18 Ocak 2025 Cumartesi

0 ALINTILAR // Nadia Hashimi - Ay Düşerken


 

Kitabın yorumu için tıklayınız!






Gözlerine baktığımda Mahmood'un düşüncelerini duyabiliyordum.   

O benim hamsarımdı. 

Adamların takip etmelerini söyleyerek ona bağırmasıyla Mahmood'un yüzüne baktım. Burkamın mavi peçesi evli hayatımızın en değerli, özel anını işgal ediyordu. Söylenecek çok şey vardı. Gözleri bana ancak bir hamsarın yapabileceği şekilde fısıldıyordu. 

Çocuklarımıza iyi bak, canım. Bunu düzeltmek için elimden geleni yapacağım. Başımıza bunların gelmesine neden olduğum için üzgünüm. Senin yanında kalmak için her şeyimi verirdim.  


*****

"Avrupa'ya gitmek istemeni anlıyorum. Önündeki yol zor ama birçok kişi seyahat etti."

Derin bir iç çekince Saleem bunu fark etti. 

"Tanrı bizi de o yolu geçmeyi başaranlardan eylesin diye dua edeceğim. Çocuklarımın güvenliğini sağlamanın tek yolu bu. Umarım doğru karar vermişimdir. "

Shabnam şefkatli bir tavırla başını salladı.

"Sen bir annesin ve bir annenin kalbi çocuklarını asla yanlış yola yönlendirmez."


*****

İki çocuk arasında seçim yapmaktan daha kötü bir şey olamazdı. Sağ ile sol kolumdan birini isteseler gözümü kırpmadan verebilirdim. Ama benden iki çocuğum arsında seçim yapmamı istemeleri kalbimi dağlıyordu. Çocuklar cennetin armağanıdır; onların her nefesi, her gülüşü, her dokunuşu çöl gezgini için bir yudum sudur. Bunu çocukken bilmezdim ama bir anne olarak kalbim çocuklarım için genişleyip bükülürken, dans edip paramparça olurken öğrendiğim bir gerçekti. 


*****

"Seninle yerini paylaşan çocuğa saygın yok mu?"

"Ben..."

"Ona ne olduğunu bilmek ister misin? Ali, Kabil'de benim yaşadığım sokakta oturuyordu. Annesi ona ve kardeşine eve gelsinler diye seslendiğinde Ali dışarıdaydı. Annesi yağmur yağacak deyip onlara eve gelmelