~~~*~~~
O olmadan kendini yarım hissediyordu sanki o eksik bir parçasıydı. Felicity kendini hep tam ve bağımsız hissederdi. Şimdi ise dünyasında sadece onun doldurabileceği bir boşluk olmuştu. Bunun hiçbir mantığı yoktu. Belki de aşkın bir mantığı yoktu. Bu kesinlikle aşk olmalıydı.
~~~*~~~
Last Man Standing serisinin 2. kitabı Kaderimde Sen Varsın'ın yorumuyla karşınızdayım. Bu ay ilk olarak historical romansa öncelik verdim ve hemen okudum. Bu yazarın kalemini bildiğim için severek okuyorum. İlk kitabı okumuştum ve hemen diğer üç kitabı da okumak istedim ama sonra İnci saçmalama, bütün historical romansları okursan okuyacak kitabın kalmaz dedim ve her ay bir taneyle seriyi bitireceğim. Geriye son iki kaldı.
Seri karakter serisi, her kitap bir arkadaş anlatıyor ama size tavsiyem kurgusal bütünlük için sıralı okunmasıdır. Ama bağımsız da okunabilinir tabi sadece bu dört erkek yan yana gelip de iddiaları ile ilgili konuştuklarında "bunlar ne diyor" modunda olmamanız adına sıralı okumanızı tavsiye ederim.
Bu kitapta o dört bekar erkekten ikincisini de evlendirdik. Nigel Cavendish... Vikont'un varisi... Ne diyeyim hep en son ben evlenirim modunda olanlar sırayla gidiyorlar 😅
~~~*~~~
"Evliliğin huzurundan kaçmıyorum ama kendime bir eş de aramıyorum. Beyler korkarım ben bu konuda biraz romantiğim. Birgün onsuz yaşayamayacağımı hissettiğim bir kadınla karşılaşacağımdan eminim. Bu olmadığı sürece... Evlenmeyi düşünmüyorum."
~~~*~~~
Kitabın kısaca konusuna değinmek gerekirse; Felicity, Londra'ad beşinci sezonunu geçiren genç kadındır. Hedefinde hiçbir zaman bir erkeğin her dediğini yapan bir kadın olmak yoktur bu yüzden de evlilikten beklentisi diğer kadınlardan daha farklıdır. Zeki, okumayı seven, kendi fikirleri olan bir kadın olduğu için de evleneceği adamdan beklentileri biraz daha fazladır. Özellikle de maceracı ve meraklı mizacı da diğer kadınlardan onu ayırmaktadır. Bir gün, bir akşam balkonunda durmuş teleskopuyla yıldızları izlerken komşusu olan bir leydinin aşığının kocası tarafından kovalandığına tanık olur. Adam kaçmak için onların bahçesini ve çalılarını kullanmıştır. Buna tanık olan Felicity, ne yapacağını bilemeden adama yardımcı olur. Kendi bahçesinden kaçması gereken yolu gösterir. O leydinin yatak odasından kaçan adam ise Nigel Cavendish'tir. Adı skandallara karışan, evli ya da dul kadınların aşığı olmaktan kaçınmayan, kendi zevkleri ve eğlenceleri peşine koşan bir adamdır. Gelecekte alacağı sorumlulukların farkında olsa da en azından o sorumluluğun altına girmeden eğlenebildiği kadar eğlenmeyi hedefler. Ancak eğleneceğini düşündüğü bir gecede yaşadıkları ve sonrasında Felicity'nin yardımıyla hayatı tepetaklak olur. Çünkü karanlıktan Felicity'nin küçük bir kız olduğunu düşünürken aslında genç ve zeki bir kadın olduğunu görmek oldukça ilgisini çeker. Bir de onunla resmi olarak tanışıp da sohbet ettiğinde ise iyice ona çekilmeye başlar. Felicity, kaderin Nigel'ı karşısına çıkardığına inanarak genç adamla evlenmeyi kafasına koymuştur, Nigel ise her ne kadar genç kadına çekilse onunla vakit geçirmekten hoşlansa da evlenmek öncelikleri arasında yoktur. Ancak Nigel ve Felicity'nin oynadıkları bir kağıt oyununda girdileri iddia sonucunda yaşanan olaylar her ikisini de evliliğe sürükler. Şimdi Nigel, bazı şeyleri kabul edip evliliğini yaşayacak mı yoksa Felicity'e karşı tavır almaya mı karar verecek? Felicity ise bu karmaşadan nasıl çıkacak? Aşk ise her ikisinin kapısını çalmışken inkar süreleri ve kırgınlıkların ardından gelecek affetmelerle mutlu sona bağlanacak mı kitapta okuyoruz.
Öncelikle bu yazarın en sevdiğim yanı, kadın karakterler hep erkekleri peşinde koşturtuyor. 😇 Evet, erkek karakterler önce inkar süresi yaşıyor ve karşısındakini kırıyor tabi ki sürünecekler falan ama pişmanlıklarını da çok güzel anlatıyor.
Bu kitapta da o vardı. Felicity'nin kalbini çok fena kırıyor ve bunun sonucunda da kuyruğunu kıstırıp gidiyor sevdiceğine Nigel efendi.
~~~*~~~
Ömrünün sonuna kadar Felicity ile yetineceğinin ve mutlu olacağının farkına varmak biraz ürkütücüydü.
