0 ALINTILAR // Victoria Alexander - Kaderimde Sen Varsın (Last Man Standing #2)

  Kitabın yorumu için tıklayınız!

"Bu dansı bana lütfeder misiniz?" deyiverdi Cavendish. Felicity onun çok daha hazırlıklı olmasını umuyordu ama adam gerçekten çok şaşkın görünüyordu. Bu son derece rahatlatıcı bir durumdu ve sinirleri birden boşalıverdi.

"Bu dansı mı?" Kaşı hafif bir eğimle yukarı kalkmıştı. 

"Diğer danslar kadar iyidir.  Tabii daha önce bu dansı için kimseye söz vermediyseniz."  Ona doğru eğilip kısık sesle konuşmasını sürdürdü. "Ama durum buysa bir sonraki dansı soracağım, o da doluysa ondan sonrakini ve bu siz kabul edinceye kadar sürecek."

İşte çekici şeytan tam karşısındaydı. "Ya da danslar sonra erene kadar."

"Gerekirse müzisyenleri ayarlarım ve sonsuza kadar çalarlar."

"Çok kararlısınız."

Büyük bir özgüvenle gülümsedi. Onu şaşırtan şeyin yol olmuş olduğu ortadaydı. "Gerçekten de öyle."

*****

""Benim gibi birisi -evlenebilir, dokunulmamış iyi aile kızı- söz konusu olduğunda seni evlenmeye zorlayacaklardır. Ve senin evlenmek gibi bir arzun yok."

"Ama sen evlenmek istiyorsun."

"İstiyorum ama seninle evlenmek istediğimi söylemedim."

Kırılmış gibi baktı. "Benim neyim varmış? Yanılmıyorsam iyi bir av olduğumu söylemiştin."

"Seni avlamak istediğimi söylemedim."

"Ama düzeltilebilir ve arzu edilir olduğumu söyledin." Başıyla onayladı. "Bunu çok net hatırlıyorum."

"Evet ama bu çok çaba gerektirir. Bu kadar çabaya değeceğinden emin değilim."

*****

"Anlıyorum."

"Neyi anlıyorsun?"

"Sen ona abayı yakmışsın."

"Yakmadım!"

"Pardon. Bir kez daha düşündüm de sana o kadar da uygun değil." Maddy başını salladı. "Zaten çok uzun boylu."

"Hiç de değil. Gayet uygun bir boyda."

"Fazla zayıf."

"Çok hoş hatları var."

"Saçları anlamsız bir kahverengi tonunda ve gözleri..." Maddy öksürdü. "Onlar da sadece kahverengi."

"Sadece kahverengi değiller," dedi öfkeyle. "Onlar samur kürkü gibi, derin, son derece zengin ve sonsuz. İnsan ruhunu o gözlere adayabilir ve bir an bile pişmanlık duymaz."

"Maddy tek kaşını kaldırdı.

"Kendimden bahsetmiyorum," dedi Nigel son hızla. "Sadece tarafsız bir erkek gözüyle bir kadının iyi niteliklerini takdir ediyorum."

*****

"Yeteri kadar düşündüm." Uzun bir nefes verdi. "Resmi geri alabilirsin. O konuda da aramızdakiler konusunda da zaferini ilan edebilirsin." 

"Ne?"

"Teslim oluyorum. Vazgeçtim." Omuzlarını silkti. "Hayatının geri kalanını birlikte geçirebileceğim erkeği buldum. Aslında adamın kaderinde de ben varım, eğer ona sahip olamazsam, o beni istemez..." Sesinde büyük bir yenilgi vardı. "O zaman kimseye istemem. Hayatından çıkmamı istedin ve sözünü dinleyeceğim."

"Felicity..." Aman Tanrım ne yapmıştı? İçini bir korku sardı. Ona yaklaşıp elini uzattı, sakin çıkmasına özen gösteriyordu. "Silahı bana ver."

*****

"Bahçemde belirdiğin ilk gece son derecede aptalca bir şey yapmıştım. Bir yıldızdan sıkı ve sıradan olmayan bir geleceğim olmasını dilemiştim. Hayatımın kalan günlerini bir maceraya çevirecek bir erkekle birlikte olmayı dilemiştim. Ve bunun hemen ardından sen orada belirdin. Kesinlikle dilediğin şeydin."

Yüzünü ona döndü. "İşte bu, sevgili kocam, son derece büyük, korkunç bir hataydı. Hayatımı en büyük hatası diyebilirim. İnsan gerçekten ne dilediğine dikkat etmeli. Heyecan ve macera dilememem gerekirdi. Dilemem gereken tek şey mutluluktu." Gözlerinin içine baktı. "Dilemem gereken şey aşktı."

Nigel donakalmış bir şekilde ona bakıyordu.

"Hayatımda yapacağım en son şey seni mutsuz etmektir, kendim için de bunu istemem. Maalesef benim mutluluğum seninkiyle çakışıyor."

Nigel'ın kaşları çatıldı. "Ne?"

"Sen mutlu olmazsan ben de olamam. Bu kadar basit. Varlığımı kabul edemeyen bir adamla yaşamayı reddediyorum. Böylelikle..." Gülümsemeye çalıştı. Sana istediğin şeyi veriyorum. Hayatından çıkıyorum."