11 Haziran 2019 Salı

0 Aslı Genç Gürışık - Beni Sevdiğin Kadar


~~~*~~~
Hayat ne garipti... İnsan çaresiz kalınca düşmanına bile el uzatabiliyordu. 
~~~*~~~

Bir Türk yazarın kitabıyla karşınızdayım. Zaman zaman diyorum ki Türk yazarlardan da muhteşem kurgular çıkıyor ama zaman zaman da  böylesine heveslenip aldığım kitaplar beni hayal kırıklığına uğratıyor da. 
Bu kitap da heveslenerek aldığım, kapak tasarımına tav olduğum ama hayal kırıklığına uğrayıp beklediğimi bulamadığım bir kitap oldu. 

Şimdi size soruyorum. Sizce de kitabın tasarımı romantik komedi havasında değil mi? Şahsen ben öyle hissettim ve ne yazık ki kitap öyle değildi. Tabi ki kapaklar her zaman yanıltıcı olabiliyor, ama bu kapak bence romantik komedide çok daha güzel olurdu  gibi geldi. 

Yazarın kitabını ilk kez okudum ve bence kendisini geliştirmesi gerektiğini düşünüyorum. Bu kurgu hikaye olarak çok güzel olabilir ama kitap olmak için biraz hafif ve duygudan yoksun kalmış gibiydi. Şimdi yazarın fanları gelip de beni topa koymasın ama bu benim şahsi düşüncem. Türk yazar ve şans vermek istedim. Bir okur olarak fikirlerimi söylemeliyim ki yazarda eksiklerini fark edip onları geliştirmeye çalışmalı bence. Bu yüzden umarım bu yorumu okurken çok alınmaz, kırılmazsınız. 

Kitabın kısaca konusuna değinmek gerekirse; henüz 19 yaşında kardeşinin kaybetmiş ve annesi bu kayba dayanamayıp hayata küsmüş olan Oğuz, dedesinin karşısına gelip evlenmesini talep etmesiyle hayatı tepeteklak oluyor. Karşısına çıkardığı babasının kaybetmiş, kimsesi olmayan Firuze ile dedesinin zoru ile evlenen Oğuz, başlarda genç kadını yok saysa da zamanla ona aşık oluyor. Tabi ki Firuze tarafında da durum aynı şekilde. Başlarda Oğuz'u önemsemese de zamanla aşık oluyor. Tam aşklarını birbirlerine itiraf ettiler mutlu son diyeceğimiz zamanda başka olaylar çıkıyor ortaya. 

~~~*~~~
"Günlerdir senin mutluluğunu inşa etmek için uğraşıyorum. Bir gün bana dua edeceksin, oğlum."
"Senin mutluluk diye tanımladığın şey, aslında benim için hapishane olacak biliyorsun değil mi?"
~~~*~~~

Genel olarak bakıldığında tam bir Türk filmi kıvamındaydı kitap. Umulmadık entrikalar ve ihanetler... bir anda ortaya çıkan başka haberler... falan... 

Kitapta sevdim diyebileceğim kısım okunsun diye +18 içerik konulmamasıydı. Çünkü biliyorsunuz ki bazı yazarlar sırf okunma oranı için bu kısımları yazıyorlar. Bu kitabın öyle olmamasını sevdim. Bir de karakterlerin utangaç ve naif yapılarını sevdim. 

Eleştirebileceğim kısımlar ise sanırım biraz fazla. Öncelikle çok fazla kolay aşık oldular. İstenmeyen bir evlilik yaptılar, başta yok sayma modu yaratmaya çalışıldı ama sonra aşık olma yolu göründü, bir anda aşk itirafları ortaya çıktı. Arkadaş hangi ara aşık oldunuz siz. Duygu kısmında biraz eksiklik vardı kitapta. 

Bir de Firuze'nin başına gelenler, Nurullah ve Ebru yengenin yaptıkları falan... ne bileyim bir rakip, ihalede karşı karşıya geldiği bir başka firma falan olsaydı daha güçlü bir yöne gidebilseydi kurgu güzel olurdu ama bu hali biraz hadi bunu da yazayım hareket gelsin modu hissettirdi. 

Mustafa Dede'nin itirafı ve oğluyla ilgili açıkladığı gerçek ise... bence o hiç olmasaydı ev bütün suç dedede kalsaydı daha iyi olurdu bu şekilde sanki dede affedilebilsin modu olmuş.

~~~*~~~
"Bir kadına kendimi yakın hissetmek korkutuyordu beni. 
Çünkü hayatımı etkileyen en büyük kayıplarımın tek nedeni kadınlardı. 
~~~*~~~

Ayy çok eleştirdim susuyorum.Ancak benim beklentimi karşılayan bir kitap olmadı ne yazık ki :( Dilerim yazar kalemini biraz daha geliştirir ve duyguları ön plana çıkartarak okuru etkileyecek şekilde yazar. Yolu açık olsun diyorum kendisine. 

Okumayı planlayanlara da beklentilerini çok yükseltmemelerini söylüyorum. 

Kitabın adı    : Beni Sevdiğin Kadar
Yazarı           : Aslı Genç Gürışık
Yayınevi        : Parola Yayınları
Sayfa sayısı    : 304

Kitabın tanıtım yazısı: 

Onda daha önce görmediğim bir kararlılıkla burnumun dibine kadar girdi. “O odada ne saklıyorsun?”

Meraklanması hoşuma gitse de gülümsememek için ciddi görünmeye çalıştım. Ağır ağır etrafında daire çizdikten sonra tam karşısında durdum. Gözlerinin derinliklerine bakarak,

“Çok mu merak ediyorsun?” dedim.

Konuşmak yerine sadece başını öne arkaya sallayarak sorduğum soruyu cevapladı.

“Peki, odadaki sırrı öğrendiğin zaman sonsuza dek benimle kalmak zorunda olduğunu biliyor musun?”

“Sonsuza dek… Seninim…”

Dudaklarım duyduklarımın hevesiyle kıvrılırken elini sımsıkı tuttum. “Bunun dönüşü yok, biliyorsun!”

“Biliyorum.”

Onları birbirine bağlayan geçmişin karanlık sırrından habersiz iki farklı hayat.

Oğuz ve Firuze’yi bir araya getiren kader miydi?

Hiç yorum yok :

Yorum Gönder

Kitap ya da yazı hakkındaki görüşünüzü bizimle paylaşın