20 Temmuz 2018 Cuma

0 Aslı Karabulut - Kan Kırmızı


~~~*~~~
"Gecenin bir yarısı, bilmediğin bir arazide, hem de ahırdaki en tehlikeli atla ne yaptığını sanıyorsun?"
"Ne bağırıyorsun? Sağır değilim ben!"
"Ölebilirdin lanet olasıca!"
"Çok mu üzülürdün? Hiç sanmıyorum!"
"Bunu sakın bir daha yapma!"
"Bana emir verme!"
"Lanet olsun! Bir kere de 'tamam' de!"
"Diyorum zaten, aptal! Diyorum ama sen duymuyorsun.O gece otel odasında, mağazanın kabininde, sizin evde, bizim evde ve az önce şurada!" Başını çevirip az önce üzerinde sevişmek üzere oldukları toprağı işaret etti. "Sana tamam demiştim! Ama sen o kadar sağırsın ki, hiçbirini duymadın!"
~~~*~~~

Türk yazarlarla devam eden ben, bir Türk yazarın daha kitabını bitirdim. Aslı Karabulut'un okuduğun ilk kitabı olmasının yanında bu kitabı yani Kan Kırmızı hikayesini, Wattped'de hikaye olduğu dönemlerde okumuştum. Bu yüzden bu hikayenin konusunu, kurgusunu, yazarın bu hikayedeki kalemini ve beni neyin beklediğini bilerek okudum. 

Aslı Karabulut, şuanda yanılmıyorsam üçüncü kitabını çıkarmış yazarlarımızdan biri. Kalemi akıcı, sürükleyici ama bazen -özellikle bu kitap için diyorum- aynı monotonluktan sıkıcı bir kısma kayıyor. Yine de aşk kendini okutuyor. 

~~~*~~~
Neden onu kendinden bile sakınırken, canını acıtan bizzat kendisi oluyordu?
~~~*~~~

Kitabın özellikle söylemem gereken en önemli özelliği kelimenin tam anlamıyla bence erotik romans kategorisine girecek kadar cinsellik barındırması. Türk yazarlarda bu kadarını pek okumuyoruz ya da ben hiç denk gelmedim ve şunu söyleyebilirim ki oldukça cüretkar buldum bu yönde kitabı ve yazarı. Bunu yargılamak için söylemedim normalde okuduğum şeyleri bir Türk yazardan okumak değişik geldi ve bizde de kitaplarda cinsellik işlenebiliyormuş dedirtti. 

Kitabın konusuna kısaca değinmek gerekirse, başarılı bir iş adamı olan Emir, arkadaşlarının oyununa gelerek ona ayarladıkları eskortla buluşmak için bir otel odasına gider yanlış zamanda yanlış yerde olan ve bir yanlış anlaşılma üzeri Balım'da aynı odada olunca ikisi ilk kez karşılaşırlar. Sonrasında ise Emir, Balım'ın hem iş ortağının hem de en yakın arkadaşının kardeşi olduğunu öğrenir. Aşk ilk kıvılcımını atarken ikisinin içine en büyük engelleri Balım'ın ağabeyi ve Emir'in en yakın dostu olan Erdem'in bu ilişkiye asla onay vermeyecek tavırları... 

Tüm bunların yanında ise Erdem, kız kardeşinin en yakın ve ev arkadaşı olan Lizzie'ye aşık olması da var... 

~~~*~~~
Lizzie derin bir nefes alıp kalbini çarptıran adamın gözlerine baktı. "En sonunda geldiğim yere geri dönmeyecek miyim? Bu ne kadar sürebilir ki? Zaten aramızdaki bu şey... bu..."
"Aramızda derin bir şeyler var Lizzie. Sana dokunduğumda, seni öptüğümde, hatta sana sadece baktığımda bile bunu anlamıyorsan çok yazık demektir. Seni görmediğim zaman çıldırdığımı, sana dokunamadığımda canımın yandığını ve tek bir bakışında bile kalbimin hızla attığını bilmiyorsan, işte şimdi açıkça söylüyorum."
~~~*~~~


~~~*~~~
Can yakan ve kalbini ateşlere atan bir an yaşıyordu. Onun için çalıyordu. Nasıl olduğunu bilmiyordu ama hissediyordu. Emir ona olan aşkını ilan ediyordu. Aksini düşünemezdi artık. Ona 'biz' olduklarını anlatıyor ve bu geceyi sonsuza kadar damgalıyordu. 
~~~*~~~

Kitap her ne kadar Emir ve Balım'ın aşkı üzerine kurulu olsa da aslında yandan Lizzie ve Erdem'in de aşkına değiniyor. Gerçi ben Balım ve Emir'in zaman zaman fazla aşk böceği hallerini okumaktansa daha fazla Erdem ve Lizzie okumak isterdim. Çünkü sırf aşk hikayelerinde hep aşk böcekliği olması insanı biraz sıkıyor. Ben de Emir'in hep kıskanç tavırları ve Balım'ın onu kışkırtan hallerine bir yerden sonra sıkıldığımı hissettim. Bunun yerine Erdem ve Lizzie'nin daha fazla aşık olma yolunu okumayı tercih ederdim. 

