4 Haziran 2018 Pazartesi

1 Kristy Cambron - Gelincik ile Serçe (Hidden Masterpiece #2)


~~~*~~~
"Ne kadar kötüydü?"
"Uzunca bir süre burada oturup şu kitabın aynı sayfasını okumama sebep olacak kadar kötüydü diyelim. O güzel gözlerinin nihayet açılıp bana bakmasını bekledim."
~~~*~~~

Vay canına... açıkçası böylesi bir kitap beklemiyordum. Beklentimin çok ötesinde çıktı ki ben Kelebek ile Keman'ı okumamıştım dolayısıyla nasıl bir kurguyla karşı karşıya olduğumu tam olarak bilemiyordum ama böylesi bir kurgu da beklemiyordum. 

Her ne kadar kurgu olsa da içerisinde barındırdığı gerçeklik tüyler ürpertici. Yahudi soykırımı... Nazilerin acımasızlığı... tarihe dokunuşlarla yazılmış tüyler ürperden, kalp kıran, yürek burkan, buram buram gerçeklik kokan bir kitap. Muhteşemdi. 

Açıkçası bir günümüze gidip de bir geçmişe giden kitaplarda en merak ettiğim şey nasıl birleşecekleri olurdu, bu kitapta da o vardı. 1940'lardaki olaylarla günümüzde yaşananların bağlantılanması muhteşemdi. 

~~~*~~~
"Böyle bir şeye şahit olmak ne zaman olağanlaştı? Sokaklarda cesetler. Kenara atılmış. Üstüne kar düşmüş. Ocaklar yakılmış. Ya ellerinde silahlarıyla nöbetçileri resmeden çocuklarım? Yiyecek hayali kurarken trene bindiriliyorlar. Bu kadarı çok ağır. Böyle bir dünyada yaşamak istemiyorum. Ne zaman birer hayvan olduk?"
~~~*~~~

Özellikle Terezin'de olan olayları okumayı, Kaja ve Liam'ın hikayesini Sera ve William'ın hikayesinden daha çok merak etmiştim ve onları okumak cidden oldukça etkileyiciydi. 

Terezin'de yaşanan olaylar, savaşın acı yüzü, her daim masum insanlardan çalınan hayatlar ve çocukların asla içerisinde yer almaması gereken savaşlar... Çocukların masumluğunun, saflığının içerisine o acımasızlığı nasıl koyarsınız... ciddi anlamda etkileyen ve yürek burkan satırlardı. 

Ve... kesinlikle Kaja'nın yerinde olsam, o çocuklar için  ben de her şeyi göze alırdım. İnsan onlarca masum yüreği ardında bırakıp nasıl gidebilir ki ama değil mi? 

Terezin'deki toplama kampının bütün acımasız yüzü gözler önüne serilmiştir resmen.

~~~*~~~
"Her çocuğu kurtarmaya gücüm yetmeyebilir ama sana bu paketi verebilir ve sadece bir tanesini dahi kurtarabilirsem, buna değer."
~~~*~~~

Açıkçası bu tür kitaplar hakkında söylenecek çok fazla şey olur ama aynı zamanda da çok bir şey de söylenemez içerisinde barındırdığı gerçeklikten dolayı ama şunu demeliyim ki mutlaka okunmalı. 

Ben tarih içerikli kitapları okumayı sevmem normalde ama kurgulaştırılmış tarih kokan kitapları ise severim. Bu da öyleydi. Özellikle yazarın kitabın sonunda yazdığı not ise alt tarafı kurgu deyip geçemeyeceğimiz gerçekliği gözler önüne seriyordu.

