Çok çok çok severek okuduğum bir kitaptan bir sürü alıntı ile geldim :)
Ben hep severek okuyorum aldığım kitapları genelde ama bu kitap başkaydı çok sevdim. Çünkü kadınların yaptığı hareketleri bu sefer erkekler tarafından okumak paha biçilemezdi.
Kitaba dair detaylı yorumum bir alttaki postta yer alıyor. Ama üşenirseniz oraya inmeye buraya hemen bir link bırakıyorum :) YORUM İÇİN TIKLAYINIZ
Genel bir bilgi adına söyleyeyim kitap Bromance Book Club serisinin ilk kitabı ama her kitap bir karakteri anlattığından rahatlıkla okuyabilisiniz.
"Bak dostum," dedi Malcolm, orman koruma ekibine seçilmesini sağlayacak kadar büyük sakalını devasa eliyle sıvalıyordu. "Erkekler geri zekalıdır. Kadınların esrarengiz olmasından yakınıp duru, ne istediklerini hiç anlamayız. İlişkilerimizi mahvederiz çünkü kendimizi, kadınları çözmenin çok zor olduğuna ikna ederiz. Ama asıl sorun bizde. Bir şeyler hissetmememiz, ağlamamamız, kendimizi ifade etmememiz gerektiğini düşünüyoruz. İlişkilerde duygusal yükün tamamını kadınlara yüklüyor, onlar bize sırtlarını dönünce de ne olup bittiğini anlamıyoruz."
Gavin gergin bir nefes verdi. Can evinden vurulmuştu. Herhalde karşıma dikildiğinde sana gülümseyeceğimi ver her şey yolundaymış gibi davranacağımı sanmıştın. Bunu üç yıldır yapıyorum, Gavin. Daha fazla yapamayacağım, kusura bakma. "N-neden bahsettiğinizi hala anlamadım," diye kekeledi.
"Aşk romanları genel olarak kadınlar tarafından, kadınlar için yazılır. Kendilerine nasıl davranılmasını istediklerini, hayattan ve ilişkilerden beklentilerini bu romanlarda ifade ederler. Biz de kendimizi daha iyi anlatabilmek ve hayata onların bakış açısından bakabilmek için aşk romanları okuyoruz."
* * * * *
"Lütfen şunu söylemeyi kes," diye fısıldadı sonunda, acı dolu bir sesle.
"Neyi? Seni sevdiğimi mi?"
Karısını başını sessizce sallamıştı ama bu Gavin'e bir çığlık gibi geldi. Geriye doğru dengesiz bir adım attı. "Neden?"
"Bu kelimelere artık inanmıyorum."
Gavin nefes alamıyordu. Ömrü boyunca pek çok şeyi kaybetmişti. Hayatını değiştiren kayıplar, bugün bile içini yakan aşağılanmalar yaşamıştı. Ama bu... Bu hiç bilmediği, hiç tatmadığı bir yıkımdı. Lord Benedict konuşacaksa asıl şu an konuşmalıydı. Ama kafasında duyduğu tek ses bir kadına aitti.
Keşke aşk yeterli olsaydı.
* * * * *
"Seni seviyorum, demeni istememesinin sebebi de belli oldu," diye devam ettirdi Yan. "Bu sözcüklere tabii ki inanmayacak, Gavin. Aşkın güvenilir olduğuna, sonsuza dek sürebileceğine inanmasını sağlayacak ne olmuş ki hayatında?"
"Sözcüklerin değeri yoktur, Gavin," dedi Mack, alışılmadık bir ciddiyetle. "Asıl önemli olan davranışlardır. Karın, geçirdiği çocukluk yüzünden ürkekmiş zaten. Yani bu kelimeleri ona ne kadar söylersen söyle fayda etmez. Çünkü evi terk ettiğinde aşkından şüphe etmesine yol açtın."
"Tıpkı babası gibi," dedi Del imalı bir şekilde.
"Beni o kovdu ama," diye hırladı Gavin.
Yan, "Belki de bu bir sınavdı," dedi.
Gavin kafasını çevirip takım arkadaşına baktı. "Sınav mı?"
"Belki de evden gitmeni söylediğinde ne yapacağını görmek istedi. Onun için savaşacak mıydın yoksa arkanı dönüp gidecek miydin? Sen ikinciyi seçtin."
* * * * *
"Şimdi ne yapıyorsun?" diye fısıldadı Thea.
"Beni en çok korkutan şeyi," dedi Gavin şifonyere doğru giderken. "Asla yapamayacağımı düşündüğüm şeyi. Ama b-b-bunu yapmam gerek."
En üst çekmeceden kıyafetlerini alıp yatağa götürdü. "Seni terk ediyorum."
"Tabii terk edersin," diye çıkıştı Thea. Ancak sesindeki öfke sadece kalp kırıklığını saklamak içindi. "Hep yaptığın şey değil mi zaten?"
Gavin yemi yutmadı. Sakince fermuarını çektiği valizini yataktan aldı. "Hayır, değil. Onu yapan kişi babandı. Ben baban değilim."
Kocası eşikte durdu ama ona bakmadı. "Geçmiş her şey demektir, Thea. Sen de dönüp geçmişine bir bak istersen. Belki o zaman bir şansımız olur."
* * * * *
Kızlarının başlaır üzerinden birbirlerine baktıklarında kocasının gözlerinde gördüğü şey, boğazında bir yumru oluşmasına ve kalp atışlarının hızlanmasına yol açtı.
Dünya tekrar dengesine kavuşmuştu.
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder
Kitap ya da yazı hakkındaki görüşünüzü bizimle paylaşın