~~~*~~~
"Bu veda etmeyi bile beceremeyen, küçük ve parlak bir ay ışığına kapılan adamın yenik sesleri..."
Kalbimde bir kuş uçtu. Kanatları küldendi, ateşin kızgınlığında kavrulmuş kül olmuştu. İşte o kuş bu adamın yüreğine kondu. Küllerini oraya döküp onun ruhunda yeniden can buldu. İşte ben o kuşum, ben küllerimi onun kalbine döküp ve yine onun kalbinde korlaşıp yanan kuşum.
"Sen," dedi boğumlu bir sesle. "Sen benim bir türlü vazgeçemediğim, en güzel vedamsın."
~~~*~~~
Yıla Türk yazarlarla başladım öyle devam ediyorum hedefim bu yıl elimdeki bütün Türk yazarları okumak. Bu yüzden ağırlığı onlara vermeyi düşünüyorum.
İkinci olarak okuduğum Türk yazar kitabım Sümeyye Demirkan'ın Veda Caddesi Cevf kitabıydı.
Yanılmıyorsam yazarın yayınlanan ilk kitabı, hafif acemiliği hissedilse de güzeldi kitabı, yazdıkça daha iyi olacağını düşünüyorum.
Kitaba dair detaylı yorumuma girmeden önce kapak tasarımı çok beğendiğimi söylemeliyim. Esrarengiz bir tasarımı ve oldukça ilgi çekici, hazırlayan arkadaşın emeğine sağlık.
~~~*~~~
"Öyle bir şeysin ki," diye fısıldadı acı içinde. "Tüm kötü gecelerin sonunda doğan güneş gibi. Güneşin feryat figan ettiği günün ardından ruhuma vuran ay ışığı gibi."
~~~*~~~
Kitabın kısaca konusuna değinmek gerekirse; Aymira kardeşinin eğitimine ve babasının içkisine ve evin ihtiyaçlarını karşılayabilmek için elinden geleni yapan henüz on dokuz yaşında bir kızdır. Bir akşam taksiye çıktığı bir an aniden taksiye binen ve başına silah dayayan adamın hayatını tepetaklak edeceğinden habersiz hayatın acımasız fırtasında ayakta durmaya çalışırken tanışıyor Kamer ile. Kamer başına silah dayadığı şoförün ne bir genç kız olduğunu ne de buz tutmuş kalbini ıstacağını düşünmemiştir. O anın üzerinden geçen zamanın ardından tesadüfen ya da Kamer'in hayatının kuralları yüzünden karşılaşan Aymira ile Kamer büyük bir tehlikenin odak noktası haline gelmiştir. Kamer'in acımasız hayatı ve anlaşmaları Aymira'nın hayatını ve ailesinin hayatını tehlikeye atmaması için bir anlaşma yaparlar. Aymira tamamen tehlike geçmene kadar Kamer ile kalacaktır. Bu da Aymira'nın her şeyi olan kardeşinden ve idare etmek zorunda olduğu babasından uzaklaşması anlamına gelmektedir. Mecburen kabul eden Aymira, kazara girdiği Veda Caddesi'nin tehlikeli yüzüyle karşılaşır.
Kamer'in tehlikeli ve acımasız hayatının yanında yanında kalan Aytaç, Zeynep, Çetin ve Andaç ile aslında onun tehlikeli yanındaki korumacı kişiliği de görür. Bütün sert tavırlarıyla maskelemiş olduğu yaralı yanını görerek kalbi genç adama doğru uçmaya başlar.
Aymira ise Kamer'in o kirli hayatında belki de ona iyi gelen tek şey olur. İçindeki sevilmeye muhtaç adamı severken kendisinin de sevmeyi öğrenmesini sağlar.
~~~*~~~
"Ben çok güçlü bir adamım."
"Güçlüsün."
"Hiçbir kuldan korkmam."
"Korkmazsın."
"Asla kaybetmem."
"Kaybetmezsin."
"Ama ilk kez birine yenilmekten korkuyorum..."
~~~*~~~
Karakterlerin, özellikle Andaç, Zeynep ve Çetin üçlemesinin birbirleriyle olan iletişimini çok sevdim. Andaç ve Zeynep'in arasındaki aşkı her şeye rağmen gizli bir şekilde yaşamaları çok tatlıydı.
