9 Ağustos 2015 Pazar

0 Dilek Taygun - Kır Papatyası


~~~
Ah, kır papatyası... 
Sensiz yok olmaya yüz tutmuş eski bir ev gibiydim. Her an bir yerimde yıkım oluyor, her an bir yerim acıyla kavruluyordu.
~~~

Hiç Gökhan'a göz koymayın o gece bakışlı yakışıklı iş adamı İnci'ninmiş :D der yorumumu bitirir kaçarım :P

İlk defa kendimi adımı bir kitapta okudum ve Gökhan'ın her İnci deyişini üstüme alarak okudum. Çok ilginç bir tecrübe oldu benim için ve inanılmaz keyifliydi :)

Wattpad yazarlarından Dilek Taygun'un kitabı Kır Papatyası'nı okuyarak yeni bir yazar daha keşfettim. Kitabın konusunu beğendim ama beğenmediğim kısımlarda vardı. Onlara sonradan değineceğim.

~~~
"Aşk sana uğramadığı için aşkı aptallık gibi görmekte tam da sana yakışan bir şey."
~~~

Öncelikle kitabı okumak isteyenlere bir uyarı yapmak istiyorum. Fatih Murat Arsal'ın Şahane Gelin kitabını okudunuz mu bilmiyorum ama orada kadın karakter Gülay henüz 19 yaşındaydı ve Osman'da ondan yanlış hatırlamıyorsam 12 yaş büyüktü ve bu durum bazı okurları için büyük sorun teşkil etmişti. Eğer bu tür yaş farklarına takılıyorsanız baştan söyleyeyim okumayın bu kitabı o zaman bu kitapta sizi rahatsız edecek detaylar olacaktır. Çünkü İnci henüz 18 yaşında ve Gökhan'da 31 yaşında dolayısıyla yaş farkı sizi rahatsız edebilir.

Küçük uyarımı da yaptıktan sonra kısaca kitabın konusuna değinmek istiyorum. Bilmeyenler için arka kapak pek açıklayıcı gelmeyebilir. İnci, üniversite sınavına daha iyi hazırlanmak için İstanbul'a gelip Gökhan'ın yanında yaşamaya başlar. Başka bu durumu kabul etmek istemeyen Gökhan, İnci'nin varlığına alışarak aralarındaki çekimin kalplerine doğru ilerlediğini fark ederler. Ama hiçbir şey bu kadar değildir. Aralarında Gökhan için oldukça büyük sorun teşkil eden bazı problemler vardı.

Merak ediyorsanız sonunu okuyun  ;)

~~~
Onu kalbinden söküp atamazdı ama kurutacaktı. Nasıl sonbahara doğru bütün otlar kuruyorsa bu adamda kuruyacaktı. Kalbinde artık sonbahar rüzgarları esecekti.
~~~

Kitapta beğenmediğim kısımlara değinmek istiyorum. Aslında oldukça akıcı gidiyordu kitap ama çok fazla geçişler vardı. Yani demek istediğim bir üçüncü biri tarafından anlatılırken birden İnci'nin tarafından anlatıyor birden bakıyorsun Gökhan'ın tarafından anlatılıyor. Bu durum ister istemez kopukluğa neden oluyor. Zaten geçişler için bir uyarı olmadığı için de tam olarak kitaba adapte olmak sorun oluyor.

Şikayetçi olabileceğim tek konu bu onun haricinde kitap güzeldi. Keyfile okunacak ve zaman zaman eğlenceli sohbetlerle gülümsetecek bir kitaptı.

~~~
"Hayatıma bir anda habersiz girdin. Evime ortak oldun. O da yetmedi kır papatyası geldin kalbime daha önce bilmediğim, tatmadığım duygular ektin... 
Ama artık senden nefret etmekten yoruldum. Sonunun nereye gideceğini bilmediğim bu yola seninle başlamak istiyorum küçüğüm."
~~~




Kitabın tanıtım yazısı:

'Sen yasak elmasın, papatya…' 
"Kızma…" 
Kızın ağzından bu kelime yalvarır bir tonda çıkmıştı. Adam daha fazla dayanamayarak masanın üzerinden elini uzatarak kızın elinin üzerine bıraktı. "Kızdığım sen değilsin küçüğüm… Kendime kızıyorum." Genç kızın kavisli kaşları şaşkınlıkla kalkmıştı. "Neden?" "Bana emanet edilene sahip çıkamadım," dedi adam yüzünde sıkıntılı bir ifadeyle. "Ben… Ben senin için sadece bir emanet miyim?"

Hiç yorum yok :

Yorum Gönder

Kitap ya da yazı hakkındaki görüşünüzü bizimle paylaşın