Kitabın yorumu için tıklayınız!
İki çocuk arasında seçim yapmaktan daha kötü bir şey olamazdı. Sağ ile sol kolumdan birini isteseler gözümü kırpmadan verebilirdim. Ama benden iki çocuğum arsında seçim yapmamı istemeleri kalbimi dağlıyordu. Çocuklar cennetin armağanıdır; onların her nefesi, her gülüşü, her dokunuşu çöl gezgini için bir yudum sudur. Bunu çocukken bilmezdim ama bir anne olarak kalbim çocuklarım için genişleyip bükülürken, dans edip paramparça olurken öğrendiğim bir gerçekti.
"Seninle yerini paylaşan çocuğa saygın yok mu?"
"Ben..."
"Ona ne olduğunu bilmek ister misin? Ali, Kabil'de benim yaşadığım sokakta oturuyordu. Annesi ona ve kardeşine eve gelsinler diye seslendiğinde Ali dışarıdaydı. Annesi yağmur yağacak deyip onlara eve gelmelerinin iyi olacağını söyledi. Kardeşi dinledi. Ali dinlemedi. Oynayacak başka arkadaş bulacağını söyleyerek yolun aşağısına gitti. O sırada roketler onun evini vurdu. Tüm ailesi oracıkta öldü. Ali geri geldiğinde erek kardeşinin alevler içinde sokakta tökezlediğini gördü. Kardeşinin bedeninin alevleri söndürmeye çalıştıysa da artık çok geçti."
"Bu olay onu mahvetti. Ali'nin tek hatırladığı annesinin eve gelmesi için onu uyarmasıydı çünkü yağmur yağacağa benziyordu. Duyduğu tek ses annesinin sesi ve bu ses zihninde defalarca tekrarlanıyor. Onların ölümlerini izlemektense eve gidip o roketlerle parçalanmayı tercih ederdi diye düşünüyorum."
Saleem gözlerini yerden ayırmadı. Yüzü utançtan kıpkırmızıydı.
"Bu yüzden onu ve o saçma konuşmalarını rahat bırak."
"Ben bilmiyordum..."
"Elbette, bilmiyordun. Ama buradaki herkesin mutlu bir hikayesi olduğunu mu sanıyorsun?"
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder
Kitap ya da yazı hakkındaki görüşünüzü bizimle paylaşın