark ettim. Çay ve pideyi, kuru fasülyeyi okumak güzeldi mesela :)

Polisiye türünü özel bir ilgi duymayan ben beğendiğime göre ilgi duyanlar hayli hayli beğenir diye düşünüyorum. Eğer okumadıysanız tavsiyemdir diyor ve bundan sonra içeriğe gireceğim konusunda sizleri uyarıyorum.

Kitapta hakikaten çok şaşırdığım olaylar vardı. Yazar bazı noktalarda cidden zekice kurgular yapmıştı ve sonlara doğru tüm ekiple birlikte benim de ağzım açık kaldı. Hadi be dedim. Bunlar zaten özellikle kitabı beğendiren noktalardan birisiydi. Ayrıca araya serpiştirilmiş küçük espriler de hoşuma gitti. Bu noktada o basit esprilerden birisini basit bir şekilde burada sizlerle paylaşmak istiyorum :) Kitaptan birebir almayacağım. 

Ercan Komiser'in sevgilisini kaçıran adama A diyeyim, kitabı okumayanlara büyük spoiler olmasın :D 
Ercan sevgilisinin iyi olduğundan emin olmak için sesini duymak ister. A telefonu kızın kulağına tutar. 
Kız: Ercan, canım... 
Ercan: Elif? İyi misin? Korkma sakın! Her şey yoluna girecek.  
A telefonu alır ama haberi olmayan Ercan konuşmaya devam eder. 
Ercan: Seni seviyorum. 
A: Ben de seni seviyorum. 
Bu çok güldüğüm bir kesitti. Sizlerle de paylaşmak istedim :D Velhasıl, ben kitabı sevdim dostlar, sizlere de okumanızı tavsiye ederim.

Kitapla ilgili tek eleştiri noktam Elif. Herkes o denli sıkı sıkıya korunurken Elif'in korunmaması... Daha kitabın başlarında bile kızın başına bir şey geleceğini tahmin etmiştim. Herkesi düşünen Ercan komiserin Elif'in güvenliğini atlaması gibi basit bir kurgusal açık olmamalıydı bence.

Yine de genel anlamda beğendiğim bir romandı ve okunmaya değer bir yazar kazandığımı düşünüyorum. Öğrendiğim kadarıyla yazarın iki romanı daha var: Oyun İçinde Oyun ve Zehr-i Katil. Bu romanları da bulduğum ilk fırsatta okumayı planlıyorum.

Bu arada eklemek isterim. Kitabın netteki kapak fotoğrafları ile bendeki baskının kapağı farklı. O yüzden elimdekinin kapağını da kendim çektim. Şöyle paylaşayım:


Kitabın tanıtım yazısı ise şu şekilde:
Türk okuru,bir sonraki macerasını sabırsızlıkla bekleyeceği,yeni bir polisiye yazarıyla tanışıyor.
Bursa Emniyeti birbiri ardına işlenen cinayetleri çözmek için uğraşıyor !!!
Görgü tanığı, parmak izi, ya da ipucu sayılabilecek herhangi bir bağlantısı olmayan cinayetlerin tek bir ortak noktası var: Cesetlerle birlikte bulunan satranç taşları...
Başkomiser Ali Çakır, genç kuşak başarılı komiserler Levent, Cengiz ve Bülent'le seri cinayetleri çözme konusunda yol almaya çalışırken Ercan Demir olaya el koyuyor.

Ülkede seri cinayetler artınca, bu konuda yurt dışında eğitim gördükten sonra çok gizli Ulusal Güvenlik Bürosu'nda çalışmak için yurda dönen Ercan, Bursa halkının haberdar olmaya başlayıp korktuğu seri katili bulabilecek mi?

Bu satranç cinayetleri oyundaki şahı kullanmadan çözülebilecek mi? Yoksa Oyuncu "Şah!" diyecek mi?

4 Haziran 2013 Salı

2 Simone Elkeles - Kusursuz Kimya


“Perfect Chemistry” serisinin ilk kitabı “Kusursuz Kimya”…

Kitap yorumuma geçmeden önce yazarın kalemi ve seri hakkında bilgi vermek istiyorum…
“Perfect Chemistry” serisi 3 kitaptan oluşan bir genç yetişkin dediğimiz türde aşk romanı. Lise son sınıf olan kötü çocuğun iyi güzel kıza aşkını konu alıyor. Seri aslında Meksikalı üç erkek kardeşin aşkını konu alıyor. İlk kitapta Alex Fuentes’i okuduk ikinci kitapta Carlos Fuentes üçüncü kitapta ise Luis Fuentes anlatılıyor.

