2 Şubat 2016 Salı

4 Zeynep Şentürk - Bir Adım Sonrası Ayrılık


~~~*~~~
"Sadece gülümse.
Çünkü gülüşüne kimin ne zaman aşık olacağını bilemezsin."
~~~*~~~

Offf uleynnn offff... Bu kitaba bu son yakışmadı be!!!! Ben evli mutlu çocuklu sonları severim ama... olmadı bu... :(

Zeynep Şentürk, kendisini şahsen tanıdığım için ve yorumumu açık gönüllülükle yapacağımı bildiği için acımadan eleştireceğim :P

Zeynep Şentürk, Türk yazarlarımızdan biri. Akıcı, romantik zaman zaman merak uyandırıcı zaman zaman monoton giden gülümseten, hüzünlendiren, bazen de ağlatan bir şekilde kurguyu kaleme almış.

Sanırım okurken ilk defa bir kitapta resmen bir hata aradım, bir kusuru olmalı diyerek okudum. Bir eksiklik, olmayan bir şey, havada kalan bir duygu duygu arayarak okudum. Çünkü yazarı arkadaşım olarak gördüğüm için bir eksikliğini buluyorsam kendisine söylemeli ve kendisi de bunun üzerinde uğraşıp daha da mükemmelleştirmeli diye düşündüm kalemini.

~~~*~~~
"Size tavsiye; bir daha noktasını koyamayacağınız bir cümleye başlamamanız. 
Yoksa bir daha ki sefere sizin virgül koyduğunuz cümleye bir başkası noktayı koyabilir."
~~~*~~~

Bu yüzden ince ince işleyerek yorumumu yazıyorum. Önce beğendiğim sonra beğenmediğim kısımları yazacağım :) Ama her şeyden önce size kısaca kitabın konusundan bahsedeceğim.

Daniel Ian Wood, dünyaca ünlü bir film yıldızı... bir gün yeni arabasında ilerlerken ışıklardan geçen bir kıza gözü kayıyor... Gamze'ye...  rastgele kesişen bakışlarla kızın yüzündeki gülümsemeye vuruluyor. Aradan zaman geçmesine rağmen unutamıyor o bakışları ve kızı derken kader bunları bir kez daha karşılaştırıyor. Elindeki hiçbir fırsatı değerlendiremeyen Daniel son şansını değerlendirip Gamze'nin gözüne giriyor...beraber geçirilen birkaç günün sonunda aralarında filizlenen aşk iyice kendini göstermeye başlıyor...ama hayat onlara hiç de adil davranmıyor ve olabilecek en kötü şeyle sınıyor bu aşkı...

Kitabı diğerlerinden ayıran bir erkek karakter tarafından anlatılması. Kitabı tamamıyla Daniel'in tarafından okuyoruz. Onun iç dünyasını, duygularını ve düşüncelerini... Bir kadın yazarın erkek duygularını bu kadar mükemmel nasıl yazmış merak edilecek bir şey. Bu konuda seninle gurur duydum Zeynep! Tebrik ediyorum...

Kitabın başlangıcı, Daniel'in Gamze'yi görmesi... ona vurulması... karşılaşmaları... aşkını ilan ettiği zamanlar hepsi çok güzeldi. Merak uyandırıcı ve akıcıydı. Romantizm doruklardaydı. Gülümseyerek ve ne olacağının beklentisi ile okunuyordu.

~~~*~~~
"Hangisi daha kötüydü?
Adını dahi bilmemek mi?
Adını bilmeme rağmen tanışmamış olmak mı?
Yoksa onu tanıdıktan sonra daha da aşık olup da kaybetmek mi?"
~~~*~~~

Ancak... bu ikinin sevgili olmasından sonraki kısımlarda durağanlık vardı. Atraksiyon falan yoktu... sanırım o kadar alıştık ki entrikalara, aldatmalara veya gereksiz kıskançlık krizi sonrası ayrılıklara bunda da onu bekledim. Gerçi bulamamak çok güzeldi. Sonuçta kitabı diğerlerinden ayırdı bu ama o kısımlar durağan da gelmedi değil yani. :) Duygu bakımdan yoğun ama olay bakımından sakindi.

Hep Gamze'nin duygularının yeterince aktarılmadığını düşündüm okurken. Gerçi erkek karakter tarafından okuduğumuz bir kitapta kadının duyguları nasıl aktarılsın ama değil mi? Yine de söyleyebilirdi... ancak kitabın sonundaki o mektuplar... işte onlar beni benden aldı...beni ağlattı... havada kaldı eksikti dediğim her duygu yerine yapbozun parçaları gibi oturdu!

