Sizlere Ayaklı Bela'dan alıntılar paylaşacağımı söylemiştim. İlkini paylaştım daha doğrusu alıntılardan oluşan ilk kısmı paylaştım. Henüz okumadıysanız => TIK
Bu da ikinci kısmı. Bilerek daha can alıcı, daha eğlenceli ve daha duygusal kısmı buraya bıraktım.
Ayaklı Bela Çekilişimizin bitmesine sayılı günler kala dedim biraz adrenalini yükselteyim :) Beklentiler tavan yapsın.
Henüz çekilişimize katılmadıysanız => TIK
Bu arada kesinlikle kitap içeriğine giriyoruz haberiniz ola :)
Alıntıların sonuncusu kitabın son bölümünden geliyor. Yani Abby ve Travis'in her şeyi yoluna koydukları ve bir aile oldukları kısımdan.Aslında o bölüm bana oldukça sürpriz olmuştu onları o şekilde görmeyi beklemiyordum bu yüzden biraz sansürledim ve araları atladım okuyana sürpriz olsun diye.
Umarım alıntıları beğenirsiniz. Keyifli okumalar :)
Başımı aşağı yukarı sallayıp çaresizce onu memnun etmeye çalıştım.
"Yakın zamanda aşık olacaksın oğlum. Öylesine bir kıza kapılma. Kolay lokma olmayan bir kızı seç, uğruna mücadele etmen gereken kızı ve sonra da asla mücadele etmeyi bırakma. Asla" - derin bir nefes aldı - "istediğin şey için mücadele etmeyi bırakma.Ve asla, " - kaşlarını çattı - "anneciğinin seni sevdiğini unutma. Beni göremesen bile." Bir gözyaşı yanağından aşağıya süzüldü. "Ben seni daima, daima seveceğim."
"İnanılmaz görünüyorsun... ama bunu giyemezsin. Eteğin... vay be, bacakların... eteğin aşırı kısa ve bu elbise yarım! Sırt kısmı bile yok!"
"Tasarımı böyle Travis." Abby gülümsedi. En azından bana kızmamıştı.
Sheley surat asıp, "Siz ikiniz birbirinize işkence etmek için mi yaratıldınız?" diye sordu.
"Daha uzun elbisen var mı?" diye sordum.
Abby bakışlarını aşağıya çevirdi. "Aslında ön tarafı oldukça edepli sayılır. Sadece arkası tarafı çok açık."
"Güvercin," deyip irkildim. "Kızmanı istemiyorum ama seni bu kıyafetle cemiyet evine götüremem. Beş dakika içinde kavga çıkarırım."
Parmaklarının ucunda uzanıp dudaklarımı öptü. "Sana güvenim tam."
"Bu gece berbat geçecek," diye homurdandım.
"Bu gece inanılmaz geçecek," dedi America,söylediğimi üstüne alınmıştı.
"Sadece daha sonra üstümden çıkarmanın ne kadar kolay olacağını düşün," dedi Abby.Parmak ucunda yükselerek boynumu öptü.
Tavana baktım,dudakl parlatıcıyla yapı yapış olmuş dudaklarının beni yumuşatmasına izin vermemeye çalışıyordum. "Sorun da bu ya, oradaki her erkek aynısını düşünüyor olacak."
Cilveli bir sesle, "Ama bunu bir tek sen yapabileceksin," dedi.
"Seni istiyorum," diye fısıldadı ağzı ağzımda.
"Duymak istiyorum."
"Ne duymak istiyorsan söylerim."
"O zaman bana ait olduğunu söyle. Hayatıma geri geleceğini söyle. Beraber olmadığımız sürece bunu yapmam."
"Ama gerçek anlamda hiç ayrı olmamıştık aslında, değil mi?"
Başımı salladım, dudaklarım dudaklarına teğet geçti. Yetmezdi."Söylediğini duymam lazım. Benim olduğunu bilmem lazım."
"Seninle tanıştığımız saniyeden beri seninim."
"Ben... özür dilerim."
"Özür mü dilersin? Neredeyse kendimi içerek öldürecektim, yataktan zar zor kalkabiliyordum. Yılbaşı arifesinde seni aramamak için telefonumu tuzla buz ettim... ve sen özür mü diliyorsun?"
"Affedildin," dedim bir an bile tereddüt etmeden." Sakın bir daha yapayım deme."
"Demem.Söz veriyorum."
Geri zekalı gibi sırıtıp başımı salladım. "Seni feci halde seviyorum."
Abby'den önce hiç aşık olmamıştım ve ondan sonra da başka kimse dikkatimi çekmemişti. Hayatım nümde durmakta olan kadından ve beraber inşa ettiğimiz aileden oluşuyordu.
***
Derin bir nefes alıp yatak odasının kapısını arkamdan kapattım.Her ne kadar birbirimize cehennemi yaşatmış olsak da sonunda cenneti bulmayı başarmıştık. Bu belki de bir çift günahkarın hak ettiğinden fazlasıydı ama şikayet edecek değildim.
çooook teşekkürler :) iyice heyecanlandım çekilişi bekliyorum çıkmassa ertesi gün bu kitabı almaya gidicem hahaha ön tarafı gayet edepli diyo :)
YanıtlaSilAğlamak istiyorum :( Yok böyle bir kitap.. <3 Son 11 sayfasında beni benden aldı.. Ve şunu kesinlikle söylemeliyim ki Trav, Abby'e göre daha iyi bir anlatıcı :D
YanıtlaSilKitabın sonunu bilmeme rağmen bir ara hiç bir araya gelemeyeceklerini falan düşündüm yani o derece :)