Anna Campbell adını çok sık duyduğum ama hiç okumadığım bir yazardı. Kitabını okuyunca adını neden bu kadar sık duyduğumu anladım. :)
Mahrem, Matthew ve Grace'in aşk hikayesini anlatan bir roman ve Grace'in kaçırılarak Matthew'e götürülmesi ile başlıyor. Doğrusunu söylemek gerekirse bayağıdır okuma fırsatım olmadığı için bu kitabı gördüğümde atıştırmalık gibi görmüştüm :) Başlarda, Matthew'in Grace'e inanmama kısımları da benim gibi sabırsız bir okur için az da olsa sıkıcıydı ama ondan sonra kitap öyle bir sardı ki beni, akşam dokuz civarı başlamıştım ve sabahın dördüne kadar okuyup bitirdim :)
Yazar karakterleri çok iyi işlemişti. Özellikle Matthew kararlı ve tam sevdiğim tipte bir karakterdi :) Sanırım bundan sonra biraz kitap içeriğine gireceğim, uyarayım :)
Grace de iyiydi hoştu ama sonunda her şey sona erdiğinde ayrılma kısmı biraz saçmaydı bence. Tamam, Matthew'in başkasını sevebileceğini düşünmesi normal ama...Bir anda birlikte hiç bir şey yaşamadığı bir adammış gibi davranması falan mantıksız geldi bana. Bir yıl süren ayrılık da öyle...
Bir diğer takıldığım nokta ise Monks ve Filey'di. Kitapta, amcanın eve gelişleri haricinde başka korumadan bahsedilmedi. Yani yalnızca ikisi vardı. Üstelik, Matthew'in, istediğinde Filey'i kolayca harcayan koca bir köpeği ve tabii ki kendisi vardı. Kitabı okurken iki adamı nasıl alt edemiyorsunuz, diye aklımdan geçmedi değil. Bir iki daha fazla koruma yazmaya mı üşendi acaba yazarımız :)
Tabii dışarı da devreye giren güçler ve hemen yakalanması kısmında sıkıntım yok :D
Neyse efendim, bu ufacık detaylar pek hatadan da sayılmaz zaten. Tarihi aşk romanı okurları, Mahrem'i hala okumadılarsa edinsinler derim. Pek çok tarihi aşk romanı okudum. Çoğunlukla benzer hikayelerdi ama buna benzeyen bir konuyu daha önce hiç okumamıştım. Tamamı ile farklı geldi...
O konuyu sizinle şöyle paylaşayım:
Tabii dışarı da devreye giren güçler ve hemen yakalanması kısmında sıkıntım yok :D
Neyse efendim, bu ufacık detaylar pek hatadan da sayılmaz zaten. Tarihi aşk romanı okurları, Mahrem'i hala okumadılarsa edinsinler derim. Pek çok tarihi aşk romanı okudum. Çoğunlukla benzer hikayelerdi ama buna benzeyen bir konuyu daha önce hiç okumamıştım. Tamamı ile farklı geldi...
O konuyu sizinle şöyle paylaşayım:
"Sadece birkaç öpücük nasıl bu kadar fırtınalı bir arzu yaratabilir?
Güzel Grace Paget kaçırılmış, gizlice uzaktaki bir çiftliğe götürülmüş ve hiç tanımadığı bir adamın her arzusunu karşılaması söylenmiştir, eğer bu isteği yerine getirmezse hayatını kaybedecektir. Grace onu kaçıranların sandıklarının aksine bir fahişe değildir ve hayatını kurtarmak için her türlü riski göze alacaktır fakat birden kendini bu tanımadığı yakışıklı adam tarafından baştan çıkarılmış bir halde bulur. Adamın gözlerindeki bir şey Grace'e onun göründüğü kadar acımasız olmadığını fısıldar.
Sheene'in, bu kadının çiftliğe neden ve nasıl getirildiğine dair hiçbir fikri yoktur. Bir mahkûm gibi kilit altında tutulan ve herkes tarafından "deli" olarak tanınan bu adam hayatını geri kazanmak için her şeyi yapmaya hazırdır fakat Grace'in büyüleyici güzelliği bütün amaçlarını unutmasına sebep olur. Ve onun yanından bir an bile ayrı kalmak istememesine rağmen Grace'in zorla çiftlikte tutulmasına da dayanamaz. Birlikte onları tuhaf bir şekilde bir araya getiren bu güce karşı gelmeleri gerekmektedir. Ancak o zaman birbirlerine ait olacaklardır. Sonsuza kadar..."
Hatunum bu yorumdaki sözleri sen diyorsan eğer kesinlikle okumalıyım. Sen kolay kolay beğenmez tavsiye etmezsin kesinlikle okumalıyım bunu da ama önce elimdekiler bitsin :)
YanıtlaSilAhahha :D Ukalalıkta üzerime yok :D
Silİkiniz yüzünden, parasızlıktan yerlerde sürünüyorum. Okumayın şöyle güzel kitaplar. :D
YanıtlaSilHahahaha :D: Şimdiye kadar okuduğum en güzel yorumdu :D :D
SilTeşekkür ediyorum. :P
Silhehe Tuğçe bebeğim bayıldım yorumuna :)) Vallaha bende ay sonunu zor getiriyorum bu kitaplar yüzünden :)
YanıtlaSilAblam sen çalışıyorsun yine, biz öğrenci maaşıyla. :D
SilSizin işiniz tabi ki daha zor :)) o devirlerden bende geçtim bilirim ;)
Sil