11 Ekim 2024 Cuma

0 Ashley Poston - Ölü Romantikler


~~~*~~~
Her insanın bir sırrı vardı. Her sırrın da bir hikayesi.
~~~*~~~

Yazarın bütün kitaplarını almış ve henüz okumamış biri olarak dedim ki son çıkan kitapla yazarla tanışayım. Sanırım yanlış bir tercih yaptım, en azından öyle düşünmeye başladım. Çünkü kitabı sevemedim... 

Seri değil, tek kitap ve kitabın sonunda karakterler kendi mutlu sonlarına ulaşıyorlar. Hafiften paranormal esintileri olan bir kitap. Ürkütücü şekilde değil tatlı, romantik şekilde... 

İçerik bakımından bakıldığında her ne kadar yetişkin karakterler olsa da her yaş grubunun okuyabileceği bir kitap da diyebilirim. 

~~~*~~~
Aşk sessiz bir gecedeki bir fısıltı değildi.
Boşluğa doğru, burada olduğunuzu haykırdığınız bir çığlıktı.
~~~*~~~ 


Kitabın kısaca konusuna değinmek gerekirse; Florence hayalet yazarlık yaparak hayatını geçindiren, ama aslında yazarlık konusunda da oldukça yetenekli olan bir genç kadındır. Küçüklük hayali yazarlıkken şimdi ünlü bir aşk romanının adına kitaplar yazarak yazdığı kitapları en çok satanlara haftalarca sokmayı başarabilmektedir. Bunu yanı sıra Florence babasından aldığı yeteneği ile ruhları/hayaletleri görebiliyordur. Öyle korkucu olarak değil sadece bu dünyada yapacağı şeyi yarım kalmış olanları... bu hayatı istemediği için ailesinin kasabasından kaçıp New York'ta kendine bir hayat kurar. Anlaşması üzerine dört kitap yazacaktır sonrasına da bakacaktır. Ancak aşık olduğu adama güvenerek hayaletleri görme yeteneğinden bahsedip da o adamın da bu bahsettikleriyle ilgili kitap yazması ve bunu Florence'den saklaması sonucunda aşık olduğu adamdan ayrılan ve tek başına hayatına devam eden genç kadın bir yazar tıkanması yaşamaktadır. Son bir kitabı kalmıştır teslim etmesi gereken ve ne yazık ki o kitabı sonlandıramamaktadır çünkü aşka inancı ölmüştür. Bir de üstüne editörü değişince ve yeni gelen editörü Benji Aldor, kitabın verilen tarihte teslim edilmesini isteyince Florence iyice bir çıkmaza girer. Ne yapacağını bilemediği noktada darbe üstüne darbe yiyen Florence bir de babasının ölüm haberini aldığında iyice yıkılır ve doğup büyüdüğü ve kaçtığı kasabasına geri döner. Annesine, kız ve erkek kardeşine cenazede yardımcı olabilmeyi hedeflemektedir. Ama hiç beklemediği bir şey olur... Kasabasına gittiğinde Benji'nin hayaleti de onun peşindedir. Genç kadın Benji'nin öldüğüne inanamasa da onun bir trafik kazası geçirdiğini duyunca öldüğüne kanaat getirir. Benji'ye de durumu izah ettiğinde genç adam neden Florence'in yanına geldiğini ve neyi tamamlamaları gerektiğini düşünerek onunla zaman geçirir. Hem Florence'in hayatına dahil olurken hem de onun ailesini de tanımaya başlar... bir yandan da amacının yarım kalan kitabın tamamlanması gerektiği olduğunu düşünerek kitap konusunda Florence'e yardımcı olmaya çalışır. Bu süre zarfında da birbirini tanımaya başlayan Florence ve Benji birbirlerinden hoşlanmaya da başlar ama birinin insan birinin hayalet olması da iyice kafa karışıklığına sebep olur. Ancak kaderin farklı bir planı vardır çünkü aslında Benji sadece yoğun bakımdadır ve ölümle yaşam arasında ne olacağının belirsizliğiyle Florence'in peşindedir. Bütün sorun ise... aşka inancını geri kazanan Florence, aşık olma yolunda ilerlediği Benji'nin yoğun bakımdan çıktıktan sonra her şeyi hatırlayıp hatırlamadığını nasıl öğrenecektir. Peki ya hatırlamazsa? 

Öncelikle kitabın paranormal detaylı olması, hayaletleri görüyor olması ürkütücü değil, romantik dozundaydı ki ben normalde öyle şeylerden korkan biri olduğum için okuyamam da dolayısıyla bu konuda size korkutucu değil diyorsam bana güvenebilirsiniz. 

~~~*~~~
"On sene boyunca editörlüğümden öğrendiğim bir şey varsa o da iyi olanların hiçbir zaman duyulmadığı."
~~~*~~~ 


Florence'in yazar olması, Benji'nin editör olması ve o dünyaya dair dokunuşlar okumak bir kitap sever olarak çok güzeldi. Bunu inkar edemem özellikle de yeteneklerin yarıştırıldığı ve dikkate alındığı o dünyada detaylar güzeldi. 

