5 Ekim 2025 Pazar

0 Vi Keeland & Penelope Ward - Artık Rol Yapmıyorum


~~~*~~~
"Aşık olduğunu, eskiden seni korkutan her şeyin, o kişiyle bir ömür geçirememe düşüncesi kadar ürkütücü gelmediği zaman anlarsın."
~~~*~~~


 Vi Keeland severim, yazarın hemen hemen her kitabını çıkar çıkmaz alır ve hemen okurum da genelde. Bazen gecikmelerim olabilir ama olsun yine de mutlaka okurum. 
Onun haricinde Penelope Ward'da severim. Onun da kitaplarını genelde hemen alır okurum... bunu söylediğim iki yazarın kitabı çıkınca da almamazlık, okumamazlık yapamazdım ama değil mi. 

Vi Keeland ve Penelope Ward'ın Artık Rol Yapmıyorum kitabını da okudum. Hemen okumasam da hemen aldım, birkaç ay sonra da okumuş oldum. Şimdi de yorumu ile karşınızdayım. 

Artık Rol Yapmıyorum kitabı seri değil. Tek kitap, bu yüzden rahatlıkla okunabilinir. İçerisinde birkaç argo tabir haricinde rahatsız edecek şekilde smut içerik de yok. Sadece tek bir sahne var o da kitabın sonunda... Bu yüzden rahatlıkla okuyabilirsiniz.

~~~*~~~
"Hayatta kontrol edemeyeceğimiz pek çok şey var. Ama belki de hiç olmayacak bir şeyi bekleyerek yaşayamazsın. Çünkü o zaman gerçekten yaşamıyorsun, yerinde sayıyorsun."
~~~*~~~


Kitabın kısaca konusuna değinmek gerekirse; Molly, bir hemşiredir. Babası annesini yıllar önce terk etmiş, kendisine yeni bir hayat kurmuş ve Molly'nin içerisinde babasına karşı bir kırgınlık olan bir genç kadındır. Hayatını kurmuş yaşarken bir ev arkadaşına ihtiyaç duymaktadır. Çünkü evin kirası oldukça yüksek gelmeye başlamıştır. Bir arayışa çıktığında hiç aklına yatan biriyle karşılaşmamışken ansızın bir kişi kapısını çalar. Pazarlamacı olarak çalışan ve altı aylığına iş için Şikago'ya gelmiş olan Declan... Molly her ne kadar bir erkek ev arkadaşı istemese de Declan'ın tavırları, konuşması ve mutfaktaki becerisi Molly için bir geçer not almasına sebep olur. Ancak en büyük geçer notu ise, Declan'ın iş arkadaşı Julia'ya aşık olduğunu öğrenmesidir. Bu durumda Declan'ın ev arkadaşı olarak kabul eden Molly kendi hayatına kaldığı yerden devam ederken Declan'da artık bir kalacak yeri olmasından dolayı rahattır. Declan ve Molly dertleştikleri bir gün ikisi de hoşlandıkları kişiler tarafından görünmez olmalarından dert yanarken bir oyuna başlarlar. Declan, Julia'yı kıskandırmayı amaçlarken Molly de kadın doğum uzmanı olan Doktor Will'i kıskandırmayı ve dikkatini çekmeyi amaçlar. Birbirlerini kullanarak hoşlandıkları insanı kıskandırıp ilgilerini çekmeyi amaçlıyorlardır. Hedeflerine ulaşırlar ancak birbirleriyle olan arkadaşlıkları ve içlerindeki çekime de karşı koymak zorundalardır. Çünkü her ikisi de birbirlerine karşı bir çekim hissederken başka biriyle birlikteliğini izlemekten de hoşlanmadıklarını keşfederler. Her ne kadar kabullenmeseler de ikisi de içlerinde filizlenen ve büyümeye başlayan bir aşka sahiptirler. Ancak önlerinde engeller vardır. Bunların başında Declan'ın iş için süresi dolduğunda geri dönecek olması, Declan'ın Molly'den sakladığı sağlık problemleridir. Declan kendini her ne kadar geri çekmiş olsa da ev arkadaşı oldukları süre boyunca Molly'yi o kadar iyi tanışmıştır ki sonunda onun üzüldüğünü de sevindiğini de en minik şeyden anlar hale gelmiştir. Molly'nin ihtiyacı olan düzgün ilişkiyi Will'in vereceğini düşünerek kendini geri çektiğinde kendi mutsuzluğunu önemsemeden uzaktan izlemeye başlar. Ancak kalp bazen başka yerde değil de ait olduğu yerde olmayı ister. İşte o an geldiğinde ve sırlar ortaya döküldüğünde bir ilişkiye başlayabilecekler mi?

~~~*~~~
"Bence bazen dışarıda bir şeyler aramaya o kadar kaptırıyoruz ki, tam önümüzdeki güzellikleri fark edemiyoruz."
~~~*~~~


Öncelikle şunu söylemeliyim ki büyük beklentilerle okunacak bir kitap değildi. Evet güzeldi ama yazarların diğer kitaplarının yanında sönük kaldığını hissettim. Neyse... önce sevdiğim kısımlar söyleyeyim ki motivasyonunuzu düşürmeyeyim okuma kısmında sonrasında beğenmediğim yerleri söyleyeceğim. 

