Bu kitap, kendi kendimi "neden şimdiye kadar Nehir Erdem okumadım" diye sorgulamama neden oldu. İnadına Aşk'tan birkaç bölüm izledikten sonra senaryoyu bu kadar eğlenceli yazan birinin kitabı da okuru tatmin edici olur diye düşünerek başladım kitaba. Tam olarak beklediğimi buldum!
Nehir Erdem'in ilk okuduğum kitabıydı ve diğer kitaplarını da alıp okuma isteği ile doldurdu beni!
Kitabın konusunu kısaca anlatmak gerekirse; Doğa mezun olduktan sonra iş görüşmesi için Korkut Kardeşler İnşaat A.Ş. (doğru yazdım sanırım :)) gidiyor ancak işler beklediği gibi gitmiyor. Tesadüfi olarak büyük patronun yani Yağız'ın kapısının önünden geçerken onun iş arkadaşı ile konuşmaları sırasında kendisi ile ilgili olduğunu anlayan Doğa hakkında söylenenleri yediremeyerek bir anlık sinirle içeri dalıyor. İşte o anda... BOM!
İlk çekim kıvılcımı ortada çakılmaya başlansa da Yağız karşısında ne bu kadar çekici bir kadın bulacağını umuyordu ne de bu kadar huysuz ve geveze... Neyse... tartışmalar, hakaretler falanlar filanlar ortada uçuştu falan derken bir şekilde Doğa o şirkette işe gitmeyi başarıyor. Yağız ve Doğa aralarındaki çekime karşı gelemedikleri gibi kalplerindeki sarsıntıya da karşı gelemeyip aşka kapılıp gidiyorlar.
Keşke bu kadar kolay olsa her şey... Ama ne yazık ki değil! Hele ki aşk gibi hassas bir duygu... Doğa, Yağız'a gözü kapalı güvenirken aynısını da Yağız'dan bekleyen Doğa'nın, genç adamın bir anlık tereddütte düşmesiyle kalbi kırılır ve çeker gider...aşkları çok büyük bir sınavdan geçerken, diğer yarılarının yokluğuyla yaşamaya çalışan iki genç aşığın hikayesini okuyoruz.
Eğlenceli sohbetler, kalbi pır pır ettiren bir aşk, yüzünüzde her daim gülümseme oluşturan bir kurgu! Daha ne olsun! Yeme de yanında yat yani... yatma kalk kitabı oku ;)
Yağız'ın her ne kadar odunlukları bazı okurlar için sinir bozucu olsa da ben çok eğlendim :) Doğa ise bambaşka olaydı ama kitapta hoşuma giden bir başka şey de... Yiğit ve Yeliz'di. Yağız'ın kardeşleri...
Hangi birinden, hangi olaydan bahsedeyim size bilemedim ki... Çok güzeldi bu kitap. Yazarın elimde Deli Divane kitabı var ona da kısa zamanda başlayacağım ama siz henüz Nehir Erdem kalemi ile tanışmadıysanız bu kitapla tanışın!
~~~*~~~
"Ağabeyim senden öyle bir bahsetti ki son model süpürgesinin üstünde bir cadı bekliyordum. Sen bal kabağındaki prenses gibiymişsin oysa."
"Ben de sizin adınızı duyduğumda ağabeyinizi aratmayacak soğuklukta bir buz dağıyla karşılacağımı sanıyordum ama siz ağabeyinizin tersine gülümsemeyi küçükken öğrenmiş sevimli Peter Pan gibisiniz."
Yiği bu sevimli kızın sözleri üstüne öyle keyifli bir kahkaha atmıştı ki arkasından homurdanan Yağız'ın sözlerini zar zor anladı. "Bu da benim haklı olduğumu ortaya koyuyor. Sadece süpürgesi eksik..."
~~~*~~~
~~~*~~~
"Hayrola Doğa Hanım? Aceleniz mi var?"
"Evet aslında. Hani diyorum şimdi iki numaralı sevgiliniz çıkar gelir, ben de birinciden alamadığım hırsı ondan alırım falan... Ne gerek var akşam akşam bu şamataya..."
