Vefa Enver kalemini hep romantik komedilerde okuyup sevmiştim ve şimdi bu kitapta bambaşka bir dünya ve daha aşk ve intikam, yalan dolan olan bir kitap... ve şunu anlıyorum kadın elini attığı her şeyi başarıyor! Vefa Ever, cidden başarılı bir kalemi olan, her duyguyu okura hissettiren ve her kitabı okunan nadir yazarlardan biri...
"Sana Aşık Değilim" kitabı öncelerden Vefa Enver'in forumunda Güzel ve Çirkin adıyla yayınlanmış ve o zamanlar okumuştum şimdi elime kitap halinde alıp okumak ve her sayfayı keyifle çevirmek paha biçilemezdi. 2.kez okumuş olmama rağmen keyifle okudum, ne olacağını bilmeme rağmen heyecanla çevirdim sayfaları :))
O zaman okurkende şimdi okurken de Kenan'ı çok sevdim. Bunun ne yanlış anlaşılan biri ne de intikam alınan biri olmasının bir nedeni var... Karakteri, davranışları ve sevdiklerine karşı sahiplenici davranışları ona bağlanmama neden oldu :) Tabi bir Yiğit, Cihangir, Baran ya da Kadir değildi ama Kenan'da kendi hikayesinde 'number one'dı :))
Lal ise... kendi kazdığı kuyuya düştü :) Hehe :))) buna memnun olanlardanım bende! eee sen adamın arkasından iş çevir sonra adama körkütük aşık olu ve sonunda adamın düşmanı seni elde etmeye çalışsın! Kenan... Kenan... yine adamlığını gösterdi ve Lal'i zor durumdan kurtardı! Adamımsın! :))
Dikkat!! Aşağıda alıntılarla kitap içeriğine giriliyor :))
"Seninki gibi bir güzellik sık rastlanan türden değil. Eminim bunu duymaktan bıkmışsındır."
"Bir kadının asla bıkmayacağı şeyler vardır."
"İltifat gibi mi?"
"O da var elbette ama ben daha çok pırlantaları düşünmüştüm."
****
"Çözmem gereken bir mesele, bulmam gereken birkaç cevap var diyelim. Onları halletmeden dönersem aklım burada kalacak.
"Dikkat et de dönerken asıl kalbin orada kalmasın."
Artık adı gibi emindi ki Lal usulca içine işliyor, kanına karışıp damarlarında tatlı bir zehir gibi içine işliyordu. Yaşadığı hiçbir şevişme hiç kırılmayacak bir kısır döngü gibi birbirini izleyen bu denli büyük bir açlık ve tokluk barındırmamıştı içinde. Daha önce sevişirken gökyüzünde uçtuğunu hissetmişse de Lal ile sanki uçurumdan düşüyordu. Her anlamda kendini sonsuz bir boşluğa bırakmak gibiydi. Heyecan, adrenalin ve bilinmezliklerle dolu bir maceraya atılmaktı. Bu kadın sonum olmaz ise başlangıcım olacak...
****
"Sana ait değilim. Tüm bunlar, bana verdiğin her şey, sunduğun imkanlar hiçbir şey ifade etmiyor. Kalbini vermediğin sürece hepsi anlamsız!"
"Hadi, anlat bakalım."
"Neyi anlatayım ki?"
"Bilmem, mesela ne zaman Kenan'a aşık olduğunu fark ettin?"
"Ona aşık değilim!"
"Ah, demek henüz fark etmedin. Bu çok şeker. Peki, o sana aşkını itiraf etti mi?"
"O öyle bir adam değil ve bana da aşık olduğunu san..."
"Ooo...demek o da aşık olduğunu kabullenmiş değil."
"Senin değerin ne Lal? Kaç para eder senin aşkın? Benden istediğin ne söylesene... Ah, yoksa babanın şirketini geri almak için miydi tüm bunlar? Üzgünüm sevgilim ama sen bile o kadar etmezsin!"
***
"Seni mantığıma ters düşmesine ve benliğimin tüm direnişine rağmen deli gibi seviyorum."
***
"Bir kadını kolayca kendisine aşık edebilecek türde bir erkeksin, biliyor musun?"
"Peki, seni kendime aşık edebiliyor muyum?"
Aslında alıntıların hepsini resimli yapasım vardı ama hep aynı model resim biraz sıkıcı olur diye düşündüm, başka resim yapmak konusunda da ne yazık ki çook yeteneksizim :))
Neyse ben kitabı çook beğendim. Güzel, keyifle okunacak bir aşk hikayesiydi! Tavsiye ederim mutlaka okuyun.
Yorumumu çok sevdiğim bir alıntıyı paylaşarak bitirmek istiyorum.
"Bir aşk bu kadar çabuk terk edebilir miydi sevenler kalbini?"
Kitabın konusunu aşağıda paylaşıyorum:
Aşk ile nefret arasındaki çizgi hiç bu kadar ince olmamıştı…
Kenan geçmişteki bir hesaplaşmayı sonlandırmak için her nefesinde intikam hırsıyla bilenmiş bir erkektir. Sonunda amacına ulaştığında yıktığı başka hayatlar da olacaktır.
Lal küçük dünyasında büyük hayalleri olan masum bir kız çocuğudur. Babasının ani ölümü ile her şeyini kaybeder ve ülkesini terk etmek zorunda kalır. Ama bir gün geri dönüp babasının katilinden intikam alacağına dair yemin eder.
Yıllar sonra Kenan, büyüleyici güzellikte genç bir kadın olarak karşısına çıkan Lal’e gördüğü an vurulur. Ancak onun kim olduğuna dair en ufak bir fikri bile yoktur. Kalpleri kin ve öfke ile dolu bu ikilinin planlarına dâhil etmedikleri, hayatlarında olmasına ihtimal vermedikleri tek bir şey vardır:
AŞK.
Geçmişin karanlık gölgeleri ile yüzleşirken, hangisinin daha güçlü olduğuna karar vermek zorunda kalırlar.
Aşk mı, nefret mi?
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder
Kitap ya da yazı hakkındaki görüşünüzü bizimle paylaşın