30 Eylül 2016 Cuma

0 Renee Carlino - Sahip Olduğum Tek Şey


~~~*~~~
Bir an için Jamie ve benim engin bir yetişkinlik çölünde birbirini bulmuş iki kayıp ruh olduğunu hayal ettim.
~~~*~~~

Renee Carlino kaleminden ülkemizde yayınlanan ikinci kitap. Yazarın "İki Yabancı Olmadan Önce" adlı kitabı elimde olmasına rağmen okumamıştım ama nedense bu kitabı okudum ve yazarın kurgu döngüsünü ve anlatımını beğendiğimi söylemeliyim.

Kitabın kısaca konusuna değinmek gerekirse; sevdiği insanları kaybettikten sonra hayata dair enerjisini ve ışığını kaybeden Kate, amaçsızca monoton hayatına devam ederken editörünün onu Napa Vadisi'nde bir şaraphanenin sahibi olan J. R. Lawson ile röportaj yapmaya göndermesiyle hayatı değişmeye başlar. Bambaşka bir hayatı ve daha da önemlisi orada Jamie ile aşkı tatmaya başlayan Kate aslında bazı sırların da orada saklı olduğunu anladığında hayal kırıklığıyla beraber kırık bir kalple geri döner. Hayatı bir anlığına iyi gitse de aşkı tatsa da bazen hesaplanamayan şeylerle her şey tepetaklak oluverir. Kate'in hayatı da öyleydi.

Jamie'nin sakladığı sakladığı şeyler sonrasında hiç pes etmeden Kate'den ikinci bir şansı alabilecek mi? Yoksa bu sefer aşk kayıp mı edecek bunu okuyoruz kitapta.

~~~*~~~
"Ben de çoğumuzun aradığı şeyin peşindeyim."
"Peki, neymiş o?"
"Akşamları eve gelmeye değecek birisi."
~~~*~~~

Aslında bir yanda, hayattan beklentisini yitirmiş, yalnız olmayı kabullenmiş genç bir kadının tekrardan yaşama sevinci ve içinde sakladığı pırıltıyı çıkarmasının öyküsü.

Ben kitabı beğendim. Kurgusu ve anlatımı güzeldi.

Kitapta bölüm aralarındaki o resimlere bayıldım, çok ince düşünülmüş ve farkında olmadan bölümde olacakları ima eder gibi bir karalama olmuş o resimler ve ben çok beğendim.

Kate'in her şeye rağmen güçlü bir kadın olması hoşuma giden bir şeydi ama asıl hoşuma giden şeylerden biri de Jamie'nin pes etmeyişiydi. İşte seven adam pes etmez, vazgeçmez dedirtti.



Öncelikle bu şarkı nedir diyenlere... kitapta geçen Miles Davis'in Someday My Prince Will Come şarkısı.. kitapta bir anlamı var söyleyip içeriğe girmeyeceğim ;)

Dylan, Jerry ve Beth'in arkadaşlıklarını çok sevdim. Bir yerde kitap arkadaşlık ilişkisine de değinmişti ve evet hiçbir hayat yalnızlık ya da sadece aşka bağlı değildir. Her şeyden önce her yaşamda arkadaş veya dost vardır. Bu detayları beğendim.

Eksik bulduğum bir kısım vardı o da Paul Sullivan kısmı biraz eksik kalmış ve geçiştirilmiş gibiydi. Hadi bu kısmı da tatlıya bağlayalım tam olsun mantığıyla yazışmış gibi geldi açıkçası. Ha evet iyi bir düşünceydi ama öncesinde bunu  araştırması a dair bir şey yokken kitabın sonuna doğru boy göstermesi ve sıkıntısız herkesin durumu kabullenmesi biraz eksiklik hissettirdi bana. Genelde bu tür şeylerde tripler, itirazlar, anlayışsız tavırlar ve kabullenememeler olduğu için bu kadar kolay kabullenilmesi biraz... geçiştirilmiş hissi verdi.

