~~~*~~~
"En kötü tarafı ne biliyor musun? Bir şeyi unutmaktansa onu unuttuğunu hatırlamak."
~~~*~~~
Kitabın beni şaşırttığını söylemeliyim. Kitaba başlarken böylesine bir kurgu beklemiyordum beklediğimin çok dışında çıktığını itiraf etmeliyim.
Öncelikle doğru bir benzetme olur mu bilemedim ama The 100, The Rain, The Walking Death türündeki dizileri seviyorsanız bu kitap tam sizlik!
Yazar oldukça ilginç ve değişik bir kitap yazmış. Zaman zaman durgun gitse de ilgi çekici içeriği yüzünden elinizden bırakamıyor ve sonunu merak ettiriyor. Sonunda ise şaşırtıyor okuru.
Kitabın konusuna değinmek gerekirse, dünya üzerindeki insanlar gölgelerini kaybetmeye başlıyorlar ve gölgesini kaybeden her insan zamanla anılarını kaybediyor. Hafızalarını kaybeden insanlar günlük hayatta kalma alışkanlıklarını da kaybediyorlar. Yemek yemeyi unutuyorlar ve yer geliyor nefes almayı da unutuyorlar. Ory ve Max böyle bir dünyada hayatta kalmaya çalışırken bir gün Max'de gölgesini kaybeder. Her şeyi unutacağından daha da önemlisi zamanla sevdiği adamı unutacağından korkan Max, Ory'i terk eder. Kitap da tam orada başlıyor bence. Ory karısını arama yolculuğuna çıktığında ve Max, Ory'nin onu aramayacağı yerlere doğru giderken hayatın onlar için çizdiği yolu ve hayatı okuyoruz.
Başlarda durgun gittiğini düşünsem de ilerleyen sayfalarda kitap ilginç bir hal alarak merak uyandırıyor.
Kitaba dair çok detay veremiyorum çünkü heyecanı kaçar diye korkuyorum. Ancak şunu da sonu beklediğim gibi çıkmadı hele ki Ory'nin Max'i bulduğunu düşündüğü zamanki satılar en merak ettiğim satırlardı ama yazar cidden hayatının şokunu yaşatıyor okura.
İlginç, değişik ve merak uyandırıcı bir kurgusu vardı kitabın. Eğer ki yorumun başında bahsettiğim dizileri seviyorsanız bence bu kitabı da bir deneyin.
Bu arada kitabın hem ciltli hem de karton kapaklı baskısı var ben normalde ciltli sevmem ama bu kitabın ciltlisine vuruldum :D
~~~*~~~
Bir hatıranın beyinden silinmesi ile kalpten silinmesi arasında fark var. Anılar, senin için ve olduğun kişi için ne kadar fazla anlam ifade ederse, kalp da unutmakta o kadar zorlanıyor. Ancak narin bir şey senden uzaklaştırılmaya çalışıldığında buna karşı koyarsan ne olur? Önce esner, sonra da yırtılır.
~~~*~~~
Kitabın adı : The Book of M
Orijinal adı : The Book of M
Yazarı : Peng Shepherd
Çevirmen : Melda Dinçer
Yayınevi : Ephesus Yayınları
Sayfa sayısı : 448
Kitabın tanıtım yazısı:
Bir akşamüstü, Hindistan’da akıllara durgunluk veren bir olay yaşanır. Sıradan bir adam gölgesini kaybeder ve bu olay tüm dünyaya yayılmaya başlar. Gölgelerini kaybedenler yepyeni güçlere kavuşsalar da bunun karşılığında ciddi bir bedel ödemek zorundadırlar: Bütün hatıralarını kaybetmek.
Ory ve karısı Max, ormanın derinliklerinde terk edilmiş bir otele sığınarak şimdiye kadar Unutuş’tan kaçmayı başarmışlardır. Ama bir gün yaşadıkları beklenmedik bir olay, tüm planlarını altüst eder. Ory ve Max’i oldukça tehlikeli bir yolculuk beklemektedir.
“Bu kitap büyük bir özenle hazırlanmış, dünyanın sonunu anlatan bir gerilim romanı… Shepherd’ın beklenmedik gelişmelerle okuru şaşırttığı ve anılarımızın ne kadar değerli olduğunu bize ustalıkla anlattığı The Book of M, oldukça çarpıcı ve yaratıcı bir dille yazılmış.”
-USA Today
Blogunuzu zevkle takip ediyorum.Vakit ayırmak isterseniz,yeni açtığım bloguma sizi de beklerim.Sağlıcakla Kalın.
YanıtlaSilhttps://hepfragmanizle.blogspot.com/
Her yerde görüyorum bu kitabı ya çok iyi reklam yapılıyor ya da gerçekten güzel bir kurguya sahip. Okunacaklar listemde, umarım severim. :D
YanıtlaSilhttps://kitaplarinsenfonisi.blogspot.com/
Bu tür kurgular sevildiğinden dolayı çok okunuyor. Hatırlarsanız The 100 serisi ilk çıktığında nasıl ses getirmişti. Bu tür kurgular değişik ve ilgi çekici oluyor. Bu yüzden her yerde görüyorsunuzdur. Deneyin bir beğenirisniz distopik, fantastik şeyleri seviyorsanız.
Sil