25 Temmuz 2013 Perşembe

1 Jennifer L. Armentrout - Opal [ Lux #3 ]


Seri kitaplarda en sevdiğim şey peş peşe okuyabilmek... Oniks bitti ardından elimde Opal'in bulunmasının tatmini ile ona başladım ve yarım kalmışlık, bekleme sıkıntısı çekmeden devam ettim ama... işte asıl mesele ondan sonra başladı...keşke bekleyeydim de Opal'i Origin çıktıktan sonra okuyaydım dedim çünkü öyle fena bitti ki nasıl beklersin şimdi 4.kitabı... Poff :(

Diren konuya aldım ama zaten Lux serisinin diğer kitaplarını yorumlarken ve Melez Sözleşmeleri serisini yorumlarken sizlere yazarın dilinden oldukça bahsetmiştim ama yine içim rahat etmedi kısaca bahsedeyim.
Yazarımız Jennifer L. Armentrout fantastik bir seri olan Lux serisinin yazarı... oldukça akıcı, sürükleyici, bir çırpıda okunan hafif sade bir kaleme sahip. Hatta her yaş ortalamasına hitap eden kitaplar yazıyor... Yani yediden yetmişe okuyabilirsiniz fantastik roman seviyorsanız.


Şahsen bizzat kendim Jennifer'ın kalemine bayılıyorum, benim bütün iş yorgunluğumu stresimi alıp götürüyor ve sakinleştirirken de fantastik dünyasına davet ediyor :)

Kitap, Lux Serisinin 3. kitabı ve Lux gezegeninden Dünya'ya gelen uzaylılardan biri olan Daemon'ın insan bir kıza olan aşkını, arkadaşlığını konu alırken insan kızımız Kat'in nasıl melez olduğunu ve sonrasındaki olay döngüsünü konu alan bir seri. Bu kitapta da olayların devamını okuyoruz tabi :)

Hep yorumumun sonunda söylüyordum şimdi başında söyleyeyim... 


Bu küçük hatırlatmadan sonra kitabımın yorumuna giriyorum ve sevgili okurlar, takipçiler sizleri  kitap içeriğine gireceğim konusunda uyarıyorum :)

Oniks, Dawson'ın gelişi ile bitmişti bu kitapta üçüncü kardeş Dawson'ı okumak biraz garip geldi ama bir yandan da onun tekrardan aile ile beraber olması, onlara ısınması, aralarına girebiliyor olduğunu görmek de inanılmaz derecede güzeldi. Hatta bazı kısımlarda kimseye anlatamadıklarını Kat'e anlatması oldukça hoştu.

Daemon her ne kadar öküzlüğüne devam etse de genellikle romantik tavırlar içerisindeydi ve itiraf ediyorum öküz Daemon'ı sevip bağrıma basmıştım ama romantik versiyonunu da sevip bağrıma basasım geldi. :) Hele ki Oniks kalkanları ile yaşadıkları maceradan sonraki tavırları ve okul balosundan sonraki göl kenarındaki romantik hali... yerim seni Daemon dedim :)) Ancak hep de romantik değildi. Yine öküzlüklerini okuduk onun zaten kendini beğenmiş ukala bencil tavırları yok mu... insanı güldüren keyiflendiren ve eğlendiren noktalardı. Sanırım en olursa olsun öküz Daemon'ı her türlü Daemon versiyonundan daha fazla seveceğim :)

Kat'in bu sefer yaşadıkları daha da zordu sanki... Özellikle arkadaşı Carissa'nın ölümü.... sanki o zaman hissettikleri azmış gibi bir de Will çıktı... ama ne yalan söyleyeyim Will hak etmişti ölümü... Neyse asıl soluksuz bırakan kısım zaten Will'in ölümü değil, onun silahından çıkan kurşunun Kat'e saplanması... Ahh Daemon da nasıl etkilenmişti... o sayfalar tüyler ürpertici...

Her neyse...

Blake beni oldukça sinir etti bu kitapta hele sonunda var ya... Elime geçirsem öldürürdüm ki zaten eminim ki Origin'de Daemon onun öldürecek ve öldürürken de ayrı bir haz alacak o hazzı da bize yaşatacak :) en azından öyle umuyorum :)

Dee'nin Blake'in yüzüne geçirdiği yumruk mükemmeldi. :)

Yine çok konuştum ve bütün kitabı neredeyse anlattım ama asıl nefes kesen kısım son 10 sayfalık kısımdı... Orada işte Kat SD'nin eline düşünüyor Blake kazık atıyor ama bunun detaylarını size anlatmayayım ki okurken ne olacağını merak edin :)

Bu arada bu kitapta da Daemon'ın öküzlüklerini gösteren bazı alıntılar vardı çok eğlendiğim onları sizinle paylaşmak istiyorum :)

"Pekala, uzaylı testosteron seviyesi şu anda biraz fazla ve kırık çamla camdan giren cesedin üstüne evimde bir de uzaylı kavgası istemiyorum." Nefes aldım. "Amaikiniz buna bir son vermezseniz canınıza fena okurum."  
Şimdi herkes bana bakıyordu. "Ne var?" diye sordum yanaklarım alev alev yanarken. 
Daemon'un dudakları haylaz bir tebessümle ağır ağır kıvrıldı."Sakin ol Kedicik, yoksa oynaman için yumak yün bulurum." 
İçimin derinliklerini bir öfke kapladı. "Benimle dalga geçme eşek herif."

