28 Aralık 2020 Pazartesi

0 Kerime Şimşek - Kral Süiti (Kral Süiti #1)

~~~*~~~
Kalbinin yerini unutan bir adamı varlığınla yaşatmaya çalışıyorsun ve hiç zorluk çekmiyorsun.
~~~*~~~

 
Kimi okurun çok sevdiği kimi okurun da hiç sevmediği bir kitabın yorumuyla karşınızdayım. Serinin iki kitabını aldığım için peş peşe okuyacağım ve seriyi bitireceğim... Ben sevdim mi sevmedim mi bilemiyorum. Güzel tarafları da vardı benim nazarımda bana ters olan kısımlarda vardı... Olmamış dediğim satırlarda vardı off çok iyi ama dediğim satırlar da...
Bu yüzden detaylı yorumumdan sonra ne hissettiğimi anlayacağınızı düşünüyorum. 

Öncelikle kitaplar çıktığında kapak tasarımları oldukça ilgimi çekmişti ve nedense erotik romans falan olmasını beklemiştim ama beklediğim gibi değildi kitap. Yani kapak tasarımı yanıltıcı oldu. 

Yazarın dili sıkmadı, su gibi aktı ve çabucak bitti. Duyguları aktarma kısmında zaman zaman eksikliler hissetsem de zaman zaman da çok güzel ifade ettiğini düşündüm. 

~~~*~~~
"Bir kadın asla unutmaz Ersen Bey. Birlikte güldüğü adamı da ağladığı omzu da unutmaz!"
~~~*~~~

Kitabın kısaca konusuna değinmek gerekirse; Şimal iş görüşmesine gittiği otelin kapısında kazara bir adamın üzerine düşünce ve ondan etkilenince ilk aşkın varlığıyla sarsılırken o adamın aynı zamanda görüşmeye geldiği otelin sahibi olduğunu da öğrenir... dur durak bilmeyen kalbi adamın karşısında hızla atarken adamın bir de evli olduğunu öğrenince iyice bir şaşkına dönen Şimal, bunun kabullenerek otelde çalışmaya başlar ancak hesaba katmadığı o adamında... Ersen'in de kendisinden aynı şekilde etkilenmesiydi. Ersen ise, 38 yaşında işinin gücünün başında otoriter biri olmasının yanında oldukça iyi bir patron ve mutsuz bir adamdır ama hayatını kabullenmişlikle geçirmektedir. Çünkü henüz 28 yaşındayken hamileyi oyununa gelerek evlendiği Zeynep ile bir şekilde evliliğini sürdürmeye devam eden Ersen hayatında ilk kez aşkı tadarken karşısındaki kızla arasındaki yaş farkı ve evli olması bir çok konuda önüne engeldir. Onunda kendisinden etkilendiğini öğrenince her ne kadar bundan kaçmaya çalışsa da dönüp dolaşıp yolu Şimal'e çıkıyordur. Artık bir karar alıp önüne bakması lazımdır. Mutluluğu ve aşkı mı seçecek yoksa mutsuz evliliğinde rol yapmaya devam mı edecek? Şimal onu kabul edecek mi yoksa aşkını bulmasıyla kaybetmesi bir mi olacak? 

Öncelikle her ne kadar aradaki yaş farkı bana fazla gelse de o yaş farkı yokmuşçasına okudum. Neden bilmiyorum ama 7-8 yaşa tamam da 15 yaş bana çok fazla geldi... 

Bir de Ersen'in evli olması... tamam Ersen evliliğini bitirmeden Şimal ile herhangi bir ilişkiye girmeye çalışmıyor falan ama yine de her ne kadar aksi olsa da Şimal bir yerde evlilik yıkan bir kadın oldu. Ersen ile Zeynep'in evliliği nasıl olursa olsun... 

Aslında o kısımlarda yani evliliği ile ilgili kısımlarda çok daha duygu yoğunluğuyla mutsuzluğu anlatılsaydı belki bu kadar göze batmazdı ama nedense evlenme sebepleri veya aşık olmaması falan filan bana bir şeyler eksik hissettirdi. 

~~~*~~~
"Sen daha ilk fırtınada gemiyi terk edersen, ben gemimi senin denizlerine indirmem Şimal! Benim kadınım olacaksan yanımda olacak, savaşacaksın!"
~~~*~~~


Şimal'in tavırları cidden bazen cidden çok çocuksuydu. Yok çekemiyorum istifa edeceğim, yok o oldu istifa edeceğim falan filan... kızım zorluklarla mücadele etmeden kaçarsan sana korkak dediklerinde onlara haklı olduğunu gösterirsin. Salya sümük ağlama modlarını da sevemedim. Azıcık güçlü olsa ve madem seviyorsun arkasında durma modunda olsa bravo derdim ama pek bir sümsük çıktı... Üflesen yıkılacak bir aşktan hayır bekleme modunda bence Ersen... Şimal hiç de senin sandığın gibi savaşacak biri değildi. 

Ersen'in arkadaşları Selçuk ve Şahsuvar karakterlerini sevdim. Belki de Ersen'in duygularını ve onun yaptıklarındaki sebepleri en iyi onlar sayesinde hissettim. 

Atakan ve Caner'in arkadaşlıkları hatta Sercan'ın arkadaşlıkları çok güzeldi. En keyifle okuduğum satırlardı oralar. Özellikle onların arkadaşlıklarını çok güzel işlemişti ve Sercan'ın aşkını muhteşem yazmıştı yazar. İşte aşk bu dedirtti bana. Kim ne derse desin bence Ersen'den daha güzel sevdi Sercan. Daha güçlü sevdi, daha çok sevdi... sevdiğine kıyamadı da gitti... 

Tuğba detayı ise... iyiydi güzeldi de o son Tuğba'nın yaptığı olmasaydı da olurdu bence çünkü çok gereksiz bir hamleydi... neden oldu anlamadım da... 

~~~*~~~
Tereddütle birleşen ellere bakarken hangimizin aşka geç kaldığını düşündüm. Bana gelmek için direten kadın mı, yoksa köşe bucak aşktan kaçan ben mi?
~~~*~~~


Açıkçası Kral Süiti denilince daha farklı bir kurgu beklemiştim bambaşka bir kurguyla karşılaştım. Kitabı sevdim mi sevmedim mi bilemiyorum ama beklentiyi çok yükselmeden okursanız ve kafanızı dağıtacak bir şeyler istiyorsanız güzel vakit geçireceğiniz bir hikayesi var. 

Normalde 5 üzerinden 2,5 verirdim bu kitaba ama Sercan'ın aşkı ve Atakan ve Caner için 3 veriyorum.

Bir de bir tek ben mi öyle düşünüyorum bilemiyorum ama kitaplarda en etkileyici şey bence anlatımdır. Geçişli anlatımlar kopukluk sağlamıyor mu? Mesela burada da Şimal'den okuyoruz odaklanmışız bir anda Ersen tarafından okunuyor hikaye... sizce de kopmuyor mu böyle durumda duygular..

Bu kitabın en büyük eksikliği bence oydu eğer ki sadece Şimal tarafından anlatılsaydı bence kitap çok daha iyi olabilirdi. 

~~~*~~~
"Her seferinde kırıp döktüğünüz kalbi toparlamak daha da zorlaşırken yetmedi mi? Her seferinde kırıklarda eksikler çıkıyor ve o eksik parçalar ben yapıştırdıkça avuçlarıma batıyor. Karanlıktan korkan bir insanı, karanlığa hapsederek korkularını yenmesini sağlayamazsınız. Ya o karanlıkta onunla olacaksınız ya da o karanlığa girmesine müsaade etmeyeceksiniz."
~~~*~~~


~~~*~~~
"Gülüşlerinin sahibi olmak değil, gülüşlerine sebep olmak istiyorum."
~~~*~~~





Kitabın adı     : Kral Süiti - 1
Yazarı            : Kerime Şimşek
Yayınevi          : Müptela
Sayfa sayısı     : 320

Kitabın tanıtım yazısı: 

“Dudaklarımda kalan acı tadınızı, kokunuzu, beni darmaduman eden nefesinizi dahi unutmak istiyorum. Beni neden anlamıyorsunuz? Ben saklambaç oynayamayacak kadar yoruldum artık. Her sobelediğimde yine ebe olmak, bir hayali kucaklamak istemiyorum.”

Şimal, umutlarını küçük hayallerine sığdırmış genç bir kadındır. Tüm çabası, ailesine inat kendi ayakları üstünde durabilmek içindir. Fakat kader, onun yolunu çoktan çizmiştir. Başarıya adım adım ulaşmayı planladığı kariyer yolunda ilerlerken hiç beklemediği bir anda kendini aşkın kollarında bulur. Kral Süiti’nde yüreğine düşen yangın onu tüm dünyayla karşı karşıya getirecektir.





Hiç yorum yok :

Yorum Gönder

Kitap ya da yazı hakkındaki görüşünüzü bizimle paylaşın