Kamer ver Aymira'nın arasındaki ilişkisi de güzeldi ama yan karakterlerin tatlılığı onları bastırdı bence. Aytaç ise... bence bu kitaptaki en merak ettiğim gizemli kişilerden oldu. Keşke o da mutlu olabilseydi ama suskunluğunun ardındaki acı... insanın içini acıtıyor.
Kamer'in ağzının pisliğini hiç sevmedim. Ben kitaplarda argo tabirleri sevmiyorum bir kez daha anladım bunu. Üzülerek söylüyorum ki o kısımlar olmasa daha memnun olurdum.
Zaman zaman fazla mı dramatize diye düşünmedim değil, ama konunun gidişatı da göz önüne alındığında böyle olması da gerekiyor gibi geldi. Kitaba biraz daha hareket gerekiyordu bence, zaman zaman durgun gittiğini düşündüm. Mesela kitabın başlangıcı şahaneydi, arada da öyle hareketler vardı o kısımlarda çok güzeldi.
Kitabın sonu ise, devamının geleceğini gösteriyor. Açıkçası Aymira'nın babasının onca şeyden sonra nasıl kızım diyebiliyor anlamıyorum. Ben olsam bir tane de ben vururdum diye düşündüm. Alper'e ... kızsam mı bilemiyorum. Kardeşimin o yaşlardaki halini hatırlıyorum da ne kadar delifişek olduğunu kesinlikle o durumda asla donup kalmazdı. Her ne kadar Aymira çoğa şeye kardeşi için katlansa da Alper son anda bence bir duruş sergilemeliydi.
~~~*~~~
"Özünde herkes iyidir, Diana.
Sorun şu ki; özümde kalmamı sağlayacak kimseyle karşılaşmadım."
~~~*~~~
Kitabın devamı gelecektir, son iki kelime devam edecek oldu. Bu yüzden Aymira ve Kamer'in hikayesi henüz sonlanmadı ikinci kitapta neler olacağını veya kendi mutlu sonlarına ulaşıp ulaşamayacaklarını göreceğiz.
Genç yetişkin okur kitlesine hitap ediyor diyebilirim ama çoğunlukla genç okurları sevebileceği bir kitap bence.
Bir kez daha diyorum, kapak tasarımı süper :D
Kitabın adı : Veda Caddesi Cevf
Yazarı : Sümeyye Demirkan
Seri Sıralaması : Veda Caddesi #1
Yayınevi : Ephesus Yayınları
Sayfa sayısı : 464
Kitabın tanıtım yazısı:
Adımları onu daha önce hiç bilmediği bir cad- denin başına itti ve bileklerinden başlayıp kal- binin orta yerine kadar o caddenin kaldırımla- rına kelepçelendi. İlk endişe bedenine, ilk acı kalbinin rahmine düştü. Sancılardan yoğrul- muş ruhu, böylesi bir ateşe ilk kez tanıklık etti. Yer ve gök yer değiştirdi, güneş söndü, rüzgâr delicesine esti ve adımlarının altındaki zemin kayarak onu bambaşka bir dünyaya hapsetti. Her şey bu karanlık gecenin çıkmaz sokağında meydana geldi. Göğün göğsünde bir kamer be- lirdi, onun körleşmiş yüreğine sanki bir pusula gibi ışık oldu, yön oldu, can oldu.
Adımları hızlandı; elini, tökezleyen kalbinin üzerine koydu. Orası, evet, tam da orası acıyordu. Yıllardır kalbinin değişmeyen, orayı yuva diye öğreten duygusuna yenilmemek için derin bir nefes aldı. Bu seferki kuvvetli, şiddetli ve öfkeliydi.
“Bir kere düştün yoluma, öylece gidemezsin. Hayat seni bıraktı avuçlarıma, tutmazsan düşersin. Yaşanacak çok şey var. Çünkü burası Veda Caddesi, çünkü burada her veda bir merhabayla başlar.’’
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder
Kitap ya da yazı hakkındaki görüşünüzü bizimle paylaşın