~~~*~~~
Sevgili Göz Koleksiyoncunuz kazanmak istemiyor. Ben sevgiye inanıyorum - babaların çocuklarına duyduğu sevgiye. Yalnızca kaybettiğim zaman mutlu oluyorum.
...
Ben bir sınayıcıyım, koleksiyoncu değil. Babaların çocuklarına duydukları sevgiyi sınıyorum.
~~~*~~~
Uzun zamandır okumak istediğim ve merak ettiğim yazarlardan biriydi Sebastian Fitzek. Göz Koleksiyoncusu da ilk çıktığında aldığım ama hep ertelediğim bir kitaptı bari dedim bu ay okuyayım merakımı tatmin edeyim seversem yazarın diğer kitaplarını da yavaştan yavaştan toplayayım ve sevdim!
Sebastian Fitzek'in ülkemizde yayınlanmış 7 tane kitabı var. Hepsi yanılmıyorsam psikolojik gerilim türünde ve seri cinayetler söz konusu kitaplarında. Diğer kitaplarına dair pek bir şey diyemem ama bu kitap için diyebilirim ki hoşuma giden çok fazla şey vardı. Detaylı yoruma gireceğim için önden bilgi vermeyeyim.
~~~*~~~
Oynayanların kazanma şansı olmazsa bu bir oyun olamaz...
~~~*~~~
Kitabın kısaca konusuna değinmek gerekirse; annelerini öldürüp bir gözünü çıkaran ve çocuklarını kaçırıp babalar 45 saat içinde bulmazsa öldüren bir katilin peşine düşen eski polisi ve gazete muhabiri olan Zorbach'ın macerasını okuyoruz. Esrarengiz bir şekilde bu cinayetler Zorbach'ın üstüne kalıyor ve adamın suçsuzluğunu ispatlaması gerekirken aynı zamanda 45 saat içerisinde kaçırılan çocukları bulması gerekmektedir. Bir kovalamaca, bilmece gibi akıyor kitap. Böyle anlattığımda kitap biraz sıkıcı bir polisiye gibi görünmüş olabilir ama değil.
Kitabın öncelikle oldukça ilginç bir konusu olduğunu söylemeliyim. Geriye doğru sayış ve sadece 45 saatlik bir zaman diliminde yaşananlar cidden oldukça güzel kurgulanmıştı.
Zaman zaman monotonluk sıkıcı geldi bunu inkar edemem ama bir anda öyle bir açıldı ki kitap elimden bırakmak istemedim.
Alina ilgili detaylar çok güzeldi ve birçok yazarın aksine kitabında kör bir kadına yer verip de onların hayatlarına dokunuşlarda bulunması çok hoşuma gitti.
Katilden gelen mail ve sebepleri... her ne kadar işlenen cinayetlerin hiçbir sebebi olamayacak olsa da onun bakış açısından kendince haklı sebepleri düşünülünce... haksız diyemem ve zaman zaman haklıydı dediğim detaylar olduğunu itiraf edebilirim.
~~~*~~~
"Seni aradığım için üzgünüm ama biraz telaşlandım. Çocukla saklambaç oynuyorduk ve çok çılgınca gelebilir ama onu hiçbir yerde bulamıyorum."
~~~*~~~
Kitaptaki sayfaların geriye doğru akmasını okuyan okurlar fark etti mi bilmiyorum ama başta yanlış basım mı diye düşündüm sonra acaba tersten mi okumalıyım diye düşündüm ama sanırım geriye sayımdı sayfa sayılarının geriye doğru akması... Bence oldukça yaratıcıydı.
Kitapta eksik bulduğum kısımlar vardı. Bazı yerlerde Zorbach'ın kaçışları, neyi nasıl yaptıkları çok üstünkörü geçilmişti o kısımlarda detayları okumayı tercih ederdim açıkçası.
Alina ile ilgili bazı detaylarda aynı şekilde verilmemişti belki ikinci kitapta verilir bilemiyorum ama burada da okumayı isterdim.
Kitabın sonu... böyle bir son beklemiyordum. Beni hem şaşırttı hem de yok artık dedirtti çünkü bu okuduğumuz kitap aslında Zorbach'ın en büyük sınavını vereceği olay için ön gösterimmiş onu gördük.
Bu kitap serinin ilk kitabı ve devam kitabı varmış ve umarım Pegasus onu da çevirecek ve Zorbach'ın düştüğü durumu ve en önemli sınavını nasıl vereceğini okuyacağız.
Ben çok sevdim her ne kadar zaman zaman sıkılmış olsam ve bazı olayları detaylandırılmış okumak istesem de kitabı beğendim. Bu türü severlere tavsiye ederim.
~~~*~~~
Şimdi biliyorsunuz: gözyaşları kan damlaları gibi yanaklarımdan süzülen, yalnzıca birkaç dakika önce nefes alan ve yaşayan ve seven kasılı kalmış bir insan eti yığınını kucaklayan adamın hikayesini... Okumuş olduğunu hikaye hayal ürünü değildir.
Bu benim yazgım.
Benim yaşamım.
Bu hikayede, tam da zihnindeki ızdırap doruğuna ulaştığı anda aslında daha yeni ölmeye başladığını anlamayan bir adam var. O adam benim.
~~~*~~~
Orijinal adı : Der Aygensammler
Yazarı : Ebastian FitzekSeri Sıralaması : Der Aygensammler #1
Çevirmen : Gültekin Yılmaz
Yayınevi : Pegasus
Sayfa sayısı : 392
Göz Koleksiyoncusu ilk önce anneleri öldürüyor. Sonra da çocuğu kaçırıyor. Annenin cesedinin elindeki kronometre zamana karşı bir yaşam savaşının başladığını haber veriyor.
Soğukkanlı katil şimdiye dek hiçbir iz bırakmamıştı ama hiçbir suç kusursuz değildir. Gizemli bir tanık, katilin tüm planlarını altüst edebilir: Kör fizyoterapist Alina Gregoriev, Göz Koleksiyoncusu’nun neler yaptığıyla ilgili bilmemesi gereken birçok şeyden haberdardır. Bunun sebebi ise vücutlarına dokunduğunda hastalarının geçmişini görebilmesidir. Ve son hastası da Göz Koleksiyoncusu’dur. Ancak kim ona inanacak kadar aklını oynatmış olabilir ki?
“Sebastian Fitzek’in yazdığı en muhteşem gerilim kitabı.” -Der Spiegel-
“Korkunç, korkunç, korkunç: Sebastian Fitzek’in yeni kitabı yüreğinize indirecek.” -Freundin -
“Zekice ve akıcı bir dille yazılmış muhteşem bir psikolojik gerilim. Net, hızlı ve harika fikirlerle dolu.” -Big Issue -
“Bu muhteşem Alman gerilim romanında kitaba ismini veren katil, kulağa geldiğinden çok daha kötü.”-Daily Telegraph -
“Ürpertici… Ustaca… Dahice.” -The Times -
“Nefes kesici.” -Sunday Times -
“Elinizden bırakamayacaksınız.” -Morning Star -
Benimde merak ettiğim kitaplardan. Teşekkürler :)
YanıtlaSilYorumunuz merak uyandırdı bende...
YanıtlaSil