"Günahkarlar Turnede" serisinin 2. kitabı olan Sert Rock'ı da bitirmiş bulunuyorum. Bu seriye bayılıyorum. Tamam içeriği +18 olabilir ama işlediği aşk ve müzik o kadar dengeli ki sanki seks sahneleri olmadan bu kitap olamazmış gibi bir bütünlük sağlamış yazar.
Neyse... Olivia Cunning'in kalemine değinen bir yorum yazmak istemiyordum ama özellikle değinmek istediğim bir nokta var. Yazar kalemini ilk kitaptansa bu kitapta daha belli etmiş sanki. Daha akıcı, daha sürükleyici ve duygular daha hissedilir biçimdeydi.
Kitabın konusundan birazıcık bahsedip kitap içeriğine giren bir yorum yapacağım. Kitap kısaca anlatmak gerekirse, grubun solisti olan Sed'in hikayesini anlatıyor. İlk kitapta Sed'in kalbini kırdığını öğrendiğimiz Jessica'yı tanıyoruz. Sed ve Jessica'nın geçmişine birazcık değiniyor ve ardından Sed ve Jessica ayrılıklarından iki yıl sonra tekrar karşılaşırlarsa neler olur onları okuyoruz. Mryna Jessica'ya iş veriyor ve iş gereği grupla beraber turneye katılması gerekiyor sonucunda da Sed ve Jessica aralarındaki cinsel çekime karşı çıkamıyor ve farkına bile varmadan aralarında körüklenmiş aşkı tekrardan alevlendiriyorlar. Kitap sadece bunlarla kalmıyor grup üyelerini de okuyoruz. Taze çiftimiz Brain ve Mryna'yı okuyoruz, Jace'in yeteneklerini, Trey'in hastalığını... Tam anlamıyla bir bütün halinde grubu okuyoruz. İlk kitapta grup üyelerini tanımıştık bu kitapta onların karakterlerini çözmeye başlıyoruz ve olayların içinde kapılıp gidiyoruz.
Şimdi kitap içeriğine giren bir yorum yapıyorum, uyarmadı demeyin. :))
İlk kitapta Sed'in Jessica'dan dolayı kalbinin kırık olduğunu öğrenmiştik ve bunun nedenini hep merak etmiştim ve başta ayrılıklarını okurken Allah biliyor ya suçu Sed'de buldum. Jessica sonuna kadar haklı buldum. Bu terk edilişi hak etti Sed ama yine de adamıma kıyamıyorum.
Jessica'da gerçekten aşıkmış demek ki hayatına Sed'den başka kimseyi almadı. :)
Trey'in hastanede geçirdiği zamanları cidden hüzünle okudum. Trey bence grubun en eğlenceli karakteri ve onun hastanede olması sanki grup neşesini kaybetmiş gibi geldi ama bravo grup üyelerini arkadaşlarını yalnız bırakmadılar. Özellikle Sed'i tebrik etmek gerek ki Trey'in keyfi gelsin de iyileşsin diye beklemedi onu hep teşvik etti çabalamasına. Ahh Trey'in bağımlılığını da ilk o keşfetti. Cidden en dikkatlisi Sed'di ya da bunu arkadaşının yüzüne karşı söyleyebilecek kadar cesaretlisi.
Sed'in sahnede yaşadığı talihsizlik mi kaza mı yoksa hastalık mı demeliyim bilemedim ama çok fenaydı. O sahneyi gözlerinin önüne getirdiğinde oluşan görüntü insanın içini ürpertiyordu cidden... çok fenaydı! Sed'in iyileşmiş olmasına çok sevindim.
Brain ve Myrna'nın evliliklerine dair konserde geçen sohbet harikaydı.
Çok fazla bahsetmeyeceğim kitap içeriğinden çünkü o kadar çok hoşuma giden alıntı vardı ki hepsini sizlerle paylaşmak istiyorum :)
Sed, Jessica'yı ve kendisini yatak odasına kapatarak kapıyı Eric'in suratına çarptı.
Yalnız.
Birlikte.
Jessica zorlukla yutkundu ve kafasını kaldırarak ona baktı. Yakınlığı karşısında şaşkına döndü. Nasıl olup da bu hale düşmüştü ki? Otobüsten ayrılmaya hazırlanmak için kalkmıştı ve sonra...
Sed onu izlemeye devam eti, bir şeyler söylemesini bekliyordu.
"Senden nefret ediyorum," genç kızın bulabildiklerinin en iyisiydi.
"Ben senden daha çok nefret ediyorum."
"Benim senden nefret ettiğim kadar birinden nefret etmek mümkün değil." Kapıyı açmaya çalıştı fakat Sed tek elini kapıya doğru kaldırdı ve onu kapalı tuttu.
"Eğer benden nefret ediyorsan, neden odama gelip gecelik eğlencemi def ediyorsun?"
****************************
"Sadece beni yalnız bırak Sed. Şu anda dünya üzerinde görmek istediğim en son insan sensin."
Sed'in dünya üzerinde görmek istediği tek insan oydu. Daima.****************************
Jessica çatalıyla onu işaret ederek “Neye gülümsüyorsun?” diye sordu.
“Hiçbir şeye.” Gülümsemesi daha da genişledi.
Jessica sırıttı. “Gamzelerin görünüyor.”
Sed kızardı.
“Ve kızarıyorsun.”
Genç adam kaşlarını çattı. “Kızarmıyorum.”
