1 Kasım 2016 Salı

0 Selvi Atıcı - Kalbim Sende Kalmış (Kayıp Şehir #4)


~~~*~~~
Evet, Ali çok ileri gitmişti. Onu kendini unutacak kadar severek, yanında değilken bile onu yaşayarak çok ileri gitmişti. Ali kendini bildi bileli ona aşıktı. Nasıl ileri gitmesindi ki? Hayata dair başka hiçbir planı yoktu. Sadece Arya! Gördüğü, bildiği, duyduğu, hissettiği... İstediği her şey O'ydu. Sadece O!
~~~*~~~

Kayıp Şehir Serisi sona erdi! Bitmeseydi iyiydi... Ne bileyim seriyi uzatmak için çocuklarının da hikayelerini yazılabilirdi. Deryal, Adem ve Ömer'i sevdiğim için onların çocuklarını da ayrı bir sevdim dolayısıyla okumakta ayrı bir zevk oldu benim için :)

Selvi Atıcı'nın kalemini sevdiğimi biliyorsunuz, çıkan her kitabını okuduğum düşünülürse ve Sen kitabının da yeni basımını yakında tekrardan okuyacağımı da düşünsek... kadın sen yaz ben okuyayım diyesim geliyor :)

~~~*~~~
"Lanet olsun! Gidip üzerine adam gibi bir şeyler giyer misin?"
"Neden? Tahrik mi oluyorsun?"
"Lanet olsun! Evet. Mutlu musun?"
"Evet, oldukça mutluyum. Çünkü seni önce baştan çıkaracağım, sonra ırzıma geçmeni sağlayacağım ve sen de namusumu lekelediğin için benimle evlenmek zorunda kalacaksın." 
~~~*~~~

Neyse, kitabın kısaca konusuna değinmek gerekirse, Kimliksiz'den tanıdığımız Adem'in oğlu Ali (aynı zamanda kendisi Gitme kitabında fazlasıyla boy gösterim benim aşırı derecede ilgimi kazanmış oluyor) Pinokyo'nun Rüyası kitabından tanıdığımız Ömer'in kızı Arya ile küçüklüklerinden beri arkadaş olmalarının yanında Ali, küçücük yaşlar henüz kalbini Arya'ya kaptırmış ve onun büyüyüp genç bir kadın oluşunu ve kalbini çalma zamanının gelmesini beklemeye başlamıştır. Ancak Arya bir gün Ali'nin karşısına sevgilisi pardon evlenmeyi planladığı adamla çıkınca Ali'de ipler kopma noktasına geliyor. Kendince planlar yapıp onları ayırıp Arya'nın kalbini çalmaya çalışırken aslında hiç de tahmin edemeyecekleri bir döngünün içerisinde buluyorlar kendilerini. Bir yandan kalbinin sahibi kadını yaşatmaya çalışan Ali, bir yanda sevdiği adamın hayata kalması için çırpınan Arya ve çocuklarının hayatlarından endişe duyan Ömer ve Adem'in bu döngü içerisindeki soluksuz hayatta kalma çabasını okuyoruz.

Yine Selvi Atıcı ve yine aşkın içerisine kusursuzca harmanlanmış gerilim ve polisiye...

~~~*~~~
En sevdiği şarkı söylenirken, sevdiği tek adamın kollarında olmanın tadını çıkardı.
Bu cennetten bir parça gibiydi. Cennetin nasıl bir yer olduğunu bilmiyordu. Ama tadı böyle olmalıydı. Verdiği his bu derece derin olmalıydı. Böyle yutmalıydı insanı tüm kayboluşlar... Cennet böyle bir yer olmalıydı. Kısacık anlarda bile dünyayı aşan bir mutluluğu insan başka nerede hissedebilirdi ki?
~~~*~~~

Selvi Atıcı'nın kaleminde bunu seviyorum. Sıradan bir aşk hikayesi yerine içerisine harmanladığı adrenalin yüklü olaylar silsilesi kitabı nefessiz okunmasına sebebiyet veriyor. İtiraf edeyim kitabın neredeyse son 100 sayfasının nasıl bittiğini anlamadım. Sabahladım elimden bırakamadım diyebilirim.

Ali'nin Arya'ya olan aşkı o kadar kusursuzdu ki Ali'ye bir kez daha hayran oldum. Gitme kitabında kalbimi çalan Ali bu kitapta kalbimin tek sahibi oldu diyebilirim. O eğlenceli, enerji dolu, kendini beğenmiş egosu tavanda olan Ali... adam nasıl bir şeysin sen ya :)

Ömer ve Adem'in atışmaları daha da önemlisi dünür muhabbetleri çok eğlenceliydi. Ömer'in tipik kız babası olarak verdiği tepkilerde biraz babamın vereceği tepkiler olarak görsem de Adem'in tavırlarıyla kahkaha attım diyebilirim.

~~~*~~~
Arya'yı seviyordu. Öyle çok seviyordu ki, dünyaya sadece onu sevmek için geldiğini düşünüyordu. Onu sevmek, sevmek, sevmek bir daha sevmek... Ve Ali de öyle yapmıştı.
Kimse onu kendisinden daha fazla sevemez, mutlu edemezdi. Ya da öyle sanmıştı.
~~~*~~~