Kitaba dair çok fazla bir şey söylemeyeceğim ama historical fiction dediğimiz tarihi kurguları okumayı seviyorsanız mutlaka deneyin ama önce Kelebek ile Keman'ı okuyun çünkü Hidden Masterpiece serisinin 2. kitabı ve ben direk bundan başladım. Her ne kadar sonunu biliyor olsam da mutlaka Kelebek ile Keman'ı da okuyacağım. Çünkü Terezin'de yaşanan olayların gerçekliği tüyler ürpertirken dahasını öğrenme isteği uyandırıyor. 

~~~*~~~
"Eğer şimdi ayağa kalkıp bir şey yapamayacaksak, o zaman ne anlamı var? İnsanlık bizim kendi halkımıza yaptıklarımız yüzünden asla iyileşemeyecek. Tanrı'nın önünde durmaya ve durmak için elimden bir şeyler gelirken çocuklarla dolu bir trenin oraya gidişine kayıtsız kalmaya niyetim yok. Bir vicdana sahip olmak bencillikse o zaman ben suçluyum."
~~~*~~~

Ben kitabı çok beğendim. Beklentimin çok üstündeydi açıkçası bu yüzden 5 üzerinden 5 veririm bu kitaba. 

Bu arada alıntılarda "trene binmek" ile ilgili geçen yerlerdeki önem şu, Nazi askerler Yahudileri bir trene bindirip Auschwitz adı verilen bir köy, kasaba artık nasıl bir yer ise oraya gönderilip gaz odasına ya da kurşuna dizerek öldürüyorlardı. Trene binmek demek ölüme gitmek demek... ve Terezin toplama kampında Kaja'nın bir Nazi askerinin ve Liam'ın yardımıyla kaçtığı ve onunla beraber kaçmayı başaran onlarca çocuk ölüme gidiyordu... 

Bazen bazı şeyleri anlatmak için kelimeler kifayesiz kalır, bu kitaptaki Terezin kampında yaşananları da anlamak öyle... 

Hidden Masterpiece Serisi
  • Kelebek ile Keman
  • Gelincik ile Serçe


Kitabın adı    : Gelincik ile Serçe
Orijinal adı   : A Saparrow in Terezin
Yazarı           : Kristy Cambron
Çevirmen      : Oğuz Barış
Seri bilgisi     : Hidden Masterpiece Serisi #2
Yayınevi        : Arkadya Yayınları
Sayfa sayısı    : 432

Kitabın tanıtım yazısı: 

Yeni sanat galerisinin açılışı ve bir peri masalını aratmayan düğününün ardından Sera James, büyüleyici bir hayat sürmeye başlar. Ancak William Hanover’ın işlemediği bir suç yüzünden tutuklanmasıyla peri masalı bir kâbusa dönüşür. Sera ile William korku ve endişe savaşını verirken, Sera âşık olduğu adamın gerçekte kim olduğunu sorgulayacak, aradığı yanıtları ise geçmişte bulacaktır.  

Kája Makovský, 1939 yılında yarı Yahudi ailesini geride bırakarak Nazi işgali altında olan Prag’dan kaçmak zorunda kalır. Üç sene sonra İngiltere’de artık bir gazetede çalışan Kája, Nazilerin Londra’yı bombalamasının ardından Manş Denizi’nin karşı tarafında yaşanan korkunç olayları keşfeder. Bölgede binlerce Yahudinin katledildiğini öğrendiğinde ailesini kurtarmak için hayatını riske atarak vatanım dediği şehre geri dönmeye karar verir. Ancak şeytan boş durmayıp onun planlarını bozar ve Kája kendini korkularının merkezinde,  Terezin Toplama Kampı’nda bulur. 

Umuda ve hayata tutunma hikâyesinde Sera ve Kája, yüreklerini saran inanca tutunacak ve sevdiklerini korumak uğruna sonuna kadar savaşacaklardır. Bu, geleceklerini yok saymak anlamına gelse bile…

Kelebek ile Keman’la gönlümüzde yer edinen Kristy Cambron, bu kez Gelincik ile Serçe’yle savaşın karanlık yüzünün çocuklardaki etkisini, kötü bildiklerimizin de içinde iyilik taşıyabileceğini yürek burkan bir dille anlatıyor…

“Gelincik ile Serçe bize bir kez daha Terezin Toplama Kampı’na 15,000 çocuğun gönderildiğini ve yalnızca yüzünün kurtulabildiğini dehşetle hatırlatıyor. Bu roman sevdiklerimiz uğruna neleri göze alabildiğimizi çarpıcı bir dille anlatıyor.” Beth K. Vogt

1 yorum :

Kitap ya da yazı hakkındaki görüşünüzü bizimle paylaşın