Süresi : 2 saat 8 dakika
Türü : Dram
Yaş Sınırı : +6 / PG (ebeveyn kontrolünde izlenmeli)
Yapım tarihi : 2024
Seslendirme : Birce Akalay, Salih Bademci, Sifanur Gül, Ahmet Rıfat Sungar, Ertan Saban, Melis Sezen, Okan Yalabık...
Puanım : 9 / 10
Bu film vizyona girdiğinden beri gitmeyi istiyordum. 25 Ekimde gitmesi hem Cumhuriyet hem de Atatürk için çok manalı bir anda vizyona girmesi demekti. Zaten dönemin anlam ve önemine yakışır bir konusu-içeriği olduğu içinde çok güzel zamanlama olduğunu da söylemeliyim.
Zaten Cumhuriyet'imiz kurulduktan sonra 1934 yılında ilk operamızın yazımını, yaşananları konu alıyor.
Umarım her sene bu tür filmler yapılarak vizyona girer de okumaktan uzak olan insanların izleyerek tarihimizi öğrenmesini umalım. Nasıl imkansızlıklar içinde neler başarılmış öğrenilsin.
Genel olarak dramatik bir konusu olmasına rağmen mizahi yönü de oldukça güçlüydü. Tam sizi ağlatacak moda sokup da hüzünlendirdiğinde sonraki sahnesinde yüzünüzde gülümseme oluşturabiliyordu.
Filmin ana konusunun ardında içeriği mesajlar da çok güzeldi. Öyle yerlerde öyle şeyler söyleniyor ki o imaları anlamama imkansız.
Yıl 1934. Cumhuriyet ilan edilmiş ve yeni düzen oluşturulup yenilikler hala yapıldığı dönemlerde İran Şahı, Türkiye'yi ziyaret amacıyla ülkeye gelmektedir. Mustafa Kemal Atatürk ise bu ziyaret için daha önce yapılmamış bir şey yapılmasını ister. Klasik geziler ve gösterimlerin haricinde bir şey olmalı diye düşünürken bir opera yazılmasına karar verir. İran Şahı'nın gelmesine bir ay gibi bir süre kalmıştır. Sözleri Mustafa Kemal Atatürk tarafından yazılıp hazırlandığında 27 gün gibi bir süre kalmıştır. Sözlerin bestelenmesi ve sahnelenmesi için de Paris'te burslu bir şekilde eğitim görmüş olan Ahmed Adnan Saygun'a teklif edilir. Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Atatürk tarafından giden teklifi kabul eden Ahmet Adnan Saygun, normalde 1-2 senede bestelenen operanın 26-27 gün gibi bir süre de besteleyecek ve sahneleyecektir. Zamanla yarışan besteci, deneyimsiz koro grubu, yeterince çalışamadıkları orkestra ve yetersiz kaynaklarla imkansızı başarmak için çaba harcamaktadır. Zamanın sonunda ise bir ilk gerçekleştirilmiştir. Hem Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk operası hem de 27 gün gibi bir sürede bestelenen bir operadır.
Filmin konusu sanki bir opera bestecisi-şefinin hayatı gibi gelebilir ama Cumhuriyet'in ilanı ve sonrasında henüz yapılacak daha çok şey varken ve bütün kaynaklar sınırlıyken böyle bir beste yapıp ve sahnelemesini anlatıyor.
Aslında biraz da o dönemde nasıl çabalandığı, çalışıldığı, imkansızlıklar içinde her şeyi imkanlı hale getirmelerini anlatıyor.
Yaşanılan olayları, aralarında sadece iki tane tecrübeli ve eğitimli profesyonel opera sanatçısı varken koca bir ekibi nasıl kuracaklarını, deneyimsiz olan oyuncuların provalarını, güvensizliklerini... bütün bunların yanına günde 1 saat çalışabildikleri orkestranın eksikliğine rağmen pes etmeyişlerini anlatırken aynı zamanda dönemin Mustafa Kemal Atatürk'e karşı olan saygısını da anlatıyor.
Her pes etmenin sınırında dolaşıldığında akıllara gelen yokluktan bir Cumhuriyet kurulan ülkede her şeyin mümkün oluşunu anlatıyor.
Bütün bunların yanında, dramın yanında mizahi kısmında oluşu çok güzeldi. O sahneler ve replikler olmasaydı belki film bu kadar etkileyici olmazdı.
Bütün bunların yanında filmde sevemedim şeylerde vardı. Mesela koro ekibinde olan genç sanatçı Nükhet'in Ahmet Adnan Bey'e karşı olan ilgisi bana olmasaydı da olurdu hissi verdi. Hayranlığı anlardım da ama ilgili olması olmamış gibiydi.
Mustafa Kemal Atatürk rolündeki Ertan Saban çok güzel bir oyunculuk sahnelemiş ona asla laf edemem ama bence makyajla biraz daha benzetilebilirdi Mustafa Kemal Atatürk'e diye düşündüm. Bzaı açılarda andırırken bazı açılarda çok yavan geldi açıkçası.
Ayrıca filmin sonunda bilgilendirme geçilmesini de çok sevdim. Kimin gerçekte kim olduğunu görmek müthişti.
Puanım: 🌟🌟🌟🌟🌟🌟🌟🌟🌟
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder
Kitap ya da yazı hakkındaki görüşünüzü bizimle paylaşın