Bu kısımda inanılmaz eğlendim. Hatta "o eşek herif" tabiri kitabın orjinalinde var mıydı yoksa çevirmenin kelime oyunu muydu bilmiyorum ama inanılmaz hoşuma gitti :) 

Ahh bir de Daemon'ın ergen hormonları mı desem sapıklıkları mı desem bilemediğim iki alıntısı vardı, çok eğlendiğim okurken onları da sizinle paylaşacağım :)

"Karda oturmanın nedeni bul olamaz. Kot pantolonun sırılsıklam olmuştur." Bir duraklama oldu ve dudaklarının şekli bir anda değişti. "Bekle. Bu durumda, poponu muhtemelen daha iyi görebileceğim." 

Daemon... Daemon... Daemon... ne diyeyim sana :)) 


Lesa iç çekti. "Benim de bir Daemon'ım olmalı." 
Sırıtmamı gizlemeye başaramayarak ona döndüm. "Senin Chad'in var." 
Gözlerini devirdi. "O bana latte getirmiyor." 
Deamon kıkırdadı. "Herkes benim kadar muhteşem olamaz." 
Şimdi de ben gözlerimi devirdim. "Egonu kontrol et Daemon, egonu kontrol et." 

Ahh bir alıntı daha var ama o biraz uzun onu başka bir zaman sizinle paylaşırım :) Ancak henüz kitabı okumayanlar için can alıcı bir alıntı paylaşmak istiyorum, bu alıntı kitabın son paragrafı aynı zamanda, okuyun ki nasıl bittiğini ve nasıl bir merakla beklemek durumumuzda kaldığımızı görün :( 

"Bu canını yakacak" dedi Arum.
 "Aman Tanrım," diye fısıldadım.
Bir acı patlaması vücudumdaki her bir hücreyi yakıp yıktı, ciğerlerimdeki bütün hava boşaldı. Orada öylece kalakalmıştım, kımıldayamıyordum. Kollarım çalışmıyordu. Biri beni yan tarafımdan tuttu ancak hissedemiyordum. Sanki hala çığlık çığlığaydım ama hiç sesim çıkmıyordu. Daemon yoktu.

Kitap cidden çok kötü yerde bitti ve bununla kalmadı 4. kitabı beklemek ölüm gibi olacak... En büyük duam DEX bize 4. kitabı kısa sürede ulaştırır..

Kitabı size oldukça anlattım sanırım bu yüzden artık yorumumu bitiriyor ve kitabın tanıtım yazısını sizlerle paylaşıyorum :))

Hâlâ kendini beğenmiş öküzün teki olsa da artık Daemon’a direnmekten vazgeçtim çünkü, off… ona çılgınlar gibi âşığım. 
Daemon’ın duygularından bir türlü emin olamıyordum ama son günlerde hiç tahmin etmediğim kadar ciddi olduğunu kanıtladı. 
Birlikte akıl almaz tehlikelerden geçmiş ve bölük pörçük ilişkimizi bir araya getirmeye kendimizi öyle kaptırmıştık ki… şey… ah tamam, söylüyorum işte: O yanımdayken tüm bedenimin titremesini dindiremiyorum, birlikteyken adeta ateş alıyoruz.  
Ama bizim dışımızda bir sürü sorun var. Ne kadar uğraşırsa uğraşsın, ailesini koruyamıyor, ona yardım etmeliyim. 
Yaşadıklarımdan sonra artık eski Katy değilim. Bambaşka biriyim, geleceğim öyle belirsiz ki… Bizi sorunların çözümüne yaklaştıran her adım, aslında içinden çıkamayacağımız korkunç bir organizasyonun parçalarına götürüyor. 
Ölümler hâlâ acı veriyor, yardımlar en beklenmeyenden geliyor ve dostlar en ölümcül düşmanlara dönüşüyorlar ama biz geri adım atmayacağız. Sonunda dünyamız sonsuza kadar paramparça olsa bile. 
Birlikte güçlüyüz... ve onlar bunu biliyorlar. 
Kimse Daemon Black kadar baştan çıkarıcı olamaz! Lux serisi, OBSİDİYEN ve ONİKS’ten sonra OPAL ile ısınmaya devam ediyor! 

1 yorum :

Kitap ya da yazı hakkındaki görüşünüzü bizimle paylaşın