8 Kasım 2018 Perşembe

0 Maya Banks - Sürgün (McCabe Trilogy #2)


~~~*~~~
Onun asker. Alaric en başından beri onundu. Ama kader bunu kabul etmiyordu. Kalbinde ondan başkasına yer yoktu ve ömrünün sonuna kadar olmayacaktı.
~~~*~~~

Bir kez daha bu ayı historical romans ayı yaptığıma memnun oldum yoksa McCabe Üçlemesi'ni okumayı devamlı erteleyecek ve böylesine muhteşem İskoçlardan mahrum kalacaktım. Benim gibi İskoç sever biri için oldukça kötü bir durum... bütün İskoç'ları okumalıyım ve hepsini kitaplığıma sıralamalıyım.. :)

Maya Banks'in okuduğum ikinci kitabı aynı zamanda McCabe Üçlemesi'nin de ikinci kitabı Sürgün'de en az ilki kadar iyiydi hatta bence ondan daha da iyiydi. Yine akıcı ve sürükleyici bir kurgusu vardı kitabın ama bu sefer aşk ile görevler arasında kalmış bir çift vardı. Belki de bu imkansızlık kitabı ilk kitaba göre daha iyi yaptı benim gözümde bilemiyorum. 

~~~*~~~
Üzgün bir şekilde uyuyan askere baktı. Onun askeri. Hayır, o Rionna'ya aitti. Hayaller kurduğu adamın bile ona yasak olması tam olarak Keeley'e göreydi. 
~~~*~~~

Kitabın konusuna değinip ondan sonra detaylı bir yoruma gireceğim; İskoçyalı'nın Kolları kitabından tanıdığımız Alaric McCabe, ağabeyi ve erkek kardeşi Caelen ile beraber düşünülerek aldıkları kararlar sonrasında daha güçlü olup düşmanlarını yenebilmek adına McDonalds Klanı ile anlaşma yaparak McDonalds'ın varisi Rionna ile evlenmeye karar verir. Ağabey Ewan gibi aşkı bulma ümidinden vazgeçerek görevi için evlilik yoluna girmeye karar veren Alaric, Rionna'nın klanına giderken saldırıya uğrar ve ağır bir şekilde yaralanır. Onu bulan Keeley hem Alaric'i iyileştirmeye çalışır hem de kapısına gelen ve ağır yaralı bu askere farkına varmadan aşık olmaya başlar. Alaric'in yaralanıp ortadan kaybolmasının ardından McCabe kardeşler onları bulduktan sonra Keeley'i de alarak Alaric'i kendi topraklarında iyileştirmesini ister. Kendi klanından sürgün yemiş olan Keeley, kimsesizliği ile McCabe topraklarındaki sahiplenilme karşısında bir yere ait olmanın ne demek olduğunu yeniden tadarken Alaric'in Rionna ile evlenmek zorunda olduğu gerçeği ile sarsılır. 

Alaric ve Keeley, aşklarını geçici süreliğine de olsa yaşayıp sonrasında kalplerine gömüp Alaric'in görevini yerine getirmeye karar verirler. Kalpleri birbirleri için çarpsa da kaderlerinin ayrı olduklarını düşünürken aslında kaderin onlar için o kadar inanılmaz bir sürprizi vardır ki bütün sorunlar çözülürken aslında yeni sorunlar boy gösterir. 

~~~*~~~
"Meleğim!"
"Evet, asker. Meleğin seni sakinleştirmeye geldi. Şimdi söyle bana, yanına uzanırsam usul usul uyuyacak mısın?"
"Gelmene sevindim, sen gidince kötü oluyorum."
Bunları duymak Keeley'i mutluluktan uyuşturuyordu. Yatağa girip ona iyice sokuldu. Alaric de hemen ona sarılmıştı. 
"Bu sefer gitmeyeceğim, asker; seninle kalacağım artık."
"Bu sefer gitmene izin vermeyeceğim."
~~~*~~~

Öncelikle kitapta Ewan ve Mairin'i bolca görmemiz kadar güzel bir şey olamaz. Aşık bir adam olan Ewan'ın şimdi doğumu yakın olan Mairin için endişelenmesini okumak çok tatlıydı. 

Ayrıca bu sefer Christina ile Cormac'ı da mutlu sona uğurladık. Onları da ilk kitapta bolca görmüş birbirlerine attıkları kaçak bakışları yakalamıştık. Onları da mutlu sona uğurladık bence yazar burada bu detayı işleyerek çok güzel yapmış. Bir okur olarak yan karakterlerin de aslında ne kadar önemli olduğunu görmeyi çok severim, yazar bana bunu tattırdı. 

Alaric ile Keeley arasında geçenler çok romantik, çok duygusaldı ve hüzün doluydu. Alaric'in yapmak zorunda olduğu evliliğe kadar birbirleriyle geçirdikleri zamanı biriktirip gelecekte o anılarla teselli bulma çabalar... 

