Artık 2019 biterken kitaplığımda yerini alan son iki yeni kitabımı da sizlere tanıtmak istedim.
Her ikisi de Arkadya Yayınları'nın yeni kitapları. Arkadya Yayınları, çağdaş kadın edebiyatı türünde oldukça güçlü kurguları okurların karşısına çıkarırken aynı zamanda yaşanmışlıkları da gözler önüne seriyor. Bizler her ne kadar kurgu olarak okusak da çoğu şeyi aslında bir yerlerde bir zamanlar bu hayatların benzerleri yaşanmıştı. Arkadya Yayınları bu tür yaşanmışlıkları okurlarıyla buluştururken bence bizleri de aslında bazen hayatın acı gerçekleriyle de yüz yüze bırakıp hayatımızın değerini bilmemizi istiyor.
Sizleri bilmiyorum ama ben bu tür kitapları okumayı cidden çok seviyorum çünkü gerçekten bazen acımasız gerçekleri görmek bilmek gerek diye düşünüyorum.
Bu arada kapak tasarımlarına ve püsküllü ayraçlarına da bayıldığımı söylemeden geçmeyeceğim :)
Kitaplara gelince;
- Güneşin Ardındaki Topraklar
- Her Kalp Kendi Şarkısını Söyler
Kitapların kısaca tanıtımlarını sizlere yazmak istiyorum;
Orijinal adı : Paper Wife
Yazarı : Laila İbrahim
Çevirmen : Yasemin Büte
Yayınevi : Arkadya Yayınları
Sayfa sayısı : 368
Kitabın tanıtım yazısı:
Takvimler 1923 yılını işaret ederken, Kuzey Çin’de anneleri evlatsız, çocukları yetim bırakan ağır bir savaş hüküm sürmektedir. Henüz on sekiz yaşındaki Mei Ling’in ailesi de bu savaştan nasibini almıştır. Geri kalan ailesinin açlıktan ölmemesi, hayatlarının kurtulabilmesi için Mei Ling’in omuzlarına büyük bir sorumluluk yüklenmiştir: Para karşılığı hiç tanımadığı bir adamla evlenmek. Üstelik de sahte bir isimle…
Yanında ona tamamen yabancı bir adamla uzaklara, onun için güneşin bile ardındaki bir ülkeden ibaret olan Amerika’ya olan uzun yolculuğu başladığında, tutunduğu tek şey orada güzel bir hayatı olacağına dair hayalleridir. Fakat çok geçmeden yalanlarla örülü bir çemberin içinde olduğunu, artık kocası olan bu yabancıya güvenemeyeceğini fark eder. Dilini bile konuşamadığı bir ülkede, sadece kendisi için değil, karnındaki bebek ve büyük bir tehlikenin içinde olan yetim bir kız çocuğu için de savaşmak zorundadır.
Peki, Mei Ling sevdiklerinden bu kadar uzakta bir başına hayatta kalabilecek, sahte evliliğine rağmen gerçek bir aile kurabilmeyi başarabilecek midir? Güneşin Ardındaki Topraklar, cesaret ve inançla atan bir kalbin inanılmaz yolculuğunu her sayfada yüreğimize işlerken, anneliğin mutlaka bir canlıyı dünyaya getirmek demek olmadığını bizlere bir kez daha hatırlatıyor.
Orijinal adı : Das Herzenhören
Yazarı : Jan-Philipp Sendker
Çevirmen : Elif Özkaya
Yayınevi : Arkadya Yayınları
Sayfa sayısı : 320
Kitabın tanıtım yazısı:
Başarılı ve ünlü bir avukat olan babası tam da Julia’nın fakülteden mezun olduğu günün ertesi sabahı ardında hiçbir iz bırakmadan ortadan kaybolur. Birkaç yıl sonra ise annesi şans eseri bulmacanın bir parçasını bulacaktır; Mi Mi adlı gizemli bir kadına 40 yıl önce yazılmış ama gönderilmemiş bir mektup.
Babasının geçmişindeki gizemi çözme isteğiyle Julia kariyerini ve önünde onu bekleyen hayatı bir kenara koyar. Babasının kalbinin pusulasını takip ederek Mi Mi’nin bir zamanlar yaşamış olduğu yere gider. Yolculuğu onu doğunun esrarengiz bir bölgesine, küçük bir dağ kasabasına götürür. Orada babasını tanıyan ve kendisi hakkında da inanılmaz şekilde bilgi sahibi olan bir adamla karşılaşır. Merakına teslim olarak onunla buluşup ondan babasının gençliği hakkında şaşırtıcı hikâyeler dinler; çocukken kör olmuş, manastırda yetiştirilmiş ve hepsinden öte oralı bir kıza delice bir tutku beslemiştir.
Her Kalp Kendi Şarkısını Söyler, Amerika, Almanya, İtalya, İspanya, Hollanda, Japonya, Sırbistan, İsrail ve Hırvatistan’da sadece, okuyanların birbirlerine tavsiyesiyle yüz binlerce sattı, en çok konuşulan kitaplardan biri oldu.
tavsiyeni bende kaydettim bir süredir kitap okuyamıyor olsamda eski maratonuma döneceğim listeme aldım teşekkürler ...
YanıtlaSil