8 Aralık 2018 Cumartesi

0 Jennifer Royce - Zorba Aşık


~~~*~~~
"Bir gelinciğin dikenleri bile olsa bir şahinin pençesinde ne kadar aciz durduğunu biliyor musun? Çok çabuk örselenir, o kan kırmızısı kadife yaprakları tek bir dokunuşla dağılır. Dikenli bir gelincik olsan da benim pençelerimin arasında hiçbir şansın yok."
~~~*~~~

Sonunda Jennifer Royce'un çıkan son kitabını da okudum. Jennifer Royce, çok sevdiğim yazarlardan birisi olmanın yanında kendi kültürü olmayan bir türü oldukça güzel yazıp, sağlam kurguları kaleme alıyor olmasıyla hayranlığımı kazanıyor. 

Akıcı, sürükleyici, aşk dolu ve heyecanlı kurguları kaleme alan yazar biz historical romans severlerin okumaktan asla vazgeçmeyeceği Highland'ı konu alan klan beylerini anlatıyor. Zaten bu türü okumaya fazlasıyla hasret olduğumuz için lütfen daha fazla yaz Jennifer Royce demeden duramayacağım.

~~~*~~~
"Biraz önce burada gördüklerimin gerçek olduğunu söyleyin. Küçük bir kız size kafa tuttu, size! Howkslot Lordu'na! Tanrım! Daha önce böyle bir ateş parçasıyla karşılaşmadığınıza eminim."
~~~*~~~

Kitabın kısaca konusuna değinmek gerekirse; klanı Lord Fergus tarafından ele geçirilen Sheena, Fergus'un oyunlarına alet olmamak adına, ölüm döşeğindeki babasının isteğini yapıp elindeki gizli tünelin haritasıyla Lord Troy'un topraklarına gider. Oraya sığınacak, Fergus'tan kaçacak ve bir şekidle hayatta kalacaktır. Ancak işte hiç de öyle umduğu gibi gitmedi. Lord Troy'un oldukça korunaklı olan kalesine girdiğinde kendinden olmayan insanları tanıyabilmek için belirli yöntemlere başvuran klan halkı ve güvenlik önlemleriyle Troy'a yakalanan Sheena, kimliğini gizleyerek orada kalmaya başlar. Ancak hiçbir şey hiçbir zaman göründüğü gibi olmadığından ve hiçbir zamanda hayat planlandığı gibi gitmediğinden dolayı süregelen olaylar Troy ile Sheena'yı yakınlaştırırken iki gencin kalbinde filizlenmeye başlayan aşk kendini gösterirken aksilikler yakalarını bırakmaz. 

Kitabın başında Sheena'nın yolculuğu cidden çok güzeldi. Hayranlıkla okurken onun o meraklı burnunu her şeye sokmasını ise eğlenerek okudum. 

Troy'un güvenlik için üretiği çözümler çok yaratıcıydı ve daha önce hiçbir kitapta okumadığım bir detay olması çok hoşuma gitti. 

Troy ile Sheena arasındaki diyaloglar, olaylar ve yakınlaşmalar hatta kavgalar bile oldukça eğlenceliydi. Sizi bilmem ama ben klan lideri daha olsa onlara meydan okuyabilecek, isyan edebilecek karakterde kadınları okumak çok hoşuma gidiyor. 

~~~*~~~
"Geçmişini ve aşık olduğun kadını hiçbir şekilde unutmanı veya silmeni istemiyorum. Sadece istediğim bana saygı duyman ve güvenmen. Çok şey mi istiyorum?"
"Benim istediğimden daha fazla şey istemiyorsun. Bedeninle birlikte sana ait ne varsa istiyorum. Saygı ve güven kazanılır Sheena. Beni inandır, bana öyle aşık ol ki seven bir kadının bana asla ihanet edemeyeceğine inanayım. Öyle vazgeçilmezim ol ki sensiz bir gelecekten en azılı düşmanımdan daha fazla korkayım. Karanlıklarımı aydınlat ki seni saygıyla yüreğime kabul edeyim."
~~~*~~~

Rhona'yı çok sevdim ama o kadında aynı zamanda sevmemem gereken şeyler varmış hissi de yaşadım. Onun geçmişini daha detaylı okumak isterdim açıkçası. 

Jahara oldukça sürpriz bir detaydı kitapta. Onunla ilgili de daha fazla detay okumak isterdim. Sonunun ne olacağını bilmek isterdim. 

Troy'un Fergus ile ormanda karşılaştıkları anda... tuzağa düşerken avcı durumuna düştükleri zamanı daha detaylı okumayı çok isterdim. Keşke o kısımdaki dövüş sahnesini daha fazla yazsaydınız sevgili Jennifer Royce. 

