15 Ağustos 2014 Cuma

6 Gonca Çiftçioğulları - Gece Gelen Ölüm


Yeni bir Türk yazar, yeni bir kitap ve yine beklentilerin çok üstünde bir kurgu!

Bir kez daha kendimden utanıyorum. Ne zaman Türk yazarlarının yeteneklerine güvenerek kitaplarını okuyacağım bilmiyorum. Yine elime aldım bir kitap ve ismin Türk olmasından dolayı beklentilerimi düşük tuttum, kendimi sıkılacağım, "artık bitsin ya" diyeceğim bir kitaba hazırlamıştım ama...

İşte bu noktada utandım!

Çünkü kitap tahminim çok daha ötesinde bir kurgu, bir olay örgüsü, bir üslup ve bir bütünlük içerisinde yazılmıştı.
Öncelikle yazarımız Gonca Çiftçioğulları'nı böyle güzel ve akıcı bir kurguyu bizlerle tanıştırdığı için teşekkür ediyorum. Ahh özellikle de kitabı imzaladığı için de bir teşekkür gelsin benden :) Havamı da attım :)

Şimdi yorumuma geri dönersek eğer, ben normalde polisiye kitaplarda çok büyük beklentileri olan bir okurum. Çünkü izlediğim filmlerde ve okuduğum kitaplarda beni soluksuz bırakanlar benim nazarımda türünün en iyi örneklerindendir. Buna bir çok yabancı yazar olanak verirken Türk yazarların bu tür bir yetenekle kitap yazabileceğine inanmazdım ama yanılmışım.

Bunun için Gonca hanımdan özür diliyorum, çünkü kitap nisandan beri okunmayı beklerken ben hep beklentilerimi karşılamayacak diye erteledim ve hak ettiği saygıyı gösteremedim. Kusura bakmayın! Halbuki kitabınız çok daha iyi bir muameleyi hak ediyordu.

Yorumun şu satırlarına kadar okuduysanız eğer kitabı beğendiğimi anlamışsınızdır diye tahmin ediyorum. Evet, kitabı cidden çok beğendim. Beklentilerimin çok üstünde bir kitaptı ve itiraf ediyorum ki eleştirebileceğim tek bir nokta haricinde kitabı favori polisiyelerimden biri olarak gösteririm.

Kitabın konusu, seri cinayet eğilimi, katilin amacı... ve katilin kim olduğu... Bir doktor olan Hakan ve hasta olan Ebru... hepsi ayrı noktalardayken karakterlerin birbirine bağlanması, kurgu bütünlüğü, olayların başlangıcı ile geldiği nokta... Karakterlerin duygularının aktarımı... her şey mükemmel bir şekilde oturtulmuş ve hiçbir kopukluk olmadan, gereksiz detaylarla sıkmadan, gerektiği şekilde bırakılarak, uzatılmadan okuru tatmin edecek, kitabı kapattığında aklında hala kitabı yaşayabilecek bir şekilde kurgu oluşturulmuştu.

Özellikle kitabın 200. sayfasından sonrasını evde tek başıma okudum ve itiraf etmeliyim ki mesaide olan kardeşimi durmadan arayıp ne zaman eve geleceğini sorarak evde tek başıma olmanın verdiği tedirginliği atmaya çalıştım.Çaktırmayın bu sırada evin bütün ışıklarını yaktığımı ve kapıyı kilitlediğimi de itiraf edeyim ;)

Beni etkisini aldı cinayet kısımlarıyla...

Fazla lafa gerek yok bence, ama söylemeden geçemeyeceğim kitabın ilk basımının kapağını hiç beğenmemiştim ama bunu da beğenmedim. Daha iyi olabilir, daha konuya uygun bir kapak olabilirdi. Kapak daha çok korku filmi afişi gibi olmuş, şahsen ben pek yakıştıramadım böyle bir kitaba bu kapağı. Eğer başka bir basımı olursa inşallah daha uygun bir kapakla olur.

Eğer kapak daha başarılı bir kapak olsaydı benim için 5 üzerinden 5 alacak bir kitaptı ama kapak için 4 veriyorum :) Çok acımasızca oldu ama itiraf etmek gerekirse bu kapakla bir kitabı şahsen almam. :(

Ama siz okurlar, takipçiler, polisiye severler... sakın dış görünüşe aldanıp da içini yargılamayın! Dış görünüş bu kitapta çok yanıltıcı. Dışı kötü ama içi çok güzel. Ne diyoruz içi güzel olsun :) eee içi güzel! O zaman okuyun! O kadar ;)

Kitabın konusunu sizlerle paylaşıyorum:
Emine, omzundan tuttuğu gibi kendisini küvete batırmaya çalışan katile çaresizce karşı koymaya, direnmeye çalışıyordu. Elinden geldiğince onu ittiriyor, tekmeliyordu. Ama küvetin içinde olması hareketlerini ve kendini savunmasını da kısıtlıyordu. Var gücüyle karşı koymasına rağmen, katilin gücü karşısında direnci yavaş yavaş kırılmaya başlamıştı. Küvetin içine zorla batırılmasına ve o kuvvetli ellerinin baskısına rağmen, suyun içindeki başını zorlukla da olsa dışarı çıkarıp nefes almaya çalışıyordu. Omuzlarındaki baskı o kadar kuvvetliydi ki, artık başını çıkarmaya yetecek gücü kalmadığından, su yavaş yavaş ciğerlerine dolmaya başlamıştı. Her çırpınışı daha çok batmasına ve su yutmasına neden oluyordu. Ciğerlerine hızla dolan ve kendisine büyük acı veren suyun yarattığı baskıya daha fazla direnemedi. Kendisini saran ve üzerine çöken karanlığın kollarına çaresizce kayıp gitti.

Kitabı satın almak için: Kitap Sihirbazı


6 yorum :

  1. Okunacaklar listesine aldım ben de, o zaman :)

    YanıtlaSil
  2. güzeldi aynı fikireri paylaşıyorum ben 5 üzerinden 3 verilecek şekilde bulmuştum ama ana hatlar olarak aynı görüşlerdeymişiz bence türk yazarlar içinde okunması gereken bir polisiye kitap

    YanıtlaSil
  3. Haklısın,kitabın kapağına bakarak yorumunu bile okumaya tereddüt ettim,ama şimdi okunacaklar listemde ekli. :) Teşekkürler.

    YanıtlaSil
  4. hayatımda okuduğum en etkileyci romandı beni kitaba sürükleyen başka bişeydi sanki kitabi hiç okumadan evd istediğim bu diyebildim ve gerçekden böyle bi kitaba zaman ayrıp okuduğum için mutluyum herkeze tavsiye ederim emeğinize yüreginize sağlık

    YanıtlaSil
  5. Mükemmel bir kitap bence,okadar sürükleyici ve akıcı ki kitabı elinizden bırakmak istemeyeceksiniz.
    Ayrıca Öyle bir bedelki kitabınıda kesinlikle okumalısınız.

    YanıtlaSil

Kitap ya da yazı hakkındaki görüşünüzü bizimle paylaşın