5 Mayıs 2017 Cuma

0 Brittainy C. Cherry - Geçmişin Kırıkları (Elements #1)


~~~*~~~ 
Kabuslarınla rüyaların arasında kalan o yer var ya? Hani yarınların hiç gelmediği, dünün artık acıtmadığı o yer. Kalp atışlarının benimle uyumlu olduğu o yer. Zamanın olmadığı ve nefes almanın kolay olduğu o yer.
İşte orada seninle yaşamak istiyorum.
~~~*~~~
 
Zevkine güvendiğim bir arkadaşımın aşırı tavsiyesi ve henüz okumadığım için aldığım tehditleri sonucunda kitabı okudum. 
Ve son sayfayı kapattığımda gece saat bir buçuktu ve kendi kendime neden bu kitabı daha önce okumadım diye sordum. Normalde böyle kitapları seven biri olarak bu kitabı neden bu kadar geç okudum? Soruların cevabını sanırım hiç bulamayacağım ama şunu söyleyebilirim ki okumayı ertelediğim için pişman olduğum, ilk çıktığında okumadığım için kendimi kınadım. 
Düşünün o kadar mükemmel bir kitaptı!
~~~*~~~
 Hiçbir ruh eşi dünyadan yalnız ayrılmaz; diğer yarısından bir parçayı beraberinde götürür hep.
~~~*~~~
 
Takipçilerim bilir ben Başka Dilde Aşk kitabına bayılmıştım ve bana bu kitabın onunla yarışır derecede iyi olduğunu söylemişlerdi ve şunu fark ettim ki HAKLILAR! Cidden süper ötesi, okurun kalbine dokunup orada unutulmaz bir bırakan kitaplardan biri! Hele bir de bütün o kurgunun sonunda o yok artık deyip şaşırtacak sonu... tek kelimeyle muhteşemdi!
 
Yazar tam olarak okurun kalbine dokunacak, zaman zaman göz dolduran zaman zaman gülümseten, aşk ile yüreğini kıpır kıpır yapan ama acıyla da hüzne boğan bir kurgu kaleme almış. O kadar iyi kurgulamış ki okurken o duyguları hissetmek mümkün. O kadar süperdi! Kendisi favori yazarlarımdan biri oldu. Tek bir kitabıyla beni böyle etkileyen bir yazarın bütün kitapları mükemmeldir der çıkan her kitabını gözüm kapalı alırım.

~~~*~~~
Sevdiğiniz birini kaybetmenin en zor yanı kendinizi de kaybetmenizdi.
~~~*~~~
  
Kitabın kısaca konusuna değinmek gerekirse; Elizabeth bir sene önce kocasını kaybeden küçük kızı Emma ile hayatta kalmaya çalışan kalbi yaralı, ruhunun yarısını kaybetmiş bir kadın. Bütün anılardan kaçmak adına sığındığı annesinin evinden kendi evine dönmeye karar verir. Bir şekilde hayatta kalması gerekmektedir. Ancak... yeni komşusu kasaba halkı tarafından dışlanmış bir pislik olarak anılan bir adamdır. Ve Elizabeth bu adam da... Tristan'da diğerlerinin görmediği şeyi görür. Yaralı bir kalp, ruhunu kaybetmiş bir ruh, yolunu kaybetmiş bir adam... Tristan karısının ve oğlunun ölümünü atlatamamış, acısını yüreğinde yaşayan nasıl başa çıkması gerektiğini bilemeyen bir adamdır. Ta ki yeni komşusu ile tanışana kadar. 
Elizabeth ve Tristan kayıplarının yasını birbirlerinin bedenlerinde unutmaya umarken hayat onlara ikinci şansı önlerine sunuyor. Aşk kapılarını çalıyor! Ama hiç de kolay olmayacak kadar zorlu bir aşk! Sırlar ve geçmişin kırıntıları adım adım onları takip ederken iki yaralı kalp biraz daha yaralanacak.
 
~~~*~~~

"Ölüm bir şeyleri değiştiriyor."

"Her şeyi dönüştürüyor "
"Sana cani dediğim için özür dilerim "
"Sorun değil."
"Nasıl? Bu nasıl sorun olmayabilir ki?"
"Çünkü ölüm beni değiştirdi; beni bir caniye dönüştürdü."

~~~*~~~
 
Biz okurlar da o yaraların ne zaman kabuk bağlayacağını merak ederek okutacağız.
Dram değil! Ağlak bir kitap değil! Ben hep öyle sanarak erteledim eğer siz de benim gibi düşünüyorsanız yanılıyorsunuz. Öyle değil, bildiğimiz zorlu bir aşk hikayesi sadece içerisinde fazlaca yara almış iki insanı anlatıyor.
 
Öncelikle, Tristan'ın geçmişine yapılan 5-6 bölümde gözlerim doldu. Cidden ağır bir acı. Bir anda bütün dünyanı kaybetmek. Benim içimi acıtan yerlerdi.

~~~*~~~

Bazen sevdikleriniz olmadan var olmanın en zor yanı nasıl nefes alacağınızı hatırlamaktı.
~~~*~~~
 
~~~*~~~

Bu kadar endişelenmemi, karanlık günlerin sadece güneş açana kadar sürdüğünü söyledi.

~~~*~~~
 
 
 
~~~*~~~

Onun sadece gülüşü ve bakışıyla, insanlara kendilerini değerli hissettirebilme gibi bir özelliği vardı. 

~~~*~~~
 
~~~*~~~

Ben de hasarlıydım. 
Ama Tristan'la birlikteyken, en azından nefes almayı hatırlıyordum.