“Durma. Bu çok tatlı.”
Sed ona doğru tek kaşını kaldırdı. “Sedric Lionheart tatlı değildir.”
“Ama öylesin. Demek istediğim tatlısın. Gamzelerin göründüğünde ve kızardığında.”
****************************
Sadece ona bakmak bile canını yakıyordu. Onu göremediği zaman, acıtıyordu. Onun hakkında düşündüğünde, acıtıyordu. Onun hakkında düşünmemeye çalıştığı zaman, acıtıyordu. Ama en çok acıtan hangisiydi, onunla olmak mı yoksa onsuz olmak mı?****************************
Sed genç kızın alnını öptü. “Seninle ilgili nefret ettiğim şey ne biliyor musun?”
Garip bir duygu soluğunu keserken Jessica kaşlarını çattı. “Ne?”
“Beni çok iyi tanıyorsun.”
“Benim seninle ilgili nefret ettiğim şey ne biliyor musun?”
“Ne?”
“Her şey.”
“Öğle mi?”
Jessica başını sallayarak onayladı.
Sed güldü. “Bebeğim, eğer nefretini gösterme şeklin buysa, ilgi gösteriş şeklini görmek için sabırsızlanıyorum.”
****************************
Sed... Lütfen bana kızma... Seni bulacağım... Seni incittiğim için üzgünüm... Sana ihtiyacım var... Lütfen, sarıl bana... Beni yalnız bırakma...
****************************
Jessica öfkeyle konuştu, "Bazen senden nefret ediyorum."
"Sadece bazen mi? İlerleme kaydediyoruz."
****************************
Jessica'yı kendine doğru çekip şakağını öptü. "Seni seviyorum," diye fısıldadı. "Daha fazla içimde tutamayacağım. Senin aynı şekilde hissetmediğini biliyorum - bununla yaşayabilirim - ama bu benim nasıl hissettiğimi değiştirmiyor. Seni o kadar çok seviyorum ki bazen nefes alamıyorum."
****************************
"Altına mı işedin Eric?"
"Sed yaptı."
"Sed senin pantolonuna mı işedi?"
****************************
"Halihazırda sana aşık olmasaydım Jessica Chase, her günün her dakikasında sana tekrar tekrar aşık olurdum."
****************************
İhtiyacın olan kişi olmaya çalışacağım,
neye ihtiyacın varsa.
Yine başarısız olursam
beni parçala, beni kes,beni kanat,
eğer bu kalbini bana açacaksa.
Sadece beni hiçliğe terk etme.
Hiçbir şeyden daha azken gitme.
Tıpkı son kez olduğu gibi.
Kullan beni.
Bu sensiz var olmaktan daha iyi.
Alıntıları Sed'in yazdığı şarkı sözü ile bitirdim :) bu sözler Jessica'nın Sed'e karşı olan davranışlarının birazcık açıklar :)
Kitabı çok beğendim ki zaten Tutkulu Notalar kitabına yaptığım yorumda özellikle Sed ve Jace'in kitaplarını merak ediyorum demiştim ve beklememe değdi. Şimdi tatlı bir bekleme telaşı 3. kitap için başladı :)
Dilerim Ephesus fazla bekletmez :)
Kitabı eğer +18 iseniz ve erotik sahneleri okumaktan rahatsız olmayacaksanız tavsiye ederim :)
Ahhh bir de bu seriyi orijinal kapakları kullanıldığı içinde çok seviyorum demezsem içimde kalır dedim :)
Günahkarlar Turnede (Sinners on Tour) Serisi
- Tutkulu Notalar
- Sert Rock
- Ateşli Bilet
- Ahlaksız Ritim
- Çifte Vuruş
- Sinners at the Altar
- Sinners in Paradise
- Sinners Rock the Cradle
Kitabın arka kapak yazısını aşağıda sizlerle paylaşıyorum:
Turne otobüsünde geçirilen sıcak anlardan sonra, ayrılıklarının büyük bir hata olduğunu bir kez daha keşfeden iki genç…
Metal vokalisti Sed Lionheart yalnızca sesini kullanarak binlerce kadını çılgına çeviren bir rock yıldızıdır. Ne var ki, Jessica’yı kaybettiğinden beri kendisini tutkulu hissedebildiği tek yer sahnelerdir…
Hukuk fakültesinde okuyan Jessica, kalbi paramparça olsa da Sed’le olan ilişkisini sonlandırarak kendi çabalarıyla başarıya ulaşmakta kararlıdır. Ancak önceden tahmin edemediği bir gerçek vardır; etrafındaki hiçbir erkek Sed’in yerini dolduramayacaktır…
Dizginlenemeyen arzular, kalabalıklar içindeki ahlaksız yakınlaşmalar ve tüm bu yaşananların alevinde parlamak üzere olan skandallar… Hazır mısınız?
“Bu seri bir efsane olacak!”—Sia McKye’s Thoughts Over Coffee
“Bir heavy metal grubunun sahne arkası dünyasına erotik bir baskın…”—Fresh Fiction
“Bu çocuklar yüzünden kendinizi size ait bir rock yıldızınızın olmasını arzularken bulacaksınız!”
“Tüm genç kadınların rock grupları hakkında kurdukları romantik fantezileri ortalığa saçan erotik bir romans.”—Book Hound
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder
Kitap ya da yazı hakkındaki görüşünüzü bizimle paylaşın