~~~*~~~
Uğruna savaşmak zorunda kalmadan her istediğini elde etmenin hiçbir eğlencesi yoktu.
~~~*~~~
Kanlı Mafya Günlükleri ya da orijinal adıyla Born in Blood Mafia Chronicles Serisi'nin üçüncü kitabı ama aynı zamanda benim en merak ettiğim kitabıydı Nefret.
Serinin ilk kitabından beri Gianna ve Matteo'yu merak ediyordum ve çıktığı gibi de indirimde yakalayınca aldım. Zaten severek de okuyorum serisi, akıcı, merak uyandırıcı, aksiyonu bol bir kurgusu var.
Mafya kurgusu adından da anlaşılacağı üzere, bu yüzden yetişkin okurlara hitap eden bir kitap dolayısıyla bunu göz önünde tutarak okuyun. Kitabın kurgusunda şiddet ve cinsellik olduğu için de bu tür kurgulardan rahatsız oluyorsanız okumayın, gereksiz yere gömmeyin kitabı da seriyi de.
Ayrıca her ne kadar karakter serisi olsa da kurgusal bütünlük ve adı geçen karakterleri tanımak adına size tavsiyem sıralı okuyun.
~~~*~~~
Görevimin olup olmaması ya da onurumun bunu gerektirip gerektirmemesi umurumda bile değildi. Bu kahrolası dünyadaki hiçbir şey beni aşktan başka bir şey için evlenmeye zorlamayacaktı.
~~~*~~~
Kitabın kısaca konusuna değinmek gerekirse; Matteo, ağabeyinin karısı olan Aria'nın kız kardeşi Gianna'yı takın haline getirmişti. Onu ilk gördüğünden beri yere göre sığmayan asiliği, sivri dili, inadı ve meydan okuyan tavırları dünyalarında alıştıkları kadınlardan daha farklı olacağını hissettirirken Gianna büyüdükçe ve yetişkin olmaya başladıkça da durulmamıştı. Aldığı cezalara ve daha da önemlisi gördüğü şiddete rağmen pes etmeden düşündüklerini söylemeye, istediğini yapmaya çabalamaktadır. Ancak haberinin olmadığı şey ise Aria ile Luca'nın düğününde ilk kez Matteo ile öpüşen Gianna hayatının tamamen değişmesine vesile olur. Çünkü zaten radarına girdiği Matteo, artık onunla evlenmek istemektedir. Özellikle de Luca'nın Gianna'nın asla durulmayacağını ve daha da önemlisi mafyadan uzak normal bir hayat isteyen genç kadını hiçbir şekilde zapt edemeyeceğini söylemesine rağmen Matteo, Gianna'yı istemektedir. Bunun üzerine bir şekilde evlilikleri kararlaştırıldığında ve Gianna bunu öğrendiğinde kıyamet kopar. Bu evliliği asla istemeyen ve kabullenemeyen Gianna'nın tek seçeneği hep istediği kaçışı planlamak ve harekete geçirmektir. Ablası Aria'nın yanına gittiğinde ise bunun fırsatını yakalar. Aria'nın yardımıyla da kaçmayı başaran Gianna için yepyeni bir dünya vardır önünde... Matteo ise her ne kadar sinirlense de Gianna'nın başından beri yapacağını söylediği şeyi yapmış olması onu çileden çıkarsa da nişanlısının peşine düşer. 6 ay süren kovalamacanın sonucunda yakalanan Gianna'nın karşısındaki seçenekler sınırlıdır. Çünkü aileye ihanet etmiştir ve cezalandırılması gerekmektedir... en iyi ihtimalle de bu cezanın ölüm olmasıyken Matteo yine bir çıkış yolu sunarak evliliği istediğini dile getirir. Gianna yaşamak için bu evliliği kabul etmek zorundadır. Şimdi ise karşısında ona hiç güvenmeyen ve belki de hiç güvenmeyecek olan bir adamla evli olmak, onunla New York'ta yaşamak ki bu durumda ablası Aria'ya yakın olmak ile babasının yanında olup yaşadığına pişman olacağı bir hayata mahkum olmak seçimleri varken pek de söz hakkı olmadığı hayatına dair yine erkeklerin verdiği kararla Matteo ile evlenir. İçinde büyüttüğü nefretle kocasına hayatı zindan etmeyi ve daha da önemlisi yine fırsatını bulduğunda kaçmayı planlarken aslında içinde en başından beri bastırdığı duygularıyla da yüzleşmek zorunda kalır. Matteo ile olan hayat aslında Gianna'nın içinde kendine dair keşfetmediği, bastırdığı, duyguları da açığa çıkarken kendisini de tanımasına neden olur. Bütün bunların yanında da Matteo'nun onu takıntı haline getirmesi ve sadece kendisi için istemesinin sebeplerini de keşfeder.
Öncelikle ilk kitaptan beri merak ettiğim ikili olduğunu söylemiştim size ve kitaplarını da çok sevdim. Eksikleri var mıydı evet vardı ama okurken beklentimi oldukça karşılayan kısımlar yüzünden onların görmezden geldim.