Florence'in yazar tıkanıklığı, kendi duygusal dünyasının kitabı etkilemesi güzel anlatılmıştı. Bunun yanı sıra aile-kardeş-arkadaş ilişkilerine de güzel değinilmiştir. 

Benji'nin hayalet olduğunu kabullenememesi, neler olduğunu anlama çabası, Florence'in yanına neden geldiğini çözememesi ve bunun sonucunda da Benji'nin ailesine dair nüanslar da güzeldi. Hatta Florence'in adına yazdığı yazarın kimliği de öyle bir dokunuştu. 

Kitapta usta yazarları görmek muhteşemdi. Bunu inkar edemem özellikle de Benji'nin Nora Roberts koleksiyonunu okurken çok fena kıskandım. 

Benji'nin hayalet olması, trafik kazası ve sonrasındaki detayları tahmin etmemek mümkün değil çünkü yazarın hüzünlü son yazacağına inancım olmadığı için ruhunun bedenine geri döneceğini tahmin etmiştim. Yanılmadım. 

Bunların yanında... kitap durağandı. Aksiyonu yoktu, dram kısımları olsun hayalet detayları olsun çok fazla okurken ben ne okuyorum sorgulamasına soktu beni. Ki zaten çok da tahmin edilebilir bir kitaptı benim için sanırım onun içinde sevemedim. 

~~~*~~~
"Bir kadın duygusal ve canlı olabilir ve bir şeyleri çok sevebilir. Bu onu zayıf veya daha önemsiz yapmaz."
~~~*~~~ 


Benji'nin sonunu, gelme amacını ve sonrasını okurken tahmin ettiğim içinde e hadi sonuca geçelim modundaydım. Kitabın konusu tamamen şey gibiydi, Florence'in babasının ölümü, cenaze işleri, ailesiyle işleri yoluna koyup Benji'ye aşık olması... Bir haftalık süreci konu alıyor kitap genelinde ve bu kadar... 

Evet altında yatan mesajlar güzeldi. Aile oluşumunda birbirine destek olmaları, kırgınlıklara rağmen yanlarında olmaları, tek bir hayal kırıklığında pes edilmemesi falan... iyiydi ama o kadar yani... 

Bir de okurken hep aklımda Patrick Swayze'nin Hayalet filmi vardı ya... onu anımsadım ve hatta acaba bundan esinlenmiş olabilir mi diye de düşünmedim değil. Kurgu aynı değil yanlış anlaşılmasın sadece adamın ruhunun sevdiği kadına gelmesi ve onun hayata tutunmasını izlerken, cinayetinin çözümlenmesi, yarım kalan işinin tamamlanması detayları benzerdi. 

Bilemiyorum kitabı sevdiğim kısımlar vardı ama ne yazık ki böyle olacağını bilseydim almazdım da... ve şuanda yazarın diğer kitaplarını da buna göre yargılar durumdayım. Umarım onlar bu şekilde değildir. Eğer okuduysanız bu konuda bana yazın yorumunuzu beklerim. 

Kitaba dair puanım 5 üzerinden 2 veriyorum. 🌟🌟

~~~*~~~
"Gitmem gerektiği için özür dilerim," dedi, "ama arkadaşlarının her zaman hayalet olmayacağına söz veriyorum, hayatım."
Bunu daha önce duymuştum. "Kalmasını istediklerimin bile," diye yanıt verdim. Kalbim kırılıyordu. 
"Özür dilerim," diye cevap verdi ve bana hüzünlü, yalvaran bir bakış attı. Bu bakış içimin burkulmasına sebep oldu. "Seninle olmak istiyorum ama bu şekilde değil. Seninle yaşlanmak istiyorum. Her sabah seninle beraber uyanıp seni yanımdaki yastıkta görmek istiyorum. Hayatlarımızın her anının keyfini çıkarmak istiyorum ve-"
"Bunu yapamayız," diyerek sözünü böldüm. "Biliyorum."
Bunun üzerine içimde bir şey koptu. Tam olarak umut değil de bu hafta yaşadığım küçük, mutluluktan oluşan o iplikti kopan; çünkü beni taşıyamıyordu. Daha güçlü bir maddeden yapıldığını düşünerek kopan bir ipin üzerinde tehlikeyle yürüyordum. 
"Florence..." diye konuşmaya başladı, sonra yine yüzünü ekşitti. Göğsünü tuttu. "Ben... ben kalmak istiyorum ama..."
Kalamıyordu. Gitmesine izin vermem için yalvarıyordu.
~~~*~~~ 



Kitabın adı    : Ölü Romantikler
Orijinal adı    : The Dead Romantics
Yazarı           : Ashley Poston
Çevirmen       : Aslı Tümerkan
Yayınevi         : Yabancı Yayınları
Sayfa sayısı    : 325