Bu paragraf spoiler olacak ama, kitapta en çok yaralayan kısımlardan biri Alaric'in evlenmeden önceki gece göl kenarında Keeley'e veda edip son kez sarılıp öpmesi... bunun için Caelen'in yardımcı olması... bir diğeri de Keeley, Alaric'i korumak için okun önüne atlaması ve ölümle burun buruna gelmesiydi. O son sahnede Alaric, Keeley'i tekrar göl kenarına götürüyor, ona gerçekten veda edişi...gözlerimi doldurdu. Cidden muhteşem ötesiydi. İşte bu sahneler yüzünden ilkinden daha iyiydi diyorum. Çünkü aşkı iliklerine kadar hissettiriyordu. 

~~~*~~~
"Aramızdaki bu çekimi görmezden gelmemi bekleyemezsin, Keeley. İstesem de buna engel olamadım. Bu zamana kadar hiçbir kadına bu kadar yoğun şeyler hissetmemiştim. Senin için ölüyorum, anlasana."
"Söylesene asker. Bana ne olacak? Başka biriyle evlendiğini görmek için mi seninle olacağım? McDonald lordu olduğunda ben ne yapacağım?"
~~~*~~~

Kitabın sonlarında Caelen'in yaptığı muhteşemdi. Hayranlıkla okuduğum sayfalardı ve hep olmasını istediğim şey oldu. Rionna'nın verdiği tepkiye ben de şaşırdım ve içimden bir ses başka sebepler de olduğunu söylüyor sanırım o kısımları 3. kitapta okuyacağım. 

Mutlu sonları seven bir okurum ve şunu söylemeliyim ki Alaric ve Keeley'e mutlu son çok yakıştı :)

Bu seriye mutlaka el atın! Benim gibi bu türü, İskoçları seviyorsanız kaçırmayın! Bu arada aşağıda size birkaç tanecik alıntı da bıraktım ;)

~~~*~~~
"Sana - bize - engel olamıyorum artık. Biliyorum evlenip McDonaldlar'a katılman gerek. Sonra lord olacaksın, bu senin kaderin. Ve gerçekten muhteşem bir kader... Seni bundan alıkoymayacağım. Sadece bir gece istiyorum, kollarında bir gece. Böylece buradan gittiğin zaman seni hep bu şekilde hatırlayacağım."
~~~*~~~

~~~*~~~
Ona dokunmaya, onu koklamaya bayılıyordu. Onu yanında hissetmeyi seviyordu. Ömrünün geri kalan her gününde böyle uyanmak için her şeyini verebilirdi. 
~~~*~~~

~~~*~~~
Keskin bir baltanın oduna vurması gibi kalbi acıyordu. 
Onunla birlikte olmak ne güzeldi! Ama ona hem sahip olup hem de kavuşamamak acıların en büyüğüydü. 
~~~*~~~

~~~*~~~
"Ne yapacağız, Alaric?" diye fısıldadı. "Bunlar kalıcı değil."
Parmaklarını saçlarının arasında gezdirirken yanağını onun alnına koydu. "Tek günlük de olsa her anın tadını çıkaracağız. Ayrılma zamanı geldiğinde bütün bu gecelerimizi düşünüp aramızdaki tutkunun ne kadar güçlü olduğunu hatırlayacağız."
~~~*~~~

Kitabın adı    : Sürgün
Orijinal adı   : Seduciton of a Higland Lass
Yazarı           : Maya Banks
Seri Adı        : McCabe Trilogy #2
Çevirmen      : Miray Çınar
Yayınevi        : Koridor Yayınları
Sayfa sayısı    : 360

Kitabın tanıtım yazısı: 

"İskoç tarihi aşk romanlarının parlayan yıldızı."
-Monica McCarty-

Alaric McCabe doğuştan hak edilmiş topraklar için savaşan bir klanı yönetmektedir. Artık görev gereği bir evlilik yapmaya da hazırdır. Fakat komşu bir klan liderinin kızı olan Rionna McDonald'la anlaşmaya giderken yolda pusuya düşürülür ve ölümle burun buruna gelir. Mucize eseri bir Highland meleğinin yumuşak dokunuşuyla hayata döndüğünde klanına bağlılığı ve en derin arzuları da sınanmış olur.

Kendi klanından dışlanmış olan Keeley McDonald sevdiği ve güvendiği insanların ihanetine uğramıştır. Yaralı savaşçının attan düşmesiyle Keeley bu cılız ama aynı zamanda güçlü görünen bedenin etkisinden kurtulamaz, tıpkı onun gibi Alaric'in de yüreğini bir alev sarmıştır. Komplo ve tehlike çemberi onlara doğru yaklaştıkça Alaric'in ne kadar imkansız görünse de bir seçim yapması gerekir: Kendi kanından olanları aldatmak pahasına bu kadının aşkına inanacak mıdır? 

Hiç yorum yok :

Yorum Gönder

Kitap ya da yazı hakkındaki görüşünüzü bizimle paylaşın