~~~*~~~
Birini, hayatını hiç tereddüt etmeden onun ellerine bırakacak kadar çok sevmek nasıl bir şeydi acaba?
~~~*~~~
Seride favori kitabım hep Dante ile Valentina'ydı ve şuan onların tahtını Matteo ile Gianna sallıyor. İkisini de eşit derecede çok sevdiğimi söylemeliyim. Sadece Dante ve Valentina'nın daha olgun olmasından kaynaklı olarak onları bir tık daha sevdim. Neyse konumuz onlar değil Matteo ile Gianna ve ben onlara geri dönüyorum.
Gianna'nın tam bir ateş parçası olması, sivri dili, meydan okuyan halleri beni çok eğlendirdi ama bazen de kızım tut şu çeneni dedirtti ki bu konuda Matteo'da benimle aynı fikirde.
Matteo'nun da zaten Gianna'da en çok sevdiği şey kendi dünyalarındaki o pasif kadınlardansa Gianna'nın isyankar asi halleriydi. Kendisine meydan okuması, korktuğunda bile dik durma çabası çok adamın kalbini çaldı.
Gianna'nın kaçması, Aria'nın ona yardım etmesi falan çok güzel kurgulanmıştı. Hatta o plan dahilinde haber Luka ve Matteo'ya gittiğinde Luka'nın Aria'nın kendisini terk ettiğini düşünerek çıldırması ama aslında sadece Gianna'ya yardım etmiş olması güzel detaylardı. Tabi arka planda kıyameti koparmanın sınırında dolanan Matteo vardı.
Kaçmasından itibaren Matteo, genç kızın peşini bırakmadı. Resmen 6 aylık bir kovalamaca oldu yine de pes etmedi. Bazen gerçekten aşk mı yoksa takıntı mı Matteo'nun duyguları emin olamıyorum ama sanırım her ikisinden harmanlanmış durumda.
Gianna'nın kaçtıktan sonra yaşadığı o altı aylık hayatı ona aslında bir yandan nasıl bir hayattan uzak kaldığını ama bir yandan da bu hayata nasıl yabancı olduğunu gösteriyordu. Çünkü tamamen bilmediği bir hayatta tek başınaydı. Birçok şeyle sınanmasına rağmen yine de içindeki o savaşçı kendini güzel gösterip 6 ay kaçmayı başarabildi. Tabi arka planda özlediği kardeşleri ve sahip olduğu her ne kadar kısıtlı olsa da maddi özgürlüğü de biraz özlemedi değil. O kısımlar güzel anlatılmıştı.
~~~*~~~
Koruma içgüdüsü damarlarımda bir ateş gibi yanıyordu. Belki o farkına varmamıştı ama korktuğu zaman benim yakınlığımı istemesi, henüz farkında olmasa bile bana karşı olan hisleri için ihtiyacım olan tek kanıttı.
~~~*~~~
Zaten asıl olaylar da Gianna'nın Matteo tarafından bulunduğu kısımlardı. Matteo olmasaydı hayatı öyle bir tepetaklak olacaktı ki... Çünkü onların dünyasında bir kadının özgür hayatı olamaz... evlendiğinde de bakire olmak zorundadır. Gianna'nın kaçak olduğu süre boyunca başka erkeklerle birlikte olduğu düşüncesi bütün herkes için açık hedef olmasına sebep olurken Matteo olmasaydı Gianna'yı hiç de hoş bir hayat beklemiyordu...
Matteo ise, her şeye rağmen Gianna'yı istiyor olması da... işte takıntı ile aşk arasındaki ince çizgi de burada kendini gösteriyor çünkü Gianna'nın kaçmasına, başkalarıyla beraber olmasına öfke duymasına rağmen onu korumak için her şeyi yapmaya hazır olması da aşkını gösteriyordu.
Luka'nın dediği gibi Matteo zaten Gianna ile evlenerek belasını buldu. Luka adamım sen Capo olduğunda senin otoriteni ve o hallerini daha çok sevdim çünkü Matteo ve onun ilişkisine dair öyle şeyler söylüyordu ki çok yerinde oluyor ve hedefi de on ikiden vuruyordu.
Matteo ile Gianna'nın evliliğinin dinamiği ve kimyası aşırı hat safhadaydı zaten ikili arasındaki cinsel çekim çok yüksek olmasına rağmen ikisinin de inat ve meydan okuyan kişiler olması da bence evliliklerinin dinamiğini düşürmüyordu.
Bütün bunların yanında uğradıkları saldırı ve sonrasında olan olaylar ise... İşte o kısımlar bence kitabın tam dönüm noktası oldu. Çünkü Gianna'nın hep dik kafalı bir şekilde kaçmayı planlar hallerine karşılık Matteo'ya olan duygularını görmesine neden oldu. Çünkü Luca, kardeşinin hayatına karşılık Gianna'ya özgürlüğünü vermeyi kabul etmişti ve bu sefer onun peşine düşecek bir Matteo olmayacaktı. Genç adam karısının zorla değil kendi isteğiyle yanında olmasını istiyordu artık. Bu durumda da Gianna duygularını ve daha da önemlisi kendi içindeki bastırılmış Gianna'yı tanımasına sebep oldu. Tabi ki sonunda da aşk kazandı.