Kitabın tanıtım yazısı: 

Aşkın öldüğüne inandığınızda ona tekrar kapılmak hiç kolay değil,özellikle de âşık olduğunuz kişi bir hayaletse…

Florence Day, tutkulu aşk romanları yazan bir gölge yazardı. Ancak, korkunç bir ayrılıktan sonra aşkın öldüğüne inanır hâle gelmişti. Umudunu yitiren Florence, yazdığı kitapta ilerleme kaydedemezken, yeni ve ultra yakışıklı editöründen kitabı vaktinde teslim etmesi yönünde baskı görüyordu. Kariyerinin sona erdiğini düşünen Florence, beklenmeyen bir telefonla on yıldır kaçtığı memleketine geri dönmek zorunda kalmıştı.

Çok sevdiği babasının sıradışı cenaze törenine yardımcı olmak için evine dönen Florence’ı sıcak yaz geceleri, gece vakti mezarlıkta yapılan yürüyüşler, eksantrik ve sevgi dolu ailesi ve cenaze evi beklemekteydi. Babası gitmiş olsa bile, her şey aynı kalmış gibiydi ve bu durum Florence’i derinden etkilemişti.

Florence, geri döndüğü memleketinde kendi hayaletleriyle yüzleşirken, aşka yeniden inanmanın ve geçmişin yaralarını sarıp yeni bir başlangıç yapmanın yollarını bulmak zorundaydı. Belki de aşk ölmemişti, sadece saklanmayı tercih etmişti. Aşk ölmemiş olsa bile yeni editörü kesinlikle ölmüştü ve onun yarım kalan işi, aşk hikâyeleri hakkında bildiği her şeyi yeniden sorgulamasına neden olacaktı.

New York Times’ın Seçtiği, 2022’nin En Dikkate Değer Kitaplarından!

New York Times Çoksatanı Ve Good Morning America Kitap Kulübü Seçkisi!

“Florence tam da âşık olmak isteyeceğim türden sevimli, sevecen, kendinizden bir şeyler bulabileceğiniz bir anakarakter ve
onun yeniden sevmeyi öğrenme yolculuğu bana tam anlamıyla çığlık attırdı, iç çektirdi ve beni güldürdü. Ölü Romantikler güzelce hazırlanmış bir yapboz gibi: Sonunda tüm parçalar mükemmel bir şekilde yerine oturuyor ve oluşturdukları resim dokunaklı, komik, nefes kesici, umut dolu ve rüya gibi.” —Ali Hazelwood

“Komik, ilginç ve eğlenceli; sayfalar âdeta parıldıyor (tabii ama siyah simle).” —Christina Lauren

“Ölü Romantikler sevdiğim pek çok şeyi –komik karakterler, sonradan edinilen aileler, şirin küçük kasabalar, hayran kurguları, HAYALETLER (!!!)– ele alıyor ve hepsine taze, eğlenceli, tamamen modern bir bakış açısı kazandırıyor. Bu gerçekten uğruna ölünecek bir romantik komedi!” —Rachel Hawkins

“Ne kadar eğlenceli! Emily Henry / Casey McQuiston okurları (yani ben) bu kitabı yalayıp yutacak. Zeki, akıllıca ve kesinlikle romantizme dair bir sevgiyle dolup taşıyor. Nefis.” —Emma Straub

“Bu kitap beni âşık etti, kalbimi kırdı, sonra en az iki kere yeniden birleştirdi ve beni kendimden geçirdi. Akıldan çıkmayacak
kadar romantik, komik ve yürek ısıtan bir hikâye. Ashley Poston gerçek bir yazar.” —Gwenda Bond

“Bu eser, ‘While You Were Sleeping’ ile ‘Six Feet Under’ın bir araya gelmiş hâli. Herkese ne kadar iyi olduğunu haykırmak istiyorum… Sonuç; umutsuzluk için bir panzehir, hayatın sona erdiği ve zamanın akıp gittiği gerçeği konusunda açık sözlü ama yine de ısrarcı bir romantizm… Bu kitap sizi cenaze sahnesinde güldürecek ve dans partisi başladığında ağlatacak.” —The New York Times

“Poston aşk, kayıp ve umut üzerine bir romantik komediyle ilk yetişkin romanı çıkışını yapıyor… Pırıl pırıl diyaloglar karakterleri canlandırıyor, ölü olanları bile. Okurlar bu kitabı ellerinden bırakamayacaklar.” —Publishers Weekly

“Hepimizin yazın okunacak iyi bir hayalet hikâyesine ihtiyacı var ve bunun için Ashley Poston’ın ilk yetişkin kurgusundan daha iyisini bulamazsınız.” —Entertainment Weekly





Hiç yorum yok :

Yorum Gönder

Kitap ya da yazı hakkındaki görüşünüzü bizimle paylaşın