Okuyanlardan özellikle merak ettiğim şey var... siz de benim gibi Erdem ve Lizzie'nin ilk görüşte aşık olmalarının yanında çok sorunsuz bir ilişki yaşadıklarını düşündünüz mü? Çünkü ciddi anlamda çifte standart durumu vardı. Mesela Balım'ın annesi, Emir'in yaşını tecrübesini öne koyarak kızını uzak durmasını söylerken Erdem' de Emir'le aynı yaşta ve aynı tecrübeye sahipken henüz Balım'la aynı yaşta ve tecrübesiz olan Lizzie'den uzak durmasını söylemedi. 

~~~*~~~
"Ben evimden buraya, seni arkamda bırakarak geldim. Seni istemediğimi anlamış olman gerekirdi. Eğer biraz gururun varsa, geldiğin yere geri dönersin."
"Bensiz bir hayatı unut, Balım! Bana alışmaya çalışsan iyi edersin, çünkü başka seçeneğin yok!"
~~~*~~~

Bence bu çifte standart! Ahhh... ahhh... şu erkeklere verilen şanslar neden kadınlarda yok! :) 

Neyse, ben kitabı genel anlamda beğendim ki zaten dediğim gibi Wattpad'de de okumuştum ve tekrar okudum. Çok çok mükemmel değildi ki aşk böceği hallerinden zaman zaman sıkıldığımı da söyledim. Ama onun haricinde güzeldi. 

Okumaya niyetlenenler özellikle uyarı veriyorum kitap kesinlikle +18 bilginiz olsun :) 

Bu arada yukarıda paylaştığım parça Henrik Airaksinen bestesi olan One Day parçası. Emir'in Balım'a ithafen piyanoda çaldığı parça. 

~~~*~~~
"Seni önemsiyorum; çünkü gülüşün, güneşin verdiği ışıktan daha fazla. Seni önemsiyorum; çünkü  seni ne kadar öpersem öpeyim sana doymayacağımı biliyorum. Seni önemsiyorum; çünkü bana şimdiye kadar hiç hissetmediğim duyguları tattırdın ve bunun ne anlama geldiğini anlamaya çalışırken bu muhteşemliğin içinde kayboluyorum. Ve Balım... Eğer sana duyduğum bu şey aşksa, bunu bana kanıtlaman gerekiyor. Çünkü ben daha önce hiç aşık olmadım." 
"Sen bana aşık mısın?"
"Aynı belirtiler sende de varsa ve sen buna aşk diyorsan... Evet, peri kızı... Sana aşığım."
~~~*~~~

Kitabın adı   :  Kan Kırmızı
Yazarı           :  Aslı Karabulut
Yayınevi        : Ephesus
 Sayfa sayısı    : 574

Kitabın tanıtım yazısı: 

Planlı Bir Sürpriz, Beklenmedik Bir Misafirle Yön Değiştirecek; Birbirine Yabancı İki Ten, Tek Bir Öpücükle Birleştiğinde, Ateşe Tutulmak Kaçınılmaz Olacaktı...

Emir, başarılı, karizmatik ve alaycı gülüşüyle kadınların kalbini titreten bir erkekti… Arkadaşlarının eğlence adı altında hazırladıkları geceye hapsolurken, hayatının merkezini derinden sarsacak kadınla tanışacağını bilemezdi. Bakışları, karşısındakini bile eriten çikolata gözlere takıldığında, onun için asıl hayat, işte tam o anda başlamıştı…

Balım, sıcak çikolata bakışları ve insanın içini ısıtan gülüşüyle birçok erkeğin dönüp baktığı bir genç kızdı… Son anda katılmaya karar verdiği doğum günü partisine doğru adımlarını attığında, başına geleceklerden habersizdi. Tenine dokunan ve onu alev alev yakan hisse tutsak olmuş, kapılıp gittiği derin okyanus mavisi gözlerde boğulmaktan başka yapacak bir şeyi kalmamıştı… 

Aklı ve kalbi darmadağın olan Emir, neler olduğunu anlamaya çalışırken hoyrat davranışlarıyla Balım'ı incitecek, o kaçtıkça, kendisi de onun peşinden gitmekten çekinmeyecekti...

Uzak noktalardaki iki insanı bir araya getiren kan kırmızı aşkta, çektikleri acılar, karşılaştıkları engeller ve aldıkları yıkıcı darbeler, ikisini birbirinden ayırmaya yetecek miydi? Emir, kendisine yasak olan bu aşkı korumayı başarabilecek miydi?

Hiç yorum yok :

Yorum Gönder

Kitap ya da yazı hakkındaki görüşünüzü bizimle paylaşın