Kont ve Ben uzun süre önce okuduğum bir kitaptı. İçeriğe gireceğim uyarısını en baştan veriyorum. :D İşin içinde ihanet olunca nedendir bilinmez intikam bekleyerek okumuştum ama yok öyle bir şey. Kitap konusundaki hayal kırıklığım bu olmuştu. Sanki her aldatılan sonrasında aşkı bulduğunda aldatana nispet yapmalıymış gibi... :D Ama bu sahne de insanı deli ediyor, haksız mıyım?
Harvey ilkkez ondan önce gelmişti.Pahalı restoranın en güzel masalarından birinde oturmuş bekliyordu.Neyse :) Yazarın kalemi hafif, güzel. Bazı yerlerde, yukarıda olduğu gibi anlatım kısmında bocalamış hissi verse de. Anlatımı, benim açımdan, ne çok yoğun ne de çok basitti. Ben kimilerinin aksine, fazla süslenmiş, okumakla bitmeyen uzunlukta cümlelerden bir okur olarak hoşlanmıyorum. O açıdan hoşuma giden bir kitaptı. Bunun haricinde kısa bulmuştum. Hikaye havada kalmadı ama bana o hissi vermişti.
“Geç mi kaldım” diye sordu Diana ona yanağını uzatırken.
“Hayır ,ben erken geldim”
“Bugün son anda çıkan acil bir durum yok muydu?” diyerek güldü Diana. Kocasıyla başbaşa olduğu için çok mutluydu. Birçok kez onu ortaya çıkan acil bir durum için tiyatroda tam temsilin ortasında ya da sevişmelerinin ortasında bırakıp gitmek zorunda kalmıştı.
“Hayır,bu gece Ed yerime bakıyor,” dedi ve bardaklara şampanya koydu.” Doğum günün kutlu olsun Diana.”
“Teşekkür ederim sevgilim.”Diana masadaki gül demetinden bir gül alıp kokladı,” Bunlar bana ,değil mi?”
“Onlar da bu da sana" dedi ve gümüş rengi paketli bir hediyeyi Diana’ya uzattı. "Yemek siparişini beklemeden hemen aç.Çok hoşuna gideceğine eminim.”
Elmas ve yakutlarla bezenmiş platin bir künyeyi hangi kadın beğenmezdi ki? Diana ne diyeceğini bilemeden künyeyi bileğine taktı ve elini ışığın altına uzatıp hayran hayran baktı. “Bugüne dek sahip olduğum en güzel şey,” diyebildi sonunda. "Ah, Harvey. Doğum gününde sana bununla yarışabilecek ne vereceğim şimdi?”
“Buna gerek kalmayacak” dedikten sonra Harvey menüyü işaret etti. "Kuzu eti ile ıstakoz arasında karar veremiyorum” dedi Diana.
“Istakoz al.En sevdiğin şey”diye acele ettirdi Harvey.
“Tamam .Ama önce aperatif olarak küçük bir salata alayım.”
Harvey garsona işaret edip sadece karısı için sipariş verdi.
“Sen yemeyecek misin?”diye sordu Diana şaşırarak. ”Neden sevgilim? Yoksa hasta mısın?”
“Hayır.Seni terk ediyorum Diana"
Sözün özü, öyle şiddetle tavsiye edilecek bir roman değil ama okumaya başlayan bir aşk romanı okurunun yarım bırakacağı bir roman da değil, Kont ve Ben. Sizlerle konusunu paylaşıyorum. Okuyup okumama kararı tabii ki sizin:
Kocası tarafından başka bir kadın için doğum gününde terk edilir Diana.Üstelik birde çocuk istemeyen kocasından hamiledir.Bu olaydan iki yıl önce de anne ve babasının gerçek anne babası olmadığını evlatlık olduğunu öğrenmiştir.Şimdi bu terk edilme üzerine Diana gerçek ailesini bulmak üzere yola çıkar.Tabi Fransa da yakışıklı mı yakışıklı Kont Anton ile karşılaşıp hayatının değişeceğini bilmeden...
Hatun senin şu beğenmişlikle beğenmemişlik arasındaki kısa öz yorumların var ya :) benim kısa ve öz bir şekilde okumamam gerektiği hissi veriyor :) Harlequin hikayeleri hep kısa olduğundan bazen tadı damağında kalan kitapkarda çıkıyor ortaya ama bunda oyle bir durum olmamış anladığım üzere :)
YanıtlaSilNeyse sağol hatun okumayacağım bu kitabı :)
Hahah :D Hatun kitabı okuyalı çok uzun zaman oldu. Yani uzun bir yorum yapamazdım, hoş kitap zaten çok kısa normalde de uzun bir yorum çıkmazı :D Ve doğrusunu istersen hakikaten ne beğendim diyebiliyorum ne de beğenmedim deyip haksızlık etmek istiyorum :D Napalım ben de böyleyim... :)
SilBunu ben de okudum:) Yazar mı acemi yoksa çevirmen mi bilemiyorum. Kopukluklar vardı ama hikaye çok güzeldi.
YanıtlaSilYa ben ne zaman üzülsem kilo alırım bunlar yemeden içmeden kesiliyor sinirrrr
Ahahah ;D Ben de direk yemeye veriyorum kendimi :D Güzel oldu bu :D
Sil