3 Şubat 2020 Pazartesi

0 Nevra Karataş - Yazmira



~~~*~~~
Yazmira, kurtarılmayı bekleyen bir ruhtu sadece.
~~~*~~~


Resmen peş peşe Türk yazar okudum, ama elimdekileri bitirmek için sanırım şu sıralar üst üste okumam gerek :) 

Neyse ben okuduğum kitaba döneyim, ilk çıktığı zamanlarda aldığım Yazmira'nın konusunu merak etmiştim. Açıkçası kitabı okuduktan sonra beklentimi çok üstte tuttuğumu düşündüm. Çünkü ortalama bir kitaptı hiç de beklediğim kadar donanımlı değildi açıkçası. 

Nevra Karataş'ın okuduğum ilk kitabıydı ve yazarın sanırım ama benim ilk okuduğum kitabı Yazmira oldu dolayısıyla normalde kalemi nasıldır bilmediğim için direk Yazmira üzerinden konuşacağım. Bir konuda hakkını yiyemem akıcıydı kitap ama eksikleri de benim için oldukça fazlaydı. Okurken sıkılmadım da çok çerezlik bir kitap oldu benim için. Hani böyle canınız sıkkındır, biraz kafa dağıtmak istersiniz ya elinize bir kitap alırsınız sizi yormaz, öyle kendi kendine akar gider. Bir yandan birileri ile sohbet edip bir şeyler izleseniz de koptuğunuzu hissetmeden kaldığınız yerden devam edebileceğiniz bir kitap. Yani tam anlamıyla çerezlikti. 



~~~*~~~
"Ben yine yalnız kalacağımı düşünmüştüm... Sen gidip bu sabah da dönmeyince... Senin burada olman kısa bir hayal gibi geldi bana."
"Öyle bir şey yok ve olmayacak da. Unuttun mu? Sen istemeyene kadar hep yanında olacağım."
~~~*~~~

Kitabın kısaca konusuna değinmek gerekirse; Yazmira, sebepsiz yere sinir krizleri geçiren ela gözlü erkeklerden ve bileklik, saat gibi şeylerle saldırganlaşan bir hastadır. Hastaneye Yazmira'yı tedavi etmesi ve aslında daha başka insanların da ikna etmesi sonucunda Deniz, doktor olarak giriş yapar. Tek hastası Yazmira olan Deniz'in hayatı genç kız ile değişir ve hiç tatmadığı duyguları tadarken, geçmişlerindeki sırların ve yaşanan trajedilerin hayatlarını tehdit ettiğini öğrenir. Bunların yanında hem hayatta kalmaya çalışırken hem de Yazmira'ya karşı olan duygularıyla baş etmek zorundadır. 

Böyle anlatıldığında kitabın konusu çok göz kamaştırıcı geliyor keza öyle de ama kitaptaki eksiklikler konuyu ne yazık ki çok ortalama seviyeye indirmiş. 

Öncelikle Yazmira'nın karakteristik olarak güçlü olmasını, duygularını saklamadan olduğu söylemesini çok sevdiğimi söylemeliyim. Hep derim ben güçlü kadın karakterleri severim ve Yazmira da öyle bir karakterdi. 
Deniz'in de aynı derecede güçlü karakter olduğunu düşünüyorum çünkü Yazmira'ya karşı olan duygularını kabullenmesi ve buna rağmen kararı ona bırakarak hareket etmesi çok güzeldi. 


~~~*~~~
Uzun süren yalnızlıktan böylesine bir yoğunluğa geçmek bazen onu sersemletiyordu. Özellikle de aşk olduğuna emin olduğu hisler onu çok yoruyordu. Çünkü karışık alamayacağını düşünüyordu. 
~~~*~~~

Kitabın eksikleri ise en başta, koskoca hastanede hiç kimsenin Yazmira'nın travma sonrası yaşadığı sinir krizlerinin sebebini bulamaması bunu yalnızca Deniz'in bulabilmiş olması bana çok yetersiz geldi. Ne bileyim olmamış gibiydi. Açıkçası okurken hep daha fazlasını bekledim. Sebebini de öğrenince Deniz'in diğerlerinden ne ayırdı da o buldu diye düşündüm. 

