6 Asude - Beni Sev Diye

~~~*~~~

William Bradley Barlow, hayatına giren en yanlış kadına "Benim ol!" demişti.

Ve o kadın sadece bir saniye durup "Seninim," diye karşılık vermişti.

Bu, delilikti...

~~~*~~~

Asude'nin yeni kitabı ayrıca son çıkan kitabı Beni Sev Diye okundu... eeeee bir tarihi aşk romanı olacak da ben okumayacak mıyım? Nerede görünmüş :)

Asude'nin artık kaleminin nasıl olduğunu bir çoğunuz biliyorsunuzdur. Türkiye'deki sayılı güzel romans yazarlarından biri benim için. Belki çok iddialı oldu ama altını çiziyorum benim için öyle =)

Bu kitabında da yine güzel bir kurguyu işlemiş işlemesine ama kardeşlik ilişkisine değinmesiyle gönlümü fethetti. Dave ve Bradley arasındaki o ilişki o kadar güzeldi ki...

Neyse,size kitabın kısaca konusunu anlatayım; yedi yıl önce Kristy ve Bradley evlenirler ama Bradley'in odunluğu, kütüklüğü ve pisliği yüzünden Kristy'i evden kovar ve evlilikleri o an o dakika bitmiş olur. İskoç güzeli olan Kristy o topraklarda yedi yılını geçirdikten sonra İngilitere'de çalışmaya karar verir. Kader işte o an ağlarını örmeye başlar. Kristy, kocasının yani Walsham Kontu Bradley'nin evinde çalışmaya başlar. Kocasının kendisini tanımaması ve daha da önemlisi kendisine karşı tavırları Kristy'nin kalbini kırsa da genç kadın bunun altında kalmaz ve o nokta da bomba gibi olaylar gelişmeye başlar.

~~~*~~~

İyileşmemiş bir yaradan kanın sızması, kapanmamış bir kapıdan rüzgarın fısıldaması ya da onarılmamış bir çatıdan yağmurun damlaması gibi... Bu adam tıpkı böyle, hissettirmeden, usulca girmişti hayatına. Ve şimdi kalbindeydi...

~~~*~~~

Asıl konu Kristy ve Bradley üzerinde ilerliyor gibi görünse de Bradley'in ağabeyi Dave'in de hayatını anlatıyor. Onun da fırtınalı aşkını, kalbini kaptırdığı kadınla imkansız bir yola girişlerini anlatıyor.

Asude'nin kaleminde sevdiğim bir şey bu. Yan karakter gibi görünseler de hepsi neredeyse baş karakter gibi boy gösteriyor kitapta.

Beni Sev Diye aslında Bradley ve Kristy'nin değil Dave ve Lilybeth'in de hikayesi. İki kardeşin hikayesi kısaca :)

Kitaptaki bir diğer güzel şey de Gül ve Avcı'nın karakterleri Julian ve Evelyn Rosa'yı görmekti :) Ahh bir de sanırım bu kitaplar Tyrell ve Elnora için yeni bir kitap eklenir gibime geliyor :) umarım gelir çünkü Asude'nin kaleminden daha çok historical romance okumak isterim :) Ahhh bir de Ewan ile Charlotte hikayesi de bir kitabı hak ediyor gibi bir izlenime kapıldım. Bu bloggerdan yazar Asude'ye duyrulur ;)

Şimdi sırada sizin için ayırdığım dünya kadar alıntıyı paylaşmada :) Ahh iki kısmı çok beğendim onlar uzun olduğu için direk resmini çektim :) bence resimlerdeki alıntıları okuyun... çok fenalar ama beni en çok etkileyen ikinci resimdeki alıntıda Lillybeth ve Dave'in alıntısı oldu. Lilybeth'in aşkı... müthiş...

~~~*~~~

"Hayallerinden vazgeçmesi olabilecek en kötü şey, Greta. İnsanı hayatta tutan hayalleridir."

~~~*~~~

~~~*~~~

Kristy ilk kez bu sabah varlığını hissettiği, çarpıntısından göğsünün titrediği kalbinin bir kez daha karardığına şahit oldu.

Yaşayan kalbi, tıpkı yedi yıl önceki gibi ansızın öldü. Oraya yavaş yavaş acıyla beslenen kapkara bir nefret oturdu.

~~~*~~~

~~~*~~~

Bu, azgın nehirlerin içinden, keşfedilmemiş ormanların arasından, dağlardan ve yaşadığı bu dünyadan değil bambaşka bir yerden gelmiş gibi duran bu vahşi kadın, ona tüm ilkelerini unutturan tek şeydi.

~~~*~~~

~~~*~~~

"Pişmanlık, sahip olduklarını kaybetmekten korkan insanların hissedeceği bir duygudur. Ben hiçbir şeye sahip olmadım ve şimdi de hiçbir şeye sahip değilim. Sen her şeyimi aldığından beri, benim hiçbir şeyim yok!"

~~~*~~~

~~~*~~~

"Bir kalbin olduğunu unutmanı istemiyorum. Kalbin kime gitmek istiyorsa izin ver gitsin."

"Kalbim sadece paraya gitmek istiyor. Ne yazık ki bu yüzden gidebileceği bir yer yok!"

"Korkarım ki tatlım, kalbin çoktan gittiği o yerde metelik bile bulamayacaksın."

