~~~*~~~
Tuhaf bir şeyler oluyordu. Sanki güneşli gün kararıp, soluyordu gözlerimde.
Bir tek o yüz...
Evet, o an sadece onun yüzü parlıyordu. İlk kez, bir kadına bakarken, başımın döndüğünü hissediyordum. Evet, başım... başım dönüyordu.
~~~*~~~
İlgi çekici kapağa, yayınlandığından beri can alıcı alıntılarından sonra okumamak olmazdı zaten. Ki klasik Fatma Erdek kaleminin biraz dışarısında olup da daha yoğun aşkın anlatılması da ayrı bir güzeldi :) Kitabın konusu tam filmlere konu olacak bir kurguya sahip diyeyim size :)
Fatma Erdek bu kitapta sandaki daha az dram daha çok aşk ve daha çok gülümseme katmıştı. Daha inatçı bir aşık daha eğlenceli sohbetlerle süslemişti kalemini ve ben bu özelliği çok sevdim.
~~~*~~~
Tuna asla çelimsiz bir rüzgar olamazdı. Daha bu sabah beni bulmasını istediğim, kendimi mahkum etmekte tereddüt etmediğim, sanki uzun zamandır beklediğim bir fırtına gibi giriyordu kanıma.
~~~*~~
Her ne kadar başlarda yavaş ilerlediğini ve zaman zaman durgunluktan sıkılır gibi olduğumu hissetsem de sonrasında öyle bir açıldı ki kitap hem de ne açılma... bir yerden sonra zaten ne oldu anlamadım bir baktım ki mutlu son ve kitap bitmiş... eeee ne oldu şimdi falan diyerek kendimi kaptırmış okumuşum :)
Kitabın konusuna kısaca değinmek gerekirse, Meriç aşık olduğu kızın peşinden gidip onu kendine aşık edebilmek için ikizi Arın ile anlaşma yapar ve yer değiştirirler. Arın, Meriç'in yerine geçip Türkiye'ye dönerek onun işlerini takip ederken ailesini de bu şekilde kandırır... ancak hiç hesapta yokken kapısını aşk çalar ve işin kötü yanı aşk onu Meriç olarak tanımaktadır...
Tuna, öğrencilerinden dayısı olan Arın'ı ikizi Meriç zannederek tanırken kalbini ona kaptırmış ve onunla olmanın tadını çıkarıyordu. Ancak çok acımasız olan bir gerçeği öğrendiğinde ise aşkın bu hatayı affedemeyeceğini düşünerek gerek kandırılmanın gerekse kendine yedirememenin verdiği duygu karmaşasıyla Arın'dan ayrılır... Hem de ne ayrılma... okurken benim içim buruldu be Arın'a... yazık adama dedim. Tamam hak etti ama bu kadarını da değil... :(
Arın ve Tuna'yı aşk öyle bir sınadı ki tam birbirlerine ihtiyaçları oldukları anda tekrardan bir araya getirdi onları... sonu ise tarifi olmayacak bir mutluluk! :)
~~~*~~~
Aşktan korkmuyordum.
Korkum, aşkıma uzak olmak, yabancı kalmak,
aşkı sadece kendi yüreğimde karşılıksız yaşamaktı.
~~~*~~
Mutlu sonların insanıyım ben be! =)
Kitabın konusunu anlatırken dilerim çok içeriğe girmemişimdir aslında daha bahsetmek istediğim yerler vardı... Mesela Tuna tatile gittiğinde Arın'ın yaptıklarından ya da Tuna'nın babasının Arın'la olan sohbetlerinden veya Tuna'nın yeni evi, gelecekte Arın'la paylaşacakları evde yaşadıklarından... ama susup o kısımları kitapta okuyup öğrenin diyorum =)
Cidden tam anlamıyla bir film olabilecek kitaptı ve bir filmi izler gibi zevkle okudum kitabı :)
Özellikle de kitap bir erkek karakter tarafından Arın'ın tarafından anlatılıyordu. Açıkçası bir kadın yazar bu kadar mı güzel anlatırdı bir erkeğin duygularını... cidden takdir ve tebrik ettim sizi Fatma Hanım. :) Ahh bir de kitabın sonlarında Arın'ın yaşadığı şoku sanmayın ki sadece Arın yaşadı vallaha kalbime inecekti hani... Ne oluyoruz be! dedim yani :)
~~~*~~~
"Seni sevmek için, senin bir bakışını, gülüşünü, sözünü, onayını bekleyen biri daha var, Tuna.
Seni sevmeye hazır biri daha var."
~~~*~~
Fatma Erdek kitaplarını konusunu bilmeden bile alabilecek derecede çok seviyorum. Kadın mükemmeli yazıyor ve hissettiriyor. O yüzden eğer Fatma Hanım'ın adını görüyorsanız bir kitapta bu blogger o kitabı size gözü kapalı tavsiye ediyor demektir :)
Kitabın adı : Ben O Değilim
Yayınevi : Ephesus Yayınları
Sayfa sayısı : 544
Kitabın tanıtım yazısı :
Siz hiç, birbirine tıpatıp benzeyen ikizler gördünüz mü? İşte ben onlardan biriyim... Adım, Arın Soylu.
Genç, yakışıklı, güçlü ve mutlu bir erkeğin hayatı, bir anda nasıl altüst olur? Kolay… Bunun için, serseri ikizinizle, akıl almaz bir oyunun içine girmeniz yeterli. Sadece üç haftalığına, başka birinin hayatını yaşamaya cesaret ederseniz, beraberinde gelecek bütün sürprizlere de hazırlıklı olmalısınız.
Ben de hazırlıklıydım. Ta ki onu görene kadar... Tuna'mı… Bal rengi saçları ve güneş gibi parlayan yüzüyle, birdenbire hayatımı kökünden değiştirmişti. O benim beklediğimdi, o benim geleceğimdi. Onu elde etmeme kimse engel olamazdı. Hiçbir şey beni durduramazdı. Durduramadı da…
Başardım mı? Evet! Onu aşkıma inandırdım. Onu kendime âşık ettim. Peki ya sonra? Hiçbir yalan sonsuza dek sürmez, öyle değil mi? Bir gün, hiç ummadığım bir anda, yalanımla yüzleşmek zorunda kaldım. Artık 'Ben o değilim' desem de bir faydası yoktu. Tuna bana inanmıyordu. Ne yapacaktım şimdi? Vaz mı geçecektim hayatımın kadınından? Elbette hayır! Bedelini ödeyip, seni kazanacağım, Tuna cadısı! Her ne olursa olsun…
Konusu ilgi çekici gözüküyor. Yayınınızı okuyunca merak ettim. Bir çok yerde görmüştüm ama fırsat bulup okuyamamıştım. En kısa zaman da okucam teşekkür ederim.
YanıtlaSilTavsiye ederim, Fatma Erdek favori yazarlarımdan biri olmanın yanında eserleri cidden takdiri hak edecek ve her kitaplıkta bulunmasını tavsiye edeceğim bir yazar. :) kısa zamanda okuyun derim :)
Sil