~~~*~~~
 
 
~~~*~~~

Daha çok zamanım olduğunu düşünüyordum ama bazen yarın asla gelmez ve sadece dünün hatıralarıyla baş başa kalır insan.

~~~*~~~
 
~~~*~~~

Bir insanın kendi gücünü bulabilmesi için zayıf olmanın nasıl olduğunu hissettirdiğini bilmesi gerekir.

~~~*~~~
 
~~~*~~~

Ormandaki en güzel çam ağaçlarının arasında esen rüzgar gibi kokuyordu: ferahlatıcı, rahatlatıcı, huzur dolu... Yuva gibi. Kendimi evde hissetmeyeli o kadar uzun zaman olmuştu ki. 

~~~*~~~
 
~~~*~~~

"Hayat insanın canını yakmayı nr zaman bırakıyor?"
"Hayata canın cehenneme deyip gülmek için ufacık da olsa nedenler bulduğumuzda."

~~~*~~~
 
~~~*~~~

"Hayat insanın canını yakmayı ne zaman bırakıyor?"
"Hayata canın cehenneme deyip gülmek için ufacık da olsa nedenler bulduğumuzda."

~~~*~~~
 
~~~*~~~

Sihir küçük anılarda; küçük dokunuşlar, nazik gülümsemeler, sessiz kahkahalarda. Sihir bugünü yaşamak ve nefes alıp mutlu olmak için kendine izin vermekle alakalı. Sevgili oğlum, sihir sevmektir.

~~~*~~~
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
Elizabeth'in hayatta kalmak için Emma varken Tristan'ın her şeyini kaybetmiş olması haksızlık ama dedim zaman zaman okurken. 
Tristan gibi bir adamın aşkına sahip olan kadını zaman zaman kıskanmadım desem yalan olur. Karısının ardından oğlunu  ardından bu kadar kendini kaybetmesi... hayranlık uyandıracak bir sevgi, fazlasıyla can acıtacak bir acı.
 
Emma'ya bayıldım. Hele ki Emma'nın Tristan'la olan muhabbetlerinde çok eğlendim. Tristan bir yerde oğlunun yokluğunu Emma ile çıkarıyor gibiydi. İkisi çok sevimliydi. 

~~~*~~~

"Bana bir iyilik yapar mısın?"
"Ne istersen."
"Ona gece gündüz sıkıca sarıl çünkü hiçbir şeyin garantisi yok. Keşke ben de daha sıkı sarılmış olsaydım."
~~~*~~~
Özellikle hoşuma giden şey, Tristan'ın beyaz kuş tüylerini Emma için alması... bahçeye saçması... bunun anlamı kitapta saklı ama gözlerimi dolduran küçük detaylardan biriydi.
Tristan ile Elizabeth'in yalnızlıklarına birbirleriyle çare bulma çabaları zaman zaman hüzünlendirici olsa da çok güzeldi. Hele ki birbirlerini anlayabilen iki insan olmaları... 
 
~~~*~~~

Tristan bir gürültüsü bense bir şimşektim ve o anda muhteşem bir fırtına yaratmamıza sadece saniyeler vardı.

~~~*~~~
 
Ancak Elizabeth'in öğrendiği ve Tristan ile yollarının ayrılmasına neden olan sırı başından beri bekliyordum onu tahmin etmiştim de... sonunda olayların olmasına neden olacak nedeni... hiç tahmin etmemiştim. Yazar beni şaşırttı ve şaşırtmakla kalmadı yok artık dedirtti.
Neyse kitap içerişine girmemek için kendimi zor tutuyorum en iyisi ben susayım :)
Şiddetle tavsiye ederim. Okuyun! Her bir satırında memnun olacağınız bir kitap. Kaçırmayın!
5 üzerinden 1500 veririm bu kitaba ve baş tacı da yaparım.
 
~~~*~~~

"Odunluğumda oturuyordum ve aklıma sen geldin. Aklımdan geçenlere engel olmaya çalıştım. Seni düşüncelerimden atmaya çalıştım. Ama seni düşünüp durdum ve kalbim duracak gibi oldu. Sonra... sonra da, yanlışlıkla sana aşık oldum."

~~~*~~~
 
Kitabın adı           : Geçmişin Kırıkları
Yazarı                   : Brittainy C. Cherry
Orijinal adı          : The Air He Breathes
Çevirmen             : Pınar Polat
Seri Bilgisi            : Elements #1
Yayınevi                : Yabancı Yayınları
Sayfa sayısı           : 360

Kitabın tanıtım yazısı: 

 Beni Tristan Cole hakkında uyarmışlardı. "Ondan uzak dur," demişlerdi. "O bir pislik." "O duygusuz." "O yaralı."

Birisini dış görünüşüne göre yargılamak, Tristan'a bakıp bir canavar görmek kolaydı. Ama ben bunu yapamazdım. Onun içinde taşıdığı enkazı kabul etmeliydim çünkü benim içimde de bir enkaz vardı. İkimiz de yapayalnızdık. İkimiz de yanımızda olacak birini arıyorduk. Daha fazlasını arıyorduk. İkimiz de geçmişin kırık parçalarını bir araya getirmek istiyorduk. Belki o zaman nasıl nefes alındığını hatırlayabilirdik...

-"5 yıldız!"- -Maryse's Book Blog-

-"Brittainy C. Cherry büyüleyici bir roman yazmış." -Aestas Book Blog-

-"Asla unutamayacağım bir hikâye."-  -TotallyBooked Blog-

Hiç yorum yok :

Yorum Gönder

Kitap ya da yazı hakkındaki görüşünüzü bizimle paylaşın