İkilinin ilişikleri ve hiç bitmeyen bir savaşları vardı kendi içlerinde onu okumak çok güzeldi. O savaşı ben ikinci kitapta da hissetmiştim bu yüzden o kitabı da çok seviyordum. Kelimenin tam anlamıyla bu kitap nefretten aşka kurgusuydu ve hakkıyla da yazılmıştı.
~~~*~~~
Ateşle oynamayı seviyorsa benim için sorun yoktu. Yanmak umurumda değildi. Onun için alevlerin arasından geçerdim.
~~~*~~~
Bütün bunların yanında mafya kurgusu olmanın hakkını da veriyordu. Hem o altı aylık kovalamaca kısmında hem de diğer detaylarda... ama daha da önemlisi sırf karısına dokundu diye Matteo'nın kendi yüksek konumdaki bir adamı öldürmesinde... ya da katıldıkları noel yemeklerinden birinde herkesin kaçtığı zaman başka erkeklerle beraberlik yaşadığını düşündüğü için Gianna'yı suçlarken aslında kendi dünyalarının pisliğini görmezden gelişlerinde hem de kitabın sonundaki o saldırı kısımlarında...
Luca'nın Matteo ve Gianna ilişkisine tepkileri çok eğlenceliydi. Hatta sonunda ne haliniz varsa görün halleri çok güldürdü beni.
Çok anlatmayayım, zaten fazlasıyla anlattım ve kısacık bir kitabın içeriğine çok girdim o yüzden artık susuyorum.
Ama... şunu söylemeliyim ki Matteo'ya mutlu olmak çok yakışıyor... sevdiğini mutlu etmek için de çaba harcıyor... 💖
Kitabı ben sevdim bence ilk kitaptan daha iyiydi ve ikiyle de savaşır durumdaydı konum olarak. Bu arada çok okkalı olmasa da hafif bir mafya serisi bu o yüzden bu türü sevenlere, şiddet ve cinsellik içeriğine sahip kurguları okumaktan rahatsız olmayanlara tavsiyemdir.
Bu arada sevgili yayınevi... 4. kitabı heyecanla bekliyorum. Çünkü o da bir diğer kız kardeşin kitabı... Lily'de sizin yanınıza gelecek sanırım kafayı Romero ile bozmuş bu kız 😅 Şaka maka üç Scuderi kadını kendileri New York Famiglia'sına gelin ediyor görünüyor 😅
Kitaba dair puanım 5 üzerinden 4,5 veriyorum. 🌟🌟🌟🌟/🌟
~~~*~~~
"Aşk birinin kollarında kendini güvende hissetmektir, sabahları görmek istediğin ilk şeyin o olmasıdır, aşk teslim olmaktır. İncinme riskini göze alırsın ama umursamazsın. Birine kalbini kırma gücünü vermeye hazırsındır. Aşk, birini en kötü haliyle görüp yine de içindeki iyiliği hissedebilmektir. Kusurlarına rağmen birinin senin için mükemmel olmasıdır."
~~~*~~~
Kanlı Mafya Günlükleri
- Onur
- Görev
- Nefret
Kitabın adı : Nefret
Orijinal adı : Bound By Hatred
Yazarı : Cora Reilly
Çevirmen : Doğa Şarlayan
Seri Bilgisi : Kanlı Mafya Günlükleri #3
Yayınevi : Nemesis
Sayfa sayısı : 312
Kitabın tanıtım yazısı:
Gianna, ablasının zorla evlendirildiğini gördüğünde benzer bir kaderi yaşamayacağına dair kendine söz verir. Matteo Vitiello ise Gianna`yı kardeşinin düğününde gördüğü anda ona vurulur. Babaları bu ikilinin evliliğini kabul eder; ancak Gianna`nın aşktan başka bir nedenle evlenmeye niyeti yoktur. Düğüne birkaç ay kalmışken evden kaçar ve mafyadan uzakta, Avrupa`da yeni bir hayata başlar. Fakat mafyanın en iyi avcılarından ve suikastçılarından biri peşindedir: Matteo.
Matteo tarafından yakalandığında ve evlendiklerinde yalnızca özgürlüğü değil, yanında olan insanların hayatı da tehlikeye girer. Masum insanları dünyasına sürüklediği için suçluluk duyan ve Matteo`ya karşı hissettiği nefretle boğuşan Gianna, kocasının hayatını cehenneme çevirmeye kararlıdır.
Ancak Matteo zihin oyunlarında ustadır ve güç mücadeleleri kısa sürede nefret dolu tutku gecelerine dönüşür.
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder
Kitap ya da yazı hakkındaki görüşünüzü bizimle paylaşın