Mirza'yı ve Hayat'ı evli mutlu çocuklu okumak süperdi. Onları bu hikayede bu kadar mutlu göreceğimi düşünmemiştim ama okumak inanılmaz zevkliydi. Hele ki Mirza'nın Hayat'ın üzerine titreyen halleri, Ali'den bile kıskanması... çok eğlendim ki ben Ali - Mirza - Hayat üçlüsünün beraber yaptığı her sohbette. :)

Bir de tabi ki beni asıl eğlendiren Ali ve Arya aşklarını yaşamaya başladıklarında Adem ve Ömer ikilisi arasındaki sohbetlerdi. Adem... adamım... sen... kelimelerle ifade edilemez bir şeysin ve harbiden tam da Ali'nin babasısın yani :D

Nikah günü Selin'le olanlarla kahkaha attım yeminle. Hep Selin'inden şüphelenmiştim mesaj olayında ama beni bu konuda Selvi  Hanım öyle bir şaşırttı ki cidden değilmiş dedim. Okuduğum kitaplarda şaşırmayı severim ve bunu Selvi Atıcı çok iyi başarıyor.

~~~*~~~
"Bunu hep yapıyorsun! Yıllarca hep yaptın. Hayatımın her köşesine, her çizgisine daima müdahale ettin. Her zaman benim için doğru olanı benden daha iyi bildiğini sanarak, kendi istediğin gibi hareket etmemi sağladın. Ne istiyorsun benden anlamıyorum. Her şeyi, kendi hislerimi bile benden daha iyi bildiğini sanıyorsun! Neden? Bunu neden yapıyorsun?"
"Sana aşık olabileceğim hiç aklına gelmiyor değil mi?"
~~~*~~~

Micheal'ın sonuna üzüldüm diyebilirim. Ha, tamam iyi bir karakter değildi belki ama yine de Ali'ye yardım etme çabası ve öldürmek istememesi benim için yeterliydi. Ama tabi ait olduğu dünya ne yazık ki hata kabul etmiyordu. Daniel'a ise oh olsun! Keşke bizimkilerden biri öldürüp üstünü kapatsalardı. Çok mu acımasız oldum ne? :)

Son bölümlerde Ali'nin yaşadıkları... nefesimi tutarak okumama neden oldu. Arya ve Ali öyle büyük bir sınav verdikler ki.. sonunda da mutluluklarını sonuna kadar yaşama hakkını kazandılar.

Çok konuştum sanırım ve sussam iyi olacak çünkü sanırım azıcık uzundan spoiler vermeye başlıyorum. Ama şunu söylemezsem içimde tutarım. Konvoy... konvoy... konvoy... kahkaha attım ya resmen ya :D Ali ve Adem çok fenasınız siz  :D

Kitaba bayıldım. Beğendim. Tavsiye ederim. Aslında serinin hepsini okuyun bence siz :D

Bir de kitapta Demir'i okuyacaksınız kim bu Demir demeyin ya da diyorsanız "Sen" kitabını alıp okuyun :D

~~*~~~
"İçime işlemişsin, hücrelerime, iliklerime... Gitmek bir işe yaramadı.Bedenimi senden kaçırırken kalbim, sende kalmış."
~~~*~~~

Neyse ben kaçtım ve kitabı hatta seriyi bir kez daha şiddetle tavsiye ediyorum. Ben çok beğendim tam da Ali'ye yakışan bir kitaptı. Nasıl bir aşktı ki o... okumak bile hissettirdi.

Bu arada kapak tasarımı muhteşem olmuş. Ön tarafta erkek arka tarafta kadın figürü süper bir şey olmuş. Kapak bence oldukça iyiydi :)

Kayıp Şehir Serisi 

Kitabın adı           : Kalbim Sende Kalmış
Yazarı                   : Selvi Atıcı
Seri Bilgisi            : Kayıp Şehir #3
Yayınevi                : Nemesis Kitap
Sayfa sayısı           : 432

Kitabın tanıtım yazısı:

Aynı ateşte kaç kere yanabilirsin?
Birbirlerini çocukluklarından beri tanıyan iki gençtir Ali ve Arya. Babalarının sıkı dost olması, ikisinin de hayatını çözülemeyecek bir düğümle birbirine bağlamıştır. Önce zorunluluktan başlamıştır bu ilişki. Ali, kendisine emanet edilen baş belasıyla vakit geçirmekten pek memnun değildir. Arya da kendisine göz kulak olma işini fazlasıyla abartan bay ukalayla.
Sonra her şey değişir. Didişmeler arkadaşlığa, zorunluluklar vazgeçilmeze dönüşmüştür farkında olmadan. Birbirlerinin en yakın arkadaşı hatta sırdaşı olmuştur artık Ali ve Arya.
Zaman geçer, kendileri gibi duyguları da büyür. İmkânsızdır istenen ama vazgeçmek,  istenenden daha da imkânsızdır.
Evet, belki zordur onlar için… 
ama aynı ritimle atıyorsa iki kalp, 
belki de her şey mümkündür.




Hiç yorum yok :

Yorum Gönder

Kitap ya da yazı hakkındaki görüşünüzü bizimle paylaşın