İlk çıktığında ilgimi çekip aldığım bir kitaptı ve aldığıma da pişman olmadım. Tam da adının, kapağının kitabıydı. Üstelik vaat ettiği şeyi de veriyordu. Romantik komedi tadında bir film izliyormuşum gibiydi.
Seri değil. Tek kitap yani bu kitapla hikayemiz başlıyor ve bitiyor.
Yetişkin okurlara hitap ediyordu, her ne kadar başlarda olmasa da kitabın sonlarına doğru özellikle de son 100 sayfasında yer alan yetişkin içerikten rahatsız olabilirsiniz bunu bilerek okuyun.
Karakterlerimiz yetişkin ve kariyer sahibi karakterler dolayısıyla da okurken ayrı bir keyif aldım. Artık sanırım dana yetişikin karakterleri okumayı seviyorum.
Kitabın kısaca konusuna değinmek gerekirse; düğün hazırlıkları yapan ve yedi yıldır birlikte olduğu adamla yeni bir hayata başlamanın planlarını yapan Eden, düğünlerine üç ay kala nişanlısı ile en yakın arkadaşının bir ilişkisi olduğunu öğrenir. İlişkiyi bitirmesinin üzerinden hayalindeki balayı tatilini planladığı Barbados tatilinden iptal edildiğinde ödeme geri alamayacağını öğrendiğinde ise o tatile tek başına gitmeye karar verir. İki hafta boyunca tatil yapacak, kendini yenileyecektir. Tek başına... İlk gecesinde yemeğe gittiğinde restoranda tek masa kalmışken o masaya yerleşmek istediğinde aniden yanında tanımadığı bir adam belirir ve rol yaparak Eden'le birlikteymiş gibi göstererek o masaya kendisini de dahil ettirir. Phillip de nişanlısı tarafından terk edilmiş, hem de kilise de terk edilmiş, sonrasında iste balayı için ayarladıkları tatile gelerek nişanlısı ile ilişkisini tamamen bitirmeyi hedefleyerek tek başına iki hafta geçirmeyi planlamıştır. Ancak ani bir kararla kendisini Eden'in masasına dahil ettirmesi ile hayatı rayından çıkar. Benzer bir ilişkiden çıkıp, benzer acıyı yaşadıkları göz önüne alınırsa birbirlerini de anlıyorlardır. Eden'in renkli kişiliği, acısını yaşama şekli, her şeyi geride bırakmak ve hayatına devam edebilmek için aldığı kararlar doğrultusunda attığı adımlar sonucunda Phillip istemsizce kendisini Eden'e çekilirken bulur. Hiç planında yokken Eden'in planlarına dahil olup onunla arkadaşlık kurarken bir yandan da Eden, aslında Phillip ile çok da güzel vakit geçirip eğlendiğini fark eder. İkili hem birbirlerini tanıyıp, sohbet edip, vakit geçirirken hem de tatillerini yaparlar. İki haftaya koca bir dünya sığdıran Eden ve Phillip farkına varmadan birbirlerine kapılmaya başladıklarında bu tatil bittiğinde ne yapacaklarını hiç düşünmemişlerdir. Tatilin sonunda Eden da Phillip de iki farklı şehirde iki farklı hayatı yaşamaktadırlar ve sonrasında ne yapacaklarını ise ikisi de bilmeden sadece anı yaşamaktadırlar. Aşk ise küçük bir şekilde filizlenmiş ve büyümeye başlamıştır.
Öncelikle kitabın romantik komedi tadında olduğunu söylemiştim yorumun başında ki severim böyle hikayeleri. Sıcacık, eğlenceli, romantik ve sonrasında tutkulu ama sonuna kadar da gülümseten bir kurgusu vardı.
Kısacıktı ve her şey tadında bırakılmıştı. Gereksiz tripler, kıskançlıklar, entrikalar yoktu dolayısıyla da uzatmalardan uzak, her şey olması gerektiği gibiydi... Okuru mutlu eden, gülümseten, eğlendiren ve romantikleştiren bir kitaptı öyle başladı ve öyle bitti de...
Eden'ın ele avuca sığmaz halleri, hep gelmek isteyip de sonunda geldiği Barbados'ta her anını dolu dolu geçirme hevesi çok güzeldi. Zaman zaman onda kendimi gördüm çünkü ilk kez gittiğim veya hep gitmek istediğim bir yere gittiğim de bende her yerini görmeyi, yöresel tatlarını yemeyi, gezmeyi ve günleri dolu dolu geçirmeyi severim. Eden da öyleydi bu yüzden çok sevdim kızım seni.
Eden'ın yaşadığı acıyla baş etme şekli, sonrasında ayağa kalkıp da yoluna bakma şekli de çok güzeldi. Güçlü kadınsın kızım sen.
Phillip ise... onunda Eden'dan farklı bir acıyı yaşadığını söyleyemem. Düşünsenize düğün gününüz kilisedesiniz ve yeminlerinizi etmeyi bekliyorsunuz ve evleneceğiniz kadın sizi terk ediyor... Phillip de egosu, gururu, duyguları kırılmış bir adam... gerçi bence duyguları çok da kırılmış gibi gelmiyor çünkü işin içinde aşk yokmuş öyle görünüyor. Sadece beklentileri karşılayan ve olması gereken bir ilişkiyi yaşıyor gibi görünüyor. Onun için bitmesi iyi oldu. Sonucunda da Eden gibi bir cevherle karşılaştı.
Tam bir işkolik olması ama bunun yanında Eden ile vakit geçirmek için harcadığı çaba, yaptığı jestler, planlara dahil olmalar çok güzeldi.
İkilinin diyalogları çok eğlenceliydi. Özellikle de saçma sapan şeylerden konuşmaları, acılarını paylaşmaları, geçmişlere değinen konuşmaları her şeyiyle çok güzeldi. Birbirlerini tanımaya çalışmaları ve her şey çok doğal ilerlemesi çok güzeldi.
Bunun sonucunda tatillerinin bittiği kısımda yaşananlar çok dramatikti. Aslında dramatik değil de ne yapacaklarını bilmeden vedalaşmaları öyle hissettirdi. Birbirlerinden telefon numaralarını istemeden ayrılmaları...
Ama kader onların yollarını birleştirmenin bir yolunu buluyor tabi ki... Aşk kazanıyor 😍💖
Kitabı çok severek okudum. Kısacıktı ve tadında bitti. Aslında yazar istese gereksiz yere uzatabileceği bir iki sahnesi vardı ama yazar çok olgun karakterler yazması dolayısıyla da gereksiz çocukça triplerin önüne geçmiş olmasını çok sevdim.
Kitapla ilgili tek şikayetim akmıyor oluşuydu. Neden bilmiyorum ama akmıyordu. Akşam oturup okuyorum baksanız bir saat okumuşumdur ama sonucunda sadece 15-20 sayfa falan okumuş oluyorum. Bu yüzden akmıyor gibiydi. Okumaktan sıkılmadım ve sevdim de ama sayfalar akmıyordu neden bilmiyorum.
Kitabı genel anlamda sevdim. Tam da ihtiyacım olan şeydi. Sıcacık, romantik, eğlenceli bir aşk hikayesi ve buldum. Umarım yazarın başka kitapları da çevrilir okumak isterim açıkçası.
Kitaba dair puanım 5 üzerinden 4 veriyorum. 🌟🌟🌟🌟
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder
Kitap ya da yazı hakkındaki görüşünüzü bizimle paylaşın