Açık yüreklilikle söylüyorum ki kitabın sonu olmadı! Neden diyeceksin? Yukarıda söylediğim gibi bizler... umutsuz romans okurları... kitaplar bittiğinde karakterlerin hayatlarının aldıkları yönü doldurmak istiyoruz. Ama sen kitabı bitirmiştin! Kurguyu bitirmiştin! Hayal edebileceğimiz, sonrasında acaba ne oldu diyeceğimiz bir son bırakmamışsın! Bildiğin bir olayı yaşadık ve o olay bitti modundaydı. Tamam tamam itiraf ediyorum mutsuz sonları sevmiyorum ben be... beni kitabın sonunda ağlatmayın... aşk ile kalbimi pır pır ettirin hüzünlendirmeyin... Daniel'in duyguları benim göz pınarlarımın çeşmelerini açtı...

Biraz daha bahsedersem bu konudan kitabın baya baya içeriğine gireceğim o yüzden susma hakkımı kullanıp başka yerlere geçiyorum :)

Kitaptaki arkadaşlık süperdi. Jamie... adamım seni ben alabilir miyim? Bu adam süperdi... çok eğlendirdi beni... benim için kitabın maskotuydu desem alınır mı acaba Jamie :D

Açıkçası kitabın içeriğine girmeden nasıl bir şeyler söyleyebilirim daha bilmiyorum bu yüzden artık yorumumu bitiriyorum. :)

~~~*~~~
"Sevgilim ne olur unutma, ölümdür tek başına yaşanan.
Aşk iki kişiliktir!!!"
~~~*~~~

Biliyorum ki Zeynep, yayıneviyle anlaşmasını bitirdi. Dilerim senin başka kitaplarını da okuma şansı elde ederiz. Kalemini sevdim, klişeden uzak sonunu da sevdim... gereksiz kıskançlık tripleri, aldatmaların olmamasına ise bayıldım!

Yolun açık olsun, dediğim gibi diğer kitaplarını da rafımda görmek isterim :)

Ahh... bu arada.Gerçekten Daniel gibi aşklarına sadık kalıp o kadınla son nefesini verebilecek erkekler var mıdır? Bence yok... varsa da bize denk gelmiyor... ;)


Kitabın adı      : Bir Adım Sonrası Ayrılık
Kitabın yazarı : Zeynep Şentürk
Yayınevi           : Dokuz Yayınları
Sayfa sayısı      : 449

Kitabın tanıtım yazısı :

Zengin de olabilirsiniz, fakir de. Güzel de olabilirsiniz çirkin de. Ama aşk tüm bunların dışındadır. Bir anda gelir, bir tesadüfle... Bazen yolda gördüğünüz bir tabela ya da kırmızı bir ışık hayatınızı değiştirir. Hayat bir önceki sizden bambaşka bir 'siz' yaratır. 

Benim hikâyem tam da bu noktada başlıyor. Kırmızı ışıkta beklerken gördüğüm bir çift gamzeyle. Gülüşünü gördüğüm anda ona âşık olmam kaçınılmazdı. Adı, boyu, yaşı... Hiçbiri aklıma gelmedi, benim için güldüğünü görmek istediğimden başka. Artık benim için gelecek, adını bile bilmediğim bir kızdan ibaretti. Onu seviyordum ama tanımıyordum. Görüyordum ama konuşamıyordum. Her bulduğumda ise yeniden kaybediyordum. 

Kaderin karşıma çıkardığı tüm sorunların aksine ya hayatımın aşkını kazanacaktım ya da korkularımın arkasına sığınıp yaşayabileceğim en büyük aşkı kaybedecektim. Ama biliyordum ki kendi çizdiği yolda, kendi adımlarıyla ilerlerdi aşk. Soru işaretlerinin arasından sıyrılan tek 'nokta' vardı ve o da onu sevdiğimi söylediğimden sonra konulandı. Onu seviyordum, nokta. 

Çünkü sevgi varsa onun için savaşmak kaçınılmazdı. Bu savaştaki tek kural ise geçmişteki artılar, gelecekte işe yaramazlar!

4 yorum :

  1. Ablam diye demiyorum, çok fena son yazar (:
    Yorumuna bayıldım ama İnci, gerçekten objektif olmuş :D Gerçi okuduğum yorumlar hep öyle oldu ama en detaylısı olmuş :D

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hem de ne fena son... hayata küstürebilirdi yani insanı... lanet olsun bize niye yok o adamdan dedirtti hani ;)

      Sil
    2. Kendisi de yazmasına rağmen umutlu olduğunu sanmam (: Sonundan dolayı hala okuyamadım kitabı itiraf ediyorum (:

      Sil
    3. Bak ya insan ablasının kitabını okumaz mı yav? Gerçi sen bol bol dinlemişsindir kitabı ablan yazarken ;)

      Sil

Kitap ya da yazı hakkındaki görüşünüzü bizimle paylaşın