~~~*~~~
Willie kimsenin onu sevmediğini kabullenmişti. Annesi bile onu yalnızca sessiz ve hareketsizken sevdiğini söylerdi. Annesinin onu sevmesi için kendini görünmez hale getirmesi gerekiyordu.
~~~*~~~
İkinci Dünya Savaşı'nı konu alan tarihsel kurgulardan biri daha... ama tabi daha klasik ve çocuk kitabı türündeydi.
Kitap, küçük bir çocuk olan Willie'nin hikayesini anlatıyor. Savaş sırasında evlerinden, ailelerinden ayrılan birçok çocuktan biri Willie... yaşlı Thomas Oakley'in yanına sığınmacı olarak verilen Willie'nin hikayesi... annesinden sevgi görmeyip, şiddet gören, oyun oynamasının, konuşmasının bedelini dayakla ödeyen, korkak, ürkek, konuşmaya korkan, her an kendisine kızılacağına inanan ve her adımında bir günah işlediği beynine kazınmış henüz sekiz yaşında bir çocuk Willie... Bay Tom'ın yani Thomas Oakley'in yanında sevilmenin, çocuk olmanın ve yaşamanın nasıl bir şey olduğunu öğrenirken Bay Tom'a da kaybettiklerinden sonra hayatta kalmak için bir amaç sağlıyor.
~~~*~~~
Bir an için keşke Yaylaköy'e hiç gitmemiş olsaydım dedi kendi kendine. O zaman annesinin sevgi dolu ve şefkatli olduğunu zannedecekti. Farkı bilmeyecekti. Üstüne bir umutsuzluk dalgası çöktü, edindiği farkındalığıa lanet etti. Bu acıyı uzunca bir süredir tatmamıştı, alışkanlığını kaybetmişti. Yumuşamıştı.
Karanlıkta, 'Bay Tom,' diye fısıldadı. "Bay Tom. Keşke burada olsan Bay Tom."
~~~*~~~
Aslında kitabın yüreklere dokunan bir hikayesi vardı. Özellikle kitabın başlarında Willie'nin adapte olması, yaptıklarında ürkek olması ve Bay Tom ile olan iletişimini okumak zaman zaman gözlerimin dolmasına neden olduğunu itiraf etmeliyim. Çünkü bir çocuk o hayatı değil, deli dolu oynayacağı, düşüp kalkacağı, hatalar yapıp onlardan ders alacağı, okula gideceği, hayatını dolu dolu yaşayabileceği bir hayatı hak ederken Willie'nin bütün bunları Bay Tom'un yanına geldiğinde sahip olması... ve bunu okumak... gerçekten yürek burkuyordu.
Bay Tom ise karısını ve bebeğini kaybettikten sonra tek başına devam ettiği hayatına aniden, apansız giren Willie ile tekrardan renklenip, hareketlenmesini sağladı.
Cidden güzel bir ktiaptı, zaman zaman çok yavaş gittiğini ve zaman zaman da insanın yüreğine dokunduğunu itiraf etmeliyim. Sabırla okunması gereken bir kitap ve bence okuyan herkese bir şeyler verebilecek bir kitap.
Güzeldi, ben sevdim. 7'den 70'e herkesin okuyabileceği bir kitaptı. Saf, karşılıksız ve en güzel haliyle karşımıza çıkan bir sevginin hikayesiydi.
~~~*~~~
"Bay Tom, ben burada kalmak istiyorum. Hasta olduğunu söylese bile annemin yanına dönmek istemiyorum."
"Annenin yanına dönmeyeceksin. Yetkililer buna izin vermez."
"O zaman beni niye kaçırdın?"
"Seni bir çocuk bakımevine yerleştireceklerdi, bense buraya dönmeni istiyordum."
"Neden?"
"Çünkü seni seviyorum da ondan oğlum. İşte sebebi bu. Seni çok özledim."
"Bay Tom, seni çok seviyorum."
~~~*~~~
Orijinal adı : Good Night, Mr Tom
Yazarı : Michelle Magorian
Çevirmen : Seda Çıngay
Yayınevi : Beyaz Balina Yayınları
Sayfa sayısı : 404
2. Dünya Savaşı patlak vermek üzereyken İngiltere’de şehirli küçük çocuklar savaştan zarar görmemeleri için taşrada yaşayan ailelerin yanına yerleştirilir. Ürkek ve çelimsiz bir oğlan çocuğu olan Willie Beech de Londra’daki annesinin yanından alınıp İngiltere’nin küçük bir köyüne getirilir. Burada Thomas Oakley adındaki ihtiyar bir adamın himayesine verilen Willie hayatı boyunca hiç sevilmemiş ve annesinden sürekli şiddet görmüştür. Köye ilk geldiğinde etrafındaki her şeyden korkan Willie, Bay Tom’un sevgisi ve anlayışı sayesinde şiddet ve nefret dolu geçmişini zamanla unutmaya; sevgi, hoşgörü ve şefkat dolu bu yepyeni dünyada kendini ilk kez güvende hissetmeye başlar. Derken bir gün annesinden gelen bir telgrafla her şey değişir.
Aa çok ilgimi çekmedi
YanıtlaSilMuhteşemdi
YanıtlaSil