Kitapta yetersiz bulduğum tek kısı  Paul Sullivan detaylarıydı onun haricinde kitabı beğendim.

~~~*~~~
Aşk bir evlilik, ilişki ya da çocuk sahibi olmak gibi bir şey değildi. Aşk iş değildi. Aşk saf ve basit bir duyguydu. Bir dakika sahip olacağınız, inanacağınız; sonraki dakika ise ortadan kaybolabilecek bir şeydi.
~~~*~~~

Özellikle her şeye rağmen hayatım yaşanmaya değer olduğunu hissettirmesi... çok güzeldi.

Zevkle okuduğum, zaman zaman güldüğüm ve eğlendiğim zaman zaman hüzünlendiğim bir kitaptı. Beğendim ve sizlere de tavsiye ederim.

Ahh ... bir de... unutuyordum az kalsın. Jamie'nin o alışıldık mükemmel, kusursuz erkek anlayışından farklı olması ise özellikle hoşuma gitti. Eeee her insanın bir sorunu sıkıntısı kusuru vardır değil mi? Ne demek istediğimi okuyunca anlayacaksınız. Jamie evet romantik, sahiplenici, sevgisine sahip çıkan bir adam olmasının yanında o küçük ama aynı zamanda da büyük sayılabilecek hastalığı bununla başa çıkması ve normal hayatı olması... çok güzeldi.

~~~*~~~
Bu bizim hikayemizdi, nasıl biz olduğumuzun hikayesi... karanlıklara saklanan bir kızın hikayesi olarak başlayan şey iki ruhun birbirlerine bağlanıp ışıkla birlikte büyümesine dönüştü. Bizi nasıl bir geleceğin beklediğini, dünyanın neresinde olabileceğimizi hayal edemiyordum. Emin olduğum tek şey bunun bir öneminin olmayışıydı, biz artık birbirimizin bir parçası olmuştuk. Birlikte olduğumuz sürece nerede olduğumuzun bir önemi olmayacaktı.
~~~*~~~

Sevdim be ben bu kitabı :) ama sanırım Paul Sullivan olmasa 5 üzerinde  5 verirdim o kısmı yetersiz bulduğum için 4 vereceğim sanırım :)

Kitabın adı           : Sahip Olduğum Tek Şey
Orijinal adı          : Nowhere but here
Yazarı                   : Renee Carlino
Çevirmen             : Eda Aksan
Yayınevi                : İndigo Kitap
Sayfa sayısı           : 336

Kitabın tanıtım yazısı:

Karanlık bir yolda yürürken tek umudunuz bir yıldız görebilmektir.
Bir kadın âşık olduğunda sarılır dünyaya, ormanlar tekrar yeşerir. Hayat devam eder akmaya. 

En yakınlarınızın sizi mecburen terk ettiği dünyada yapayalnız bir kadındı Kate. Yüreğindeki kıvılcım çoktandır kaybolmuş, içi doldurulamaz bir boşluğa neden olmuştu. Son bir hevesi kalmıştı, kader ona bir kez daha elini uzatıyordu ve bu kez sıkı sıkıya tutunması şarttı. Evinden uzaklaşmak zorundaydı, zaten artık evi bile ona yabancı geliyordu; kimsesi yoktu. Napa Vadisi'nin büyüleyici atmosferine dalarak oradaki 'bohem' hayatlardan birinin haberini yapacaktı.

Yalnızlığın, umutsuzluğun sürekli takip ettiği Kate, arkasında kimseyi bırakmadan yola çıkıyordu. Bir kıvılcım arıyor ve hayat hiç beklemediği bir yerden Kate'i tutuşturacaktı.

"Nefesleri kesen bir aşk hikâyesi, sadece kalbinizi çalmıyor her sayfa çevirişinizde tüyleri diken-diken ediyor."
-Kim Karr-

Okurken dünyayı ve zamanı durdurmak isteyeceksiniz."
-A. L. Jackson-

Hiç yorum yok :

Yorum Gönder

Kitap ya da yazı hakkındaki görüşünüzü bizimle paylaşın