Ayrıca kitabın sonunda Sheena'nın babasının ve Troy'un geçmişine dair açıklanan sır cidden büyük bir sürpriz oldu. Yazarın son dakika golüydü sanki... sevdim o sürprizi. :)

Kitaba dair söylemek istediğim kısımlar var ama spoiler olmasından korkuyorum. O yüzden sanırım kısa kesmem daha doğru olur. 

~~~*~~~
Troy karısının hatırlatılmasıyla yeniden öfkelendi. "Onu anlayabilmek için ne gerektiği hakkında hiçbir fikrim yok. Hangi düşüncenin etkisinde kaldığı ve neden öyle davrandığını bilseydim..."
"Sevilme ihtiyacı için olmasın sakın?"
"Hayatında bir kez bile evlenmemiş olan bekar adam mı bunu söylüyor?"
"Bu gözler, senin gibi aklı bacak arasında olup da elindeki kadınını kaçıran hödükleri çok gördü. Bu kızları sadece korumak yetmiyor. O dilini başka yerlerde kullanacağına, karının kalbine girmek için kullan."
~~~*~~~

Kitabı çok beğendim, dediğim gibi bu tür kitaplara hasretiz bu yüzden okumaktan ve çok büyük zevk aldım. Jennifer Royce favori yazarlarımdan biri wattpad'de bulunan hikayelerinin hepsinin kitap olmasını büyük bir hevesle bekliyorum. 

Kitap benim nazarımda 5 üzerinden 4'lüktü. Bu kadar beğenmişken neden 4 derseniz, Jahara ve Rhona'nın daha fazla yer almasını isterdim. Onların hikayesi değildi belki ama çok merak ettim onları ben :) Bir de Fergus ile Troy'un ormanda savaştıkları kısmın daha fazla detaylı olmasını isterdim. Dövüş kısımlarına dair bilgiler fazla detaylandırılmamıştı bu yüzden sanırım 4 vermem daha doğru olur diye düşünüyorum. 

Bence bu yazarı mutlaka denemelisiniz, cidden bu türde çok güzel yazıyor. 

Ayrıca kapak tasarımına bayıldım ve bölüm aralarındaki kadın ve şahin figürüne de bayıldım. 

~~~*~~~
"Beni terk edip gittiğin günden bu yana sensizlik bir dağ gibi içimde büyüdü. Zamanla acı azalır derler ama hiç öyle olmuyor, her geçen dakikayla büyüyor. Sonunda dayanamadım ve senin yakınlarında olmalıyım dedim kendi kendime, yoksa nefes alamaz hale gelmiştim. Seni seviyorum. Ne vermeyi kabul edersen ona razı olacağım."
Troy onun yüzünü avuçlarına alarak yukarı kaldırdı. 
"Sana yüreğimle birlikte bütün bir ömrümü vadediyorum. Sadece bana ait olman karşılığında emrine amadeyim. Seni seviyorum."
~~~*~~~

Kitabın adı    : Zorba Aşık
Yazarı           : Jennifer Royce
Yayınevi        : Parola ayınları
Sayfa sayısı    : 448

Kitabın tanıtım yazısı: 

Kalesini ele geçiren acımasız Lord Fergus’tan kurtulabilmek için hasta babasını geride bırakmak zorunda kalan Leydi Sheena, kalesinin ve kalbinin kapısını tüm dünyaya karşı kapatmış olan bir adama sığınmak zorunda kalır. Üstelik gizli bir geçidi kullanmak zorundadır ve Hawkslot Lordu’nun bundan haberi yoktur.

Hawkslot Lordu Gawyn Troy Kennedy düşmanın zayıflıklara karşı merhametsiz olduğunu çok acı bir şekilde öğrenmiştir. Ailesini kaybettiği o lanetli baskından sonra sorumluluğunu yüklendiği halkını korumak için saplantılı tedbirler almak zorunda kalmıştır.

Bütün önlemlerine rağmen kalesine giren genç kızın yalancı ve hain olduğundan emin olan Troy, güzel yüzüne ve masum tavırlarına rağmen düşmanları tarafından gönderildiğine inandığı bu kadınla ne yapacaktı? Ömür boyu tutsak olarak kalesinde mi tutacaktı? Yoksa genç kızın nişanlısı olduğunu söyleyen tehlikeli ve sinsi Lord Fergus’a mı teslim edecekti?

Bir hain olarak suçlanan Sheena kendi ayaklarıyla girdiği bu tutsaklıktan kaçabilmek için planlar yaparken, Lord Troy ise hem düşmanlarına kalesini hem de genç kadına kalbini teslim etmemek için amansız bir mücadeleye girişmiştir.

Hiç yorum yok :

Yorum Gönder

Kitap ya da yazı hakkındaki görüşünüzü bizimle paylaşın