~~~*~~~

~~~*~~~

Aralarında olan her neyse, öfke ve tutkuyla örülmüştü sanki. Sanki ikisinin de bileğinde, onları bitbitlerine bağlamış olan bir halat vardı ve bu engele rağmen birbirlerinden kaçmaya çalışıyor, her defasında uzaklaşamadan yeniden birbirlerine çekiliyorlardı.

~~~*~~~

~~~*~~~

Bradley'nin ifadesi sertleşti. "Yoksa bir aşığın mı var? Yoksa... Sen... Lanet olası, sen çoktan başkasının mı oldun? Söyle bana! Kimse sana dokundu mu?"

Kristy ona inanamıyormuş gibi baktı. "Sen delirmişsin."

"Söyle dedim!"

"Sen belki birden çok metresle dilediğin her şeyi yaparken, benim bedenimle neden ilgileniyorsun?"

"Çünkü kimse sana dokunamaz!Sana dokunmuş olanı öldürürüm.!" Yeniden, bu defa daha tehditkarca sordu. "Sana kimse dokundu mu?"

"Elbette benimde pek çok aşığım oldu! Ne sanıyorsun, yedi yıl boyunca rahibe hayatı yaşadığımı mı?"

~~~*~~~

~~~*~~~

"Bana dünyanın güzel bir yer olduğunu hatırlatan bir şey buldum. Baktığımda beni mutlu eden ve tüm dertlerime rağmen yaşamaya değer bir hayatım olduğuna inandıran biri var artık. Sensin o..."

~~~*~~~

~~~*~~~

Onu değerli, çok değerli bir hazine gibi görüyordu. 

Kaybetmemesi gereken, sonsuza kadar koruması gereken bir hazine gibi...

~~~*~~~

~~~*~~~

"Kıvrılan bir su gibi sana doğru gelmek istemiştim."

"Ya sonra?"

"Kıvılcım sıçramış gibi geceliğimden hızlıca kurtulmayı..."

"Sonra?"

"Hımm...Sırnaşık bir kedi gibi senin üzerine tırmanmayı..."

Bradley kahkaha attı. "Gerçekten ateşli olmaktan hiçbir şey anlamıyorsun, değil mi?"

Kristy kederle başını sallarken "Tam bir umutsuzum!" dedi.

"Umutsuz değilsin, kusursuzsun!"

~~~*~~~

~~~*~~~

Erkekler çoğunlukla basittir ve onları anlamak kolaydır. Ancak bazen de onları anlayamayacağımız kadar kendi duygularını gizlemeyi, o duygulardan kaçmayı seçerler. Duygulara yenilmenin onları zayıflatacağını düşünürler.

~~~*~~~

~~~*~~~

İhanet insanı öldürebilecek en riskli silahtı. Bir arkadaşın, bir tanıdığın, bir hizmetçinin ihaneti belki insanı öldürmez sadece öfkelendirir ve aynı şekilde intikam almayı körüklerdi ama aşık olduğun kişinin ihaneti sadeceölmeye benziyordu.Elini kolunu bağlayan, hareketsiz kalmasına neden olan nefes alırken yavaşça tüketen bir ölme benziyordu.

~~~*~~~

Küçücük bir uyarı yaptıktan sonra yorumumu bitireceğim. sizlerin kitapları nasıldı bilmiyorum ama benim kitabımda eksik sayfalar vardı ne yazık ki. Eğer kitabı temin etmediyseniz henüz alırken sayfalarını kontrol edin. Eğer aldıysanız da aldığınız yerden değiştirin arkadaşlar :)

Kitabı aşırı derecede çok fena beğendiğimi söyleme gereği duymuyor sizlere hemen alıp okuyun diyorum :) Zaten bir historical romance okuru iseniz hiç kaçırmayın bu kitabı :)

~~~*~~~

Hiçbir zaman gitmezsen, gelmene de gerek kalmaz.

~~~*~~~

Kitabın tanıtım yazısı: 

Aşk mı? Nefret mi? Gurur mu? Kabulleniş mi?

Ateş gibi kızıl saçlarıyla bambaşka bir güzelliği olan Kristy, buzdan bir iklimin hüküm sürdüğü topraklarda yapayalnız, yoksul bir hayat yaşamaktadır. Onu gören her erkeğin dikkatini çeken büyülü güzelliğine rağmen, kalbini kimseye açmayacağına dair kendine bir söz vermiştir. Çünkü kalbinin derinliklerinde, yedi yıl önce evlendiği ancak yüzüne bile bakmadan onu kovan o zalim adamın izlerini taşımaktadır.

Simsiyah saçları, geceden karanlık gözleri, dünyayı yüklenecek kadar güçlü görünen bedeniyle Bradley, her kadının romantik hayallerini süsleyen görkemli bir soyludur. Onda eksik olan tek şey, bir kalptir. Genç adam unutmayı seçtiği geçmişinden uzak, duygusuz bir hayat yaşarken, kızıl saçlı asi bir kadınla karşılaşır. Bu gizemli kadının gerçek kimliğini öğrendiğinde dünyası sarsılacaktır.

Geçmiş yaraların sızısını hâlâ duyan genç kadın, geleceğini de yaralamaya ant içmiş Bradley ile yeniden karşılaştığında, yedi yıl önceki gibi itaatkâr olmayacaktır.

Ve genç adam asla kabullenemeyeceği gerçeklerle yüzleşirken, Kristy'nin asi ruhunun arkasındaki masumiyetle, sadece kalbinin değil, derin bir aşkın da farkına varacaktır.