28 Eylül 2020 Pazartesi

0 Dizi Yorumu // Thomas Wheeler ve Frank Miller'ın Lanetli Kitabının Dizi Uyarlamasının Değerlendirilmesi


 

Uzun bir aradan sonra bir diziye daha  başladım ve bitirdim. Normalde dizilerde bütün sezonlar gelmeden, dizi bitmeden başlamam çünkü beklemekten nefret ederim ama bu diziye dayanamadım hemen başladım. Zaten bölümlerini de bir haftada bitirdim. Normalde oturup tek günde de bitirirdim belki ama her gün bir gölüm izleyerek ve bu günde artık bitmeli diyerek oturdum izledim ve diziyi bitirdim. 

Dizi Netflix'de yayınlanıyor şuanda oradan izleyebilirsiniz. Fragmanlardan ilgimi çekmişti izleyince de fark ettim ki tam benlik bir dizi... çünkü en sevdiğim şeyler var. Fantastik bir dünya, muhteşem yaratıklar, gizli sırlar, entrikalar, hafiften bir aşk ve daha da önemlisi hayran olduğum hikayelere ev sahipliği yapan Kral Arthur'un gençliği, Merlin ve Lancelot var... eeee böyle olunca da İnci izlemesinde de ne yapsın :)

Bu arada bu dizi de bir kitaptan uyarlama. İthaki Yayınları'ndan çıkan Lanetli kitabından uyarlandı diziye. 

Şuanda dizinin birinci sezonu sadece yayılandı. Ama bitti görünmediğinden dolayı ikinci sezonun geleceğini düşünüyorum. Umarım yanılmam ve daha da önemlisi umarım kısa zamanda gelir. 

Dizinin 1. sezonu 10 bölümden oluşuyor. Bölümler 50 dakika civarında ve her bölümde ayrı bir heyecan ve aksiyon mevcut.

Dizi kesinlikle +18 olmasının yanında şiddet içerikli, bol kanlı, vahşi ölümlerin olduğu bir kurguya sahip. 

Bu arada dizinin baş rol oyuncuları Katherine Langford, Devon Terell, Gustaf Skarsgard, Daniel Sharman gibi isimler yer almaktadır. 

Filmin konusundan kısaca bahsetmek gerekirse; Nimue, köyü Kızıl Paladinler tarafından katledilince annesi ölmeden kendisine bir kılıç verir. Nimue'yin görevi kılıcı Merlin'e götürmektir. Kılıç içe, özel güçleri olan büyülü bir kılıçtır. Fey ateşiyle dövülmüş ve büyülü, sahibine büyük güçler veren bir kılıç. Nimue ise küçüklüğünde kara büyü ile lanetlense de kılıcı kullanabilmektedir. Kendini ve Fey halkını korumak adına Kızıl Paladinler ile savaşırken aynı zamanda hayatta kalmaya çalışmaktadır. Çünkü kılıcın peşinde olan ve kılıca sahip olup kral olmayı hedefleyenlerin gözünde Nimue'nin varlığının önemi yoktur. Bir de Kızıl Paladinler genç kızı cadı olarak etiketleyince herkes genç kızın peşine düşer. Bütün bunların altında da paralı asker olan Arthur'un yardımları, düşmanınım düşmanı dostumdur felsefesiyle düşmanlarının birbirleriyle müttefik kurmaları, kendi içlerindeki sırlarla heyecanlı, nefes kesen ve her bölümü ayrı bir savaşlı diziydi. 

Genel olarak bakıldığında oyunculuklar güzeldi sevdiğimi söylemeliyim ama ne yazık ki  genel olarak diyorum çünkü Arthur'u oynayan Devon Terell güzel oynamış olsa da hep alıştığımız Arthur'dan farklıydı ve hal böyle olunca da onu Arthur karakterine pek yakıştıramadım. Gözüm kapalı bir şekilde muhteşem rol oynadığı diyebileceğim iki kişi var biri Gustaf Skarsgar'ın Merlin rolü, Daniel Sharman'ın oynadığı The Weeping Monk yani gözü yaşlı keşişti. Cidden muhteşem rol yaptılar. Çok iyiydi. Böyle sayabileceğim birkaç bölümde ciddi anlamda rolü olan kişilerde vardı. Ama genelde bu dörtlü çok göz önündeydi. Genelinde sevdim :) 

Dizideki favori karakterim  The Weeping Monk olduğunuda söylemezsem içimde kalır :)



Üstelik dizide çok fazlası vardı. Birbirlerine sahip çıkmaları, yardımlaşmaları, umuda ihtiyaçları varken umut olmaları çok güzel işlenmişti. 

Bu arada kitapta Arthur'u hep gördükten sonra dizinin son bölümünde Lancelot'un da boy göstermesi... muhteşem bir sürprizdi. Ayrıca o son bölümde Merlin'in kılıçla yaptıkları da çok süperdi. Bütün bunların yanında Nimue'in yaptığı büyüleri dalları kullanması, öfkesini kontrol edemeyip yaptığı şeyler çok güzel yapılmıştı. 

Bir de dizide hep kılıç için, Güç Kılıcı, Kralların Kılıcı diye bahsediliyor ama dizinin birinci bölümünde anlatılan hikayeyle ve dizide Arthur, Lancelot ve Merlin olması da bu kılıcın bildiğimiz Excalibur olduğunu düşünüyorum. :) sanırım da o ;) ah bir şey daha var. Nimue'in Arthur'a aşık olmasını yadırgadım çünkü o bende The Weeping Monk'a yakışırdı. Yani aynı türler, Feyler, özel güçleri var falan... ;) 

Dizideki efektleri de sevdim. Güzeldi, ama savaş sahnelerindeki ölümler fazla kanlı ve abartılı gibiydi. Daha iyi yapılabilirdi. Bir de bazen sahne kesilirken araya giren o dallı detaylar falan olmasa da olurdu gibi...


Kitaptan uyarlama demiştim sizlere. İthaki Yayınları'ndan çıkan Frank Miller ve Thomas Wheeler'ın kalemlerinden çıkan ve Cihan Karamancı'nın çevirisiyle okurlarıyla buluştu. İçerisinde çok güzel illüstrasyonlar var ve filmdeki sahnelerle uyumlu bir resimler. 

Kitap 443 sayfa ve etiket fiyatı 45,00 TL. Ancak internet sitelerinde indirimli alma şansınız da olabilir.

Kitabın türü fantastik, gizem, mitolojik olarak kategorize edilse de aynı zamanda tarihi kurgu da diyebiliriz çünkü Kral Arthur'un gençliğine dokunuyor. 

Ben dizinin devamının geleceğini düşünüyorum. Çünkü bitiş şekli 2. sezonun habercisi gibiydi. Ayrıca IMDb'nin sitesinde dizinin bitiş tarihi verilmemiş olduğundan dolayı da öyle düşünüyorum. O yüzden Netflix umarım 2.sezonu mutlaka kısa zamanda çıkarır. 

Bu arada dizinin fragmanını aşağıda veriyorum. 











Hiç yorum yok :

Yorum Gönder

Kitap ya da yazı hakkındaki görüşünüzü bizimle paylaşın