9 Mayıs 2016 Pazartesi

0 Dilan Ak - Kalbimdeki İmza


~~~*~~~
Bir kadına tüm kalbini veren ve aşkla bakan bir adam için her şeyi yapmaya değerdi.
~~~*~~~

Demir... aşk en çok sana yakıştı be! Hem de ne yakıştı... aşkı hep sen yaşa, hep sen hisset istedim. Aşk hep seninle olsun, senin olsun dedim... Demir... aşk seninle var oldu sanki sensiz olamayacakmış gibi hissettirdi.

Dilan Ak, ülkemizdeki yeni genç yazarlardan biri.Zaman zaman yaşının gençliği kalemine yansısa da yaşına göre oldukça iyi bir kurgu yeteneği olduğunu düşündüğüm durmaz bu yolda ilerlemeye devam ederse kendini daha da geliştireceğine inandığım genç yazarlarımızdan biri olduğunu düşünüyorum.

Sevgili Dilan, çoğu zaman okumaktan zevk aldığım yazarların eksikliğini hissetsem de görmezden geldiğim durumları oluyordu ama sen de gözden gelmek istemiyor bunları dile getirip senin daha iyi olmanı diliyorum. Bu yüzden umarım çok sert bir eleştirir nitelikte olmaz yorumum, hevesini kırmaz daha çok kamçılar ve daha iyi olman için bir adım olur.

~~~*~~~
İliklerime kadar onu hissediyordum. Her hücrem onunla doluydu sanki.
Nefes alma sebebim de oydu. Kalbimin bu denli çarpmasını sağlayan da oydu. 
Bazen onun için yaşadığımı, bu hayata onun için geldiğimi düşünüyordum.
~~~*~~~

Kitaplarda geçişli anlatımları normalde sevmem ama artık yazarlarımız bu anlatımı çok kullandığı için alıştım bu yüzden bunun üzerinde durmuyorum. Ancak Demir'in tarafından anlatılan bölümlerdeki duygu yoğunluğunu ne yazık ki Fulya'dan anlatılan kısımlarda yeterince yakalayamamışsın. Demir'inkini iliklerimize kadar hissederken Fulya'da hep bir şeyler eksik hissettirdi.

Fulya'nın Demir'e karşı olan hisleri çok ani gelişti gibi hissettirdi. Aras'a o kadar aşıkken Demir'in aklını bulandırmasını ve ona gönlünün kayma sinyallerini biraz daha hissettirecek şekilde okuyabilseydik daha iyi olurdu.

Dediğim gibi Fulya'dan anlatılan kısım daha fazla olmasına rağmen duygu kısmında eksiklikler olduğunu hissettirdi. Ama Demir'in tarafından yazdığın kısımlar... ayakta alkışlıyorum, süperdi. İliklerime kadar hissetmekle kalmadım o aşkı sanki ben yaşıyordum okurken.

~~~*~~~
"Hayallerimi seninle süslüyorum.Ama artık seni hayallerimde değil, geleceğimde yaşatmak istiyorum Fulya."
~~~*~~~

Direk yoruma daldım kitabın konusundan sizlere bahsetmedim gerçi kitabın arka kapak yazısı yeterince detaylı yazmış bir daha anlatmam demek kitabın içeriğine girmem demek o yüzden susuyorum.

Yiğit ile Yasemin favori karakterlerimden oldular. Süperdi onlar hele ki Yiğit'in partide yaptığında birinin bana yapmasını istememe neden oldun. :)

Londra'da geçen kısımlar vardı, orada yazdığın mekanlar gerçekten var mı bilmiyorum hayal ürünü yerler olabilir normaldir ama eğer gerçekten öyle mekanlar varda araştırarak yazdıysan da bir yazar olarak araştırmanı da takdir ederim. Ancak İngiltere'de yaşayıp da hep Türkler'le arkadaşlık olması da biraz garip geldi. Belki araya biraz yabancı arkadaş serpiştirmen daha iyi olabilirdi. Olmadı Aras'ın eski sevgilisi yeni sevgilisini yabancı yapabilirdin.

~~~*~~~
"Kalbimdeki aşka, dudaklarımdaki gülüşe, seni özlediğimde akan gözyaşlarıma sadece sen değersin Fulya."
~~~*~~~

Çok eleştirdim değil mi? Tamam daha eleştirmeyeceğim :) Hevesin kırılmasın güzellik, bunlar normalde üstünde durmayıp atlayabileceğim şeylerdi ama senin daha iyi olman için özellikle dile getirdim.

Sevgili takipçiler, yukarıdaki eleştirilerim tamamen yazarın kendisinin daha iyi olmasını istediğim için daha ince eleyip sık dokuyarak hatta belki biraz da hata arayarak okuma modunda olduğumdan yazılmış kısımlardı. Yoksa ne kitaplar okuyup hissetmeden ama sadece zevkli zaman geçirttiği için beğeniyoruz.

Şimdi bir okur olarak kitabı yorumlayacağım :) Tabi buraya kadar okuyup sıkılmadıysanız devam edin ;)

~~~*~~~
Aşk; kaçmaktan çok kovalamayı, görmekten çok düşlemeyi, sevmekten çok özlemeyi sever. 
Ve aşk, o kadar haindir ki, nerede imkansız var onu seçer.
~~~*~~~

Fulya'nın aşkına sahip çıkmaya çalışması ve Aras'la yaşadıkları her şeye rağmen çok ağırdı. Ben düşünüyorum da sanırım Aras'ı affetmezdim. Son yaptığına kadar affetmezdim. Gözüm kapalı inandığım bir şey var o da her şekilde güveneceğin arkadaşların senin göremediğin birçok şeyi görebileceği ve seni uyarabileceğidir. Yasemin'e de kızdım, Aras'ın nasıl bir adam olduğunu göremediği için Fulya'ya da kızdım Demir'in bütün uyarılarını kulak ardı ettiği için... hiç mi içinizde şüphe tohumu yeşermedi arkadaş! İnsan bir kıllanır bir gözünü açar yani... nasıl körü körüne inanmaktır...

Fulya... sen ne Demir'i ne de Demir'in aşkını hak etmiyorsun!

Demir... sana kız mı yok be adamım gittin böyle bir kadına kapıldın! Yazık sana da aşkına da... kıyamam ki sana da o kusursuz karşılıksız koşulsuz seven kalbine de...

~~~*~~~
Ben, son nefesimi verene dek içimde filizlenen aşkımı büyütecektim. 
O ise başkasının olacaktı.
Onu asla hak etmeyen, benim onu sevdiğim kadar sevemeyecek bir başkasının...
~~~*~~~

Fulya'nın Türkiye'ye döndüğü kısımlardan sonrasını yeminle sırıtarak okudum neredeyse. Sebebi Fulya'dan değil tabi ki... Demir'den. Adamım mutlu olacak daha ne olsun! :)

Sanırım Demir'e aşık oldum :)

Kitabı çok beğendim, içinde barındırdığı o koşulsuz karşılıksız aşkı çok çok beğendim. Her şeye rağmen sevginin gücünü ispatlayan ve sevdiği için her şeyi göze alan bir adamı okumak paha biçilemezdi. O kısmı daha çok beğendim.

Ha evet, 5 üzerinden 5 lik değildi ama 4 lüktü ve inanıyorum ki Dilan devam edersen bu yolda kendini geliştirip daha iyi olacaksın.

Yolun açık olsun güzelim, yeni kitaplarını okumak için sabırsızlanıyorum ve bekliyorum. Her hikayenin bir diğerinden daha iyi olacağına inanıyorum.

~~~*~~~
Sevmek böyle bir şeydi demek ki. Tüm acılarıma en ağırını yüklemekti. 
Yalnızca sevmek; tükenmeyen sızılar çekmekti. 
Yıpranan kabuğuma tekrar gömülmek, hiçbir şey olmamış gibi yaşamaya çaba sar edip, attığım her adımda onu yeniden anımsamak demekti. 
Sevmek; bir ıstıraptı... Ağır bir yalnızlıktı. 
Başı mutlulukla bile başlamayan, sonu kötü bir yenilgiyle biten...
Sustuğumda biteceğini düşündüğüm, ama bir milim bile eksilmeyen yürek sancısıydı.
~~~*~~~


Kitabın adı    : Kalbimdeki İmza
Yazarı           :  Dilan Ak
Yayınevi        : Mendirek Yayınları
Sayfa sayısı    : 488

Kitabın tanıtım yazısı: 

En yakın arkadaşının kız kardeşine aşıktır Demir… 

Her şeye rağmen onu istiyordur. Onsuz geçirdiği her saniyeyi yaşanmamış sayacak kadar aşıktır genç adam. Onun için dünyanın bir ucuna gitmeye bile razıdır. Bu özlemin bitmesini, yıllardır tek taraflı sürdürdüğü aşkının karşılık bulmasını istiyordur artık. Sevdiği kadının kalbinin bir başkası için atması canını yaksa da, sonuna kadar savaşmaya kararlıdır.


Beş yıl önce annesini bir trafik kazasında kaybeden Fulya'yı ise, yazgısı Ankara'dan Londra'ya bir rüzgar gibi savurmuştur. Yaşamış olduğu yerden uzaklaşma isteği, Kingston Üniversitesi'ne yüksek lisans öğrencisi olarak kabul edilmesiyle birlikte gerçekleşmiştir. Ancak genç kızın bilmediği bir şey vardır. Kendisini gizliden gizliye çılgınca seven ve aşkı uğruna her şeyi geride bırakıp Londra'ya gelen Demir'in varlığı… 


Demir'in yıllarca herkesten gizlediği sırrı su yüzüne çıktığında, her şey ters gitmeye başlar. Genç kızın karşısında yaralı, umudunu yitirmiş, güçlü olmak için direnen bir adam vardır. Ama Fulya'nın kalbi bir başkasına aittir. Ta ki sevdiği adamın ona yaşattığı büyük acıya kadar…


"Ellerim o güzel yüzüne dokunmak, burnum tatlı kokusunu içine çekmek, dudaklarım dudaklarıyla buluşmak istedi. Ama sadece istemekle kaldı. Bir kez daha bu denli isteyip ona dokunamamak yeni bir acı daha ekledi yüreğime. Acıların en ağırı, katlanılması en güç olanı..."



Hiç yorum yok :

Yorum Gönder

Kitap ya da yazı hakkındaki görüşünüzü bizimle paylaşın