"Valla kaç numaralı gelir bilemem ama onlar sevgilim değiller."
"Onları hangi adla çağırdığın umurumda değil Yağız Bey. İsterseniz kuçukuçu deyin."
~~~*~~~
~~~*~~~
"Bana... bana sadık mı kalacaksın?"
"Doğa beni delirtmenin sınırlarındasın. Her anımı senin varlığın, fikrin kaplamış be kadın. Her an seni düşünürken zaten aksi nasıl olacak? Çok düşünüyorsun, düşünme. Tek bir şeyden emin ol. Bu ilişki sürdüğü sürece sadece seninim ve sende sadece benim olacaksın."
~~~*~~~
~~~*~~~
Doğa hızla yerinden kalktı. Bedenindeki çarşafa dolanarak uzaklaştı.
"Yumurtamı kayısı kıvamında severim..."
"Ben de kadınımı çarşafa dolanmış severim."
~~~*~~~
~~~*~~~
Dünyayı unutturuyordu bu adam ona. Bu kesinlikle çok kötüydü. Korkuyordu Doğa. Bu aşka, bu yoğun duygulara yenik düşüp kendini kaybetmekten korkuyordu. Kendine aşık olmayan bir adama kukla olmaktan, esir olmaktan, ona muhtaç atan kalp olmaktan korkuyordu.
~~~*~~~
~~~*~~~
"Sen beni ve aşkımı hak etmiyorsun Yağız. Bana güvenmeyen, beni bu kadına ve bu dünyaya karşı savunmayan bir adama benim ihtiyacım yok. O kadar uzun boylu değil. Evet, sevdim... Ama haysiyetim ve gururum bu aşkı da silip atacak kadar önemli benim için. Bu ilişkiye o son darbeyi sen vurdun Yağız."
~~~*~~~
Son alıntıdan sonra merak eden alır okur yani... o kadar! Nokta!
Ben beğendim... kitabı okurken gerçekten çok eğlendiğim yerler oldu. Ayrıca Doğa'nın güçlü karakterine de hayran oldum. Yağız'ın aşık kalbine de...
Tavsiye ederim okuyun!
Kitabın tanıtım yazısı:
Savaşamadıkları Tek Şey Tutkularıydı.
Bir kadın erkeklere karşı huysuz, aşka karşı acemiyse ortaya büyük bir sorun çıkabilir.
Üstelik o kadın hem çok güzel, hem de masumsa bu sorun adamın başına bela olabilir…
"Ukala, ruhsuz, kasıntı adam. Sinir bozucu pislik. Bencil, kalın kafalı…"
Kalın kafalıdan sonrasını duymayan Yağız sırıtarak mırıldandı.
"Ben de sana deli oluyorum Huysuz hatun…"
Ve bir adam kadınlar konusunda uzman, aşkta ruhsuzsa ortaya büyük bir sorun çıkabilir.
Üstelik o adam yakışıklı ve karşı konulmazsa bu sorun çok tehlikeli olabilir.
Bu yaz hep böyle tesadüfi karşılaşmalı aşklar işlendi dizlerde. Çok tuttu galiba :)
YanıtlaSilAçıkçası dizilerdekini bilmiyorum hiçbirini izlemiyorum ama kitaplardakiler eğlenceli oluyor gibi :) ayrıca tam olarak tesadüfi olmaz bunların ki ya :) Doğa unuttuğu telefonunu almak için toplantı odasına gidiyor oradan dönerken patron Yağız'ın kapısının önünden geçiyor o sırada kendisi hakkında konuşulduğunu duyunca kendi asi karakteri dışa çıkıyor ve içeriye dalıyor o sırada tanışıyorlar. Bu tesadüfi sayılmaz Doğa'nın asi karakterinin göstergesi ;)
SilÇok kötü keşke böyle şeylerin basilmasına izin verilmese
YanıtlaSilYazarın diğer kitaplarını okumadım ama sanırım diğee kitapları daha kötüymüş, öyle duydum.
Sil