Molly'nin babası ile olan ilişkisini çok sevdim. İkilinin yaşadıklarından ve çocukluk travmalarından sonra aralarındaki ilişkiyi düzenleme çabaları ve babasının kanser teşhisi konması ve sonrasında yaşananlar oldukça iyi yazılmıştı. Özellikle o süreci geçirmiş... iki kere geçirmiş biri olarak şunu söylemeliyim ki okumak da yaşamak kadar zordu o kısımları... Sanırım o kısımlar benim zayıf noktamı vurduğu için benim nazarımda etkileyiciydi. İnkar edemem daha iyi olabilirdi ama henüz yaram daha tazeyken okumak bir tık zordu benim için. 

Declan ve Molly'nin iletişimini, arkadaşlığını çok sevdim. Özellikle de birbirileriyle geçirdikleri anlar, paylaşımları çok güzeldi. Zaten o arkadaşlığın aşka evrileceği çok belliydi en başından beri. Hatta Declan'ın özverili, düşünceli halleri tam bir ideal erkek modundaydı. Molly'nin hep en zor zamanında yanında olma çabası, onu mutlu etme çabası çok güzel detaylardı.

Declan ve Julia ilişkisi hiçbir şekilde ilerlemeyeceği o kadar belliydi ki, en başından uygun değillerdi birbirlerine ki zaten öyle de oldu. Ama Will ile Molly oldukça iyi bir çift gibiydi. Tabi her ikisinin de kalbi doğru zamanda birbirlerine ait olsaydı. Başlarda Will'i hiç sevmedim belki ama sonradan aslında düzgün bir adam olduğunu çok gösterdi. Bu yüzden sevdim de ama yine de Declan varken sen kimsin Will 😆

~~~*~~~
"Bir ilişki içinde kendini hapsolmuş gibi hissetmemelisin. Orada bulunmayı gerçekten istemelisin. O kişi aklından çıkmamalı. Başka kimseyi istememelisin."
~~~*~~~


Declan'ın hastalığı ile ilgili korkuları çok iyi anlatılmıştı ama ne yazık ki eksik de hissettirdi. O korkuları bize de hissettirebilirdi ama ne yazık ki hissettirmedi. Ama o detaylarda babasıyla konuşması, yüzleşmesi çok güzeldi. Babasının verdiği her cevap da aşka her şey değer duruşunda olması da çok iyiydi. 

Aslında böyle anlatıldığında oldukça güzel bir kitap gibi geliyor. Zaten normalde kurgusu çok güzel de... Ne yazık ki eksik hissettirdiği kısımlar çoktu. Bilemiyorum bir şeyler olmamış, eksik ve uzamış hissettiriyordu. 

Mesela Declan'ın hastalığı güzel kurgulanmış ama eksik hissettirdi. Molly'nin babasının hastalığıyla mücadesindeki sahneler çok güzeldi ama bunun Molly üzerindeki etkileri çok hissettirmedi kendini. Daha da önemlisi Declan ve Molly aşkında ne yazık ki o aşkı çok hissedemedim. Hadi kıyısından köşesinden Declan'ı yakaladık da Molly hiç yoktu. 

Çok eleştirmek ve kötülemek istemiyorum kitabı çünkü çok ağır eleştirilerin hedefi olacak kadar kötü değildi. Ama bu iki yazardan beklediğimden daha düşük performanstı benim nazarımda. Olmamıştı.

Bu yüzden size tavsiyem çok yüksek beklentilerle okumayın kitabı. 

Kitaba dair puanım 5 üzerinden 3 veriyorum. 🌟🌟🌟


~~~*~~~
Sessizlik pişmanlıktır. Bir şey yapmazsan her zaman pişman olursun. Eğer hiçbir şey söylemezsen, neler olacağını asla bilemezsin."
~~~*~~~



Kitabın adı    : Artık Rol Yapmıyorum
Orijinal adı    : Not Pretending Anymore
Yazarı           : Vi Keeland & Penelope Ward
Çevirmen       : Büşra İnan
Yayınevi         : Yabancı Yayınları
Sayfa sayısı    : 312

Kitabın tanıtım yazısı: 

İlanlardan ev arkadaşı bulmak, sanıldığı kadar kolay değildi. Umudumu kaybetmeye başlamıştım. Ta ki kapım çalınana ve Tanrı dualarımı yanıtlayana kadar. Ama… şey… yanlış duamı.

Yakışıklı, nefes kesici bir adam için gökyüzüne defalarca yalvardığım olmuştu ama… onun ev arkadaşım olması planlarım arasında değildi. Fakat Declan Tate kapımda ansızın, en az kendisi kadar ağız sulandıran kapkekleriyle belirdiğinde onu reddedemedim.

Görünürde başka bir aday da yoktu zaten.

Yanıma taşındıktan sonra ikimiz çok sıkı dost olduk. Bir süre sonra Declan, ikimizin de işine yarayacak bir tezgâhla bana geldi: Sözde, bir çift gibi davranarak hoşlandığımız kişileri kıskandıracaktık. Tereddütlüydüm ama yine de teklifini kabul ettim. Şaşırtıcı şekilde, çılgın planı işe yaramıştı. Artık hayalimdeki adamla çıkıyordum.

Ama tek bir sorun vardı. Aklım sürekli Declan’daydı.

Sözde taklit ettiğimiz o duygular…

Evet… Artık rol yapmıyordum.






Hiç yorum yok :

Yorum Gönder

Kitap ya da yazı hakkındaki görüşünüzü bizimle paylaşın