~~~*~~~
Felicity'nin maceracı ruhunu, ne istediğini bilen halleri, hedefine odaklanıp onun için hamleler yapar hallerini çok sevdim. Ciddi anlamda güçlü bir kadındı ve öyle zekice hamleler yaptı ki Nigel bile içine düştüğü aşka kitabın sonunda vardı.
Felicity'nin yalansız dolansız, dürüstçe ve kartlarını açık oynamasını da çok sevdim. Evet bazı noktalarda bazı şeyleri sakladı belki ama hiç yalan söylemedi bu da süperdi. Ama tabi bazı olaylarda da Nigel'ın ablası dahil oldu o kısımlarda azıcık bir olay olmuş olabilir ama bu durumda bile Felicity'i yalan söylemedi.
Nigel'ın ablası çok süperdi. Kardeşinin mutluluğu için ve aklını başına getirmek için baya çaba harcadı.
Nigel ise... almak istemediği sorumluklardan kaçması dahası da içinde babasını hayal kırıklığına uğratacağına dair korkusu çok güzel anlatılmıştı. Zaten babasının hiç öyle bir durumu yoktu ama belli ki Nigel bu meseleyi kendi içinde baya büyütmüş. Zaten babası yavaş yavaş sorumluluk vermesi de ikilinin birbirine yakınlaşmasına neden oldu.
Nigel'ın Felicity'den uzak kalamaması, onu düşünmesi, onunla sohbetleri hep aşıksın adamım işte modunda okumamı sağladı ama Nigel bu durumu çok geç idrak etti
~~~*~~~
"Evlilik tam olarak hazır olunacak bir şey değildir. Nefesini tutar atlarsın Soğuk suya atladığın gibi. İlk şoktan sonrası gayet hoştur."
~~~*~~~
İkilinin, kart oyununda girdiği iddiada Nigel'a fena kızdım... öyle şey mi istenir cidden? Ya sen kazansaydın ne olacaktı? Hayatının aşkını ve mutluluğunu kendi elinde gönderecektin. Ama tabi ki Felicity kazandı. Ama ondan sonra olan olaylar çok iyiydi. Zaten ikilinin evliliğe doğru ilerlemesine sebep olan şey de bu oldu ya... Bunda bile Nigel, Felicity'i suçladı. Adamım yavaş... su tamamen senin... gecenin bir yarısında genç bir kadının odasında ne işin var senin? Kendin kaşındın.
Evliliklerindeki problemlere ve düzenlemelere Felicity'nin yaklaşımını da çok sevdim. Resmen Nigel'ı kendi silahıyla vurdu. Aferin kızım.
Ama tabi Nigel ve susmaya çenesi bunu da mahvetmeyi başardı. Tam her şey yolunda gidiyor dediğimiz noktada Nigel ve çenesi olayı karıştırıyordu ama sonunda aşkını kabullendi ve mutlu sonuna da ulaştılar.
Açıkçası onları bir de anne baba olarak okumak isterdim.
İlk kitaptan daha çok sevdim ve bence çoook güzeldi bu kitap.
Kitaba dair puanım 5 üzerinden 5 veriyorum. 🌟🌟🌟🌟🌟
~~~*~~~
"Aşk anlaşılır bir şey değildir. Mantıklı ya da akla uygun olması beklenemez, son derece basittir. Onu seviyorsun ve onu mutlu etmek istiyorsun. O da seni seviyor ve seni mutlu etmek istiyor."
~~~*~~~
Last Man Standing
Kitabın adı : Kaderimde Sen Varsın
Orijinal adı : What A Lady Wants
Yazarı : Victoria Alexander
Çevirmen : Seden Gürel
Seri Bilgisi : Last Man Standing #2
Yayınevi : Epsilon
Sayfa sayısı : 328
Kitabın tanıtım yazısı:
Rastlantılar İnansanız Bile Bazen Kaderden Kaçamazsınız!
Kadınlar tarafından arzulanan dört beyfendi birer şilin ve bir şişe konyağın ödül olarak belirlendiği bir bahse tutuşmuşlardır. Ödül evlenmeden ayakta kalmayı başaran son bekara verilecektir... Nigel Cavendish bir gün evlemek zorunda olduğunun farkındaydı ama o günün gelmesine daha uzun yıllar vardı. Bu yakışıklı, uslanmaz çapkın evlenene kadar hayatın tüm hoşluklarını sonuna kadar yaşamaya kararlıydı.
Leydi Felicity Melville komşusunun camından aşağı inmekte olan hergeleyi gördüğü an Nigel'in dualarının cevabı olduğunu anladı. Biraz düzeltilmek kaydıyla! Felicity heyecan peşindeydi ve Londra'da ahlaksız Bay Cavendish'den daha heyecan verici biri olabilir miydi? Genç bir kız delice istediği seyi elde etmek adına her zaman için birtakım planlar yapardı. Fakat Felicity'nin planı beklenmedik sonuçlar doğururdu. Bir şan oyunu ve patlayan bir silah onları istemedikleri bir şekilde karı koca yaptı.
Felicity, dik kafalı kocasına, doğru kadın olduğunu ispatlayabilecek mi? Arkadaşları arasında bahsi kaybeden Nigel kaderin varlığına sonunda inanacak mı?
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder
Kitap ya da yazı hakkındaki görüşünüzü bizimle paylaşın