~~~*~~~
Hayatın hiçbir zaman adil olmadığını öğrendim. Eğer okulda bir şey öğretilecekse bu öğretilmeli.
~~~*~~~
Çoook uzun arayışlar sonrasında ikinci el olarak buldum. Kaç basım yaptı bu kitap bilmiyorum ama bende ilk basımı var ve 2000 yılına ait. Yani şuan da 19 senelik bir kitabı elimde tutuyor olmanın mutluluğunu yaşıyorum.
Bu kitabın varlığında filminiz izleyene kadar haberim bile yoktu. Filmini izledikten sonra öğrendim kitabı olduğunu ve yaklaşık beş senedir kitabı arıyordum. Eeee ne demişler azmin sonu başarıdır o kadar azimle aradım ki sonunda buldum ve mutluyum.
Nicholas Sparks, kitaplarını daha önce hiç okumadım ama birkaç filmini izledim. Bu kitabın filmini ise onlarca kez izlediğimi söylemeliyim. Etkileyici ve duyguları oldukça iyi kaleme aldığını söylemeliyim. Kurgu da okuru can evinden vuracak bir kurguydu kesinlikle.
~~~*~~~
Onun yüzüne karşı kaba davranmış olmama ve en kötü şeyleri söylememe rağmen bana teşekkür edecek bir şey bulabiliyordu. O böyle bir kızdı ve bunun için ondan nefret ediyordum.
Belki de aslında kendimden nefret ediyordum.
~~~*~~~
Kitabın kısaca konusundan bahsetmek gerekirse, Landon 17 yaşında ve yaşının getirdiği hayatı yaşayan genç bir delikanlı ve aynı kasabada bulunan ve hep aynı sınıfta olduğu Jamie ile okul dansına giderek ilk arkadaşlık sinyalini verdikten sonra drama dersinde aynı oyunda baş rolü paylaşırlar. Bu hayatlarında dönüm noktası olacak olayların başlangıcını oluşturur. Çünkü Landon yaşının çok ötesinde bir aşk ile Jamie'ye bağlanırken hayatın acımasızlığını da yaşamak zorunda kalır. Tanrı inancı, kaybetmeye, ölüme, arkadaşlığa, aile ilişkisine kadar her bir olguya değinen ve bunu okura yansıtan bir kitaptı.
Kitabın sonu ise kesinlikle ağlatan cinstendi. Ancak filminde daha çok ağlamıştım.
Ama bir blogger olarak tarafsız yorum yapmak zorundayım. Bu kitabı bu kadar aramamın ve bulduğumdaki mutluluğa karşılık beklediğim kadar mükemmeldi diyemem. Çünkü daha yoğun duygu beklerdim. Hızla gelişen olayların daha yavaş ama daha okuru titretecek şekilde olmasını da dilerdim. Bu konuda film daha iyi bir iş çıkarmıştı sanırım. Film için de ayrı bir yorum gireceğim bu yüzden fazla detaya girmek istemiyorum.
Olur da kitabı bulursanız alın. Elinizde varsa okuyun. Cidden çok güzel kurgusu var ve okura bir şeyleri öğrettiği de değişmez bir gerçek ama yine de muhteşem bir şey beklemeyin.
5 üzerinden 5 lik olmasa da 4lüktü bence.
~~~*~~~
"Benimle dansa gelmek ister misin?"
"Çok isterim," dedi sonunda. "Tek bir şartla."
"Evet?"
"Bana aşık olmayacağına söz vereceksin."
~~~*~~~
~~~*~~~
Sukunetimi korumak için elimden geleni yaparak tekrar Jamie'ye baktım. Bana gülümsedi, ben de ona gülümserken bütün yapabildiğim Jamie Sullivan gibi bir kıza nasıl aşık olduğumu merak etmekti.
~~~*~~~
~~~*~~~
"Bana aşık olamazsın, Landon," dedi. gözleri kızarmış ve şişmişti. "Biz arkadaş olabiliriz, görüşebiliriz... ama beni sevemezsin."
"Neden?" diye sert bir şekilde bağırdım hiçbir şey anlamayarak.
"Çünkü," dedi sonunda yumuşak bir sesle," Ben çok hastayım, Landon."
"Ne olmuş? Birkaç gün dinlenirsin..."
"Ben ölüyorum, Landon."
~~~*~~~
~~~*~~~
Sık sık o yılı zihnimde tekrar tekrar yaşarken, sevinç ve hüznün garip karışımını bir arada hissettiğimi fark ediyorum. Zamanı geri alıp bütün o hüznü yok etmeyi dilediğim anlar oluyor, fakat eğer bunu yaparsam sevincin de gideceğini hissediyorum. Bu yüzden anıları eleştirmeksizin yaşıyor, hepsini kabul ediyor ve mümkün olduğunca bana rehberlik etmelerine izin veriyorum.
~~~*~~~
Orijinal adı : A Walk to Remember
Yazarı : Nicholas SparksÇevirmen : Zeliha İyidoğan Babayiğit
Yayınevi : Altın Kitaplar
Sayfa sayısı : 160
London Carter'ın yaşamı on yedi yaşındayken tamamen değişmişti. Aşkın gizemli yollarında önce heyecanı, daha sonra da hüznü yaşamıştı.
Aşk üzerine hüznün bir nakış gibi işlendiği bu kitapta, 'Denizden Gelen Mektup'un yazarı Nicholas Sparks yine bizlere, duygu yüklü bir roman sunuyor.
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder
Kitap ya da yazı hakkındaki görüşünüzü bizimle paylaşın