Yazarın kalemi genel anlamda akıcı, sürükleyici ve güzeldi. Hafif ve okurken zevk veriyordu ama… bir Brittany bir Alex tarafından anlatılıyordu olaylar. Bu da kitabın genelinde okurken biraz kopukluk hissetmeme neden oldu. Yani demek istediğim bir olayı Alex’in ağzından okurken bölüm bitiyor ve yeni bölümü Brittany’nin ağzından okunuyor falan… Açıkçası madem her iki kahramanın tarafından olayları okuyacaktık üçüncü ağızdan yazılsaydı kitap daha iyi olurdu dedim. Bu şekilde pek sevemedim anlatım tarzını…

Çeviri güzeldi ama imla hataları vardı ve beni özellikle rahatsız eden şey kırk yıllık BMW oldu ‘beemwe’…bu şekilde yazılması garip geldi. Tamam belki onların dilindeki telaffuz bu şekilde olabilir ama biz de değil. Artık çeviriden midir yoksa imla hatasından mıdır bilemiyorum ama bunu okumak – birkaç kez hem de- beni rahatsız etti ki ben imla hatalarından o kadar rahatsız olmayan bir okurken!

Bunların haricinde kitabın konusunu sevdiğim için kitabı sevdim. Zaten kitabın orijinalinden okumak için kitapçılara bakıyordum Türkçe’sini okumak daha iyi oldu.

Çete üyesi Alex’in tavırları, duruşu, konuşması aralarda İspanyolca kelimelerin girmesi ve beyaz zengin güzeli olan Brittany’nin dış hayata karşı prenses davranışları… ve bunların arkasında her ikisinin de aslında içlerinde yatan ve sakladıkları sırlar… Bunları okumak güzeldi ve sürükleyiciydi.

Zaman zaman eğlendiğim sohbetler oldu, zaman zaman da Colin ve tavırlarına sinir olduğum noktalar oldu. Ancak Alex’in olduğu her sayfayı ayrı bir hevesle okuduğumu itiraf edebilirim.

Neyse çok uzatmadan yorumumu bitireyim. Şahsen okumak isteyen tavsiye ederim ama mutlaka alın okuyun da diyemem ama ben serinin ikinci ve üçüncü kitaplarını okumayı istiyorum sırf bu kitapta henüz küçük olan çocukların aşklarını ve büyümelerine tanık olmanın heyecanını yaşamak için.
Ayrıca kitabın da kapak tasarımını çok beğendiğimi söylemeliyim. Bu konuda benden tam puan aldı Artemis :))

“Perfect Chemistry” serisinin diğer kitapları;
  • Kusursuz Kimya
  • Rules of Attraction (çevrilmedi)
  • Chain Reaction (çevrilmedi)
Kitabın konusunu sizlerle paylaşıyorum:
Brittany Ellis görünüşte her şeye sahipti. Varlıklı bir aile, mükemmel bir sevgili ve ‘doğru’ bir arkadaş grubu. Ancak kimya dersinde, kasabanın ‘yanlış’ tarafında yaşayan çete üyesi Alex Fuentes’le laboratuvar partneri olmak zorunda kalınca, Brittany’nin kusursuz hayatı sarsılacaktı.  
Alex ‘kötü’ bir çocuktu ve üstelik bunun farkındaydı. Brittany’yi baştan çıkaracağına dair arkadaşlarıyla bahse girerken, genç kızın duyguları hiç de umrunda değildi. 
Fakat onları, kimyasal tepkimelerin en büyüğü bekliyordu. Aşk!  
Alex ve Brittany, aralarındaki karşı konulmaz kimyaya kapıldıkça, hiçbir şeyin göründüğü gibi olmadığını anlayacaktı. Alex hayatını ortaya koymalı, Brittany en büyük sırlarını gözler önüne sermeliydi. Bütün dünya onları ayırmaya kararlıyken, masum bir aşk onları birarada tutabilecek miydi?