Bunun haricinde, çok çabuk aşk moduna geçiş yaptılar. Arkadaş durun bir kız kendine gelsin, babasıyla sorunlarını çözsün ama yok hemen Yazmira, Deniz'e karşı bir şeyler hissetti. Deniz de Yazmira'ya... sonra bir baktım Yazmira, babasını affetmiş, barışmışlar. Amerika planları, sevgilimler, seni seviyorumlar falan... Her şey çok damdan düşer gibi oldu. 

Bir de Yazmira'nın yaşadıklarını kitabın sonunda okuyoruz. Neler olduğunu orada öğreniyoruz. Açıkçası kitabın en can alıcı noktasının böylesine sona atılması olmamıştı. Belki kitabın içerisinde ondan daha da derinlemesine bahsedilmesi, Yazmira'nın kabusu olmuşken böylesine çabuk unutulması... olmamışlık hissi uyandırdı. 

Dediğim gibi kitabın konusu, ana fikri güzel ama duyguların anlatımı çok yetersizdi. Yazmira'nın yaşadıklarını bir tek Deniz'in çözebilmiş olması falan çok havada kalan şeyler gibiydi. Yazmira'nın yaşadıklarının aslında babasının işinden kaynaklı olmasına rağmen her şey çok fazla güllük gülistanlıktı... 

Okurken birçok defa eksikliğini hissettiğim detaylar vardı. Bu yüzden diyorum okuyup geçeceğiniz çerezlik bir kitaptı diye. 

Üzgünüm ama ne yazık ki kitap benim için ortalamaydı. 


~~~*~~~
Sana ne zaman böyle tutuldum, ne zaman kalbimi ellerine bıraktım bilmiyorum bile?
Sen benim kalbimin, aklımın tek sahibisin, Yazmira.
Keşke seni sevdiğimi görebilsen.
Keşke sadece seni sevdiğim, senin için her şeyi yapabileceğimi görebilsen.
Keşke sen de beni seni sevdiğim kadar sevebilsen.
Gel bana artık Parlak Yıldız'ım...
~~~*~~~

Kitabın adı        : Yazmira
Yazarı                : Nevra Karataş
Yayınevi             : Parola Yayınları
Sayfa sayısı        : 368

Kitabın tanıtım yazısı: 

“Adı: Yazmira Mimaroğlu, 21 yaşında. Ela gözlü erkeklere karşı aşırı tepki verdiği gözlendi.
Diğer hastalar ve klinik çalışanları arasında ela gözlü birisiyle karşılaştığı anda ruh hâli ani değişimler gösteriyor.
Ayrıca bileklik, saat ve bileğe takılan her türlü takıdan nefret ediyor. Bu iki madde, onun hakkında epey ipucu vermiyor mu sizce?”

Doktor Deniz Akdoğan, Amerika’dan, Yazmira için özel olarak çağırılmıştı.
Ela gözlü erkeklerden korkan Yazmira, doktorunun ela gözleriyle karşılaştığında Deniz’in tam da beklediği tepkiyi vermişti. Ancak sonrasında olanları Deniz bile tahmin edemezdi...

Yaşadığı korkunç olayların her saniyesini hatırlayan Yazmira, bir türlü geçmişi unutamıyordu. Unutamadığı gibi bilmediği şey, tehlikenin onun için hâlâ devam etmesiydi.

Deniz, hastası olan genç kızı hem iyileştirip hem de tehlikelerden korumaya çalışırken, kalbine ne zaman işin içine
dâhil olma iznini vermişti?

“Bazen karanlıktan kurtulmak için sadece sıcacık bir ele ihtiyacın vardır. Sırlarla dolu, içten, duygusal ve kesinlikle heyecan verici bir kurgu.” Nazlı Ozan/Yazar

“Işığını kaybetmek üzere olan bir yıldızın sevgiyle nasıl tekrar parladığını okuyacaksınız.” Zeynep Saraç/Yazar



Hiç yorum yok :

Yorum Gönder

Kitap ya da yazı hakkındaki görüşünüzü bizimle paylaşın