1 Kasım 2024 Cuma

0 ALINTILAR // Simone Soltani - Yarış Çizgisi (Lights Out #1)


 

Kitabın yorumu için tıklayınız!







"Ondan hoşlandığını ne zaman itiraf edeceksin?"

Williamsların evine bakıp tekrar ona döndüm. Kimsenin konuşmamıza kulak misafiri olma ihtimali olmasa da sesimi alçalttım. "Oakley'in beni öldürmeyeceğinden emin oluna."

"Ah, yani cehennem donunca." Chava bilgece başını salladı. "Ama dürüst olayım mı, dostum? Ben buna keyfine bak, sonuçlarıyla daha sonra ilgilenirsin derim."

"Çünkü sen ölmek isteyen bir ortalık karıştırıcısın."

Alaycı şekilde güldü. "Sen her gün tehlikeli şeyler yapıyorsun." Sonra bana başımı döndüren bir bakış attı. "Bir risk daha alsan ne olur?"

*****

"İkimiz de bunun kötü bir fikir olduğuna karar vermemiş miydik?"

Yutkundum ama gerçeklik yeniden üzerime baskı yapsa da onu bırakmadım. "Haklısın. Bu doğru."

Midem sürekli biraz daha kasılıyordu. Sonu çoktan gelmişti. Birbirimizden uzaklaşmak üzereydik ve bir kez daha bunun, anın sıcaklığıyla yaşanan bir oaly olduğu konusunda hemfikirdik. İkimiz de yalan olduğunu bildiğimiz halde hiçbir anlamı olmadığı konusunda birleşecektik.

Ancak Dev'in elleri yüzünden ayrılmıyor, gözlerindeki parıltı bana yaşananlarla ilgili asla yalan söylemeyeceğini gösteriyordu. 

"Bu o kadar kötü bir fikirse," dedi gergin bir sesle, "o zaman bana seni neden tekrar öpmek istediğimi söyle. Seni neden aklımdan çıkaramadığımı? Seni ne zaman başka bir erkeğin yakınında görsem, neden onu senden uzaklaştırmak ve bir daha sana yaklaşmamasını sağlamak istediğimi. Söyle bana Willow. Bana neden böyle hissettiğimi söyle."


*****

Ona karşı hissettiğim çekimle mücadele etmekten bıkmıştım. Sonuçları olacak mıydı? Kesinlikle olacaktı.

Ama onlarla başa çıkmaya hazırdım.

"Ben bunun yalnızca fiziksel olmasını istemiyorum," dedim ona. Yalan söylemenin ya da gerçeği ondan saklamanın bir anlamı yoktu. "Tamamını istiyorum, Willow. Uzun zamandır. Ve bundan azına razı olabileceğimi sanmıyorum."

Yüzümü incelerken kalbi boğazında çılgınca atıyor, muhtemelen herhangi bir kandırmaca belirtisi arıyordu. Bulamayınca bakışları geçici bir kabullenmeyle yeniden benimkilere kilitlendi. Onu (bedenini, zihnini ve ruhunu) istediğimi anlayamıyorsa bunu kanıtlamak için daha çok çabalamam gerekecekti. 

Ama bana ne istediğini söylemek ona kalmıştı. Benim nerede durduğumu biliyordu. 

"Ne istediğini düşün," diye ısrar ettim. Bakışlarını başka tarafa çevirmemesi için iki elimle yüzünü tuttum. Sözlerimdeki ciddiyetin farkında olduğundan emin olmak için, "Gereken bütün zamanı kullan. Acele etme. Ve zorlama." Dedim. Baş parmaklarımı elmacık kemiklerinde gezdirdim ve bunu ona bu şekilde son dokunuşum olmaması için dua ettim. "Ama seni burada bekliyor olacağım çünkü ben tam olarak ne istediğimi biliyorum... Seni istiyorum."


*****

Onun ve benim kalbim için çok tehlikeli olsa da hayallerinden vazgeçmesini istememem yanlış mı olurdu?

Birbirimizi tartarken, meydan okurken sessizlik havada asılı kaldı. Ama meydan okunacak bir şey yoktu. Tartışılacak bir şey yoktu. Aynı taraftaydık.

"Beklediğin buysa, sana yarışmayı bırakmanı söylemeyeceğim," derken sözcükler bastırdığım gözyaşlarımdan dolayı yoğundu. "Ve seni umursamadığım için değil. Tanrım, Dev, araca her bindiğinde senin için korkuyorum. Ama yapmayı seçtiğin şey bu. Sevdiğin şey bu. "Boğazımdaki yumruyu yutkunarak bastırdım ama tekrar konuştuğumda sesim yine de çatallaşmıştı. "Yapabileceğim tek şey, her zaman bana dönmeni istemek."

İfadesi bir anda rahatladı, kastığı çenesi gevşedi, gözleri yumuşadı. "Her zaman elimden geleni yapacağım. Söz veriyorum.



 

 

 

Hiç yorum yok :

Yorum Gönder

Kitap ya da yazı hakkındaki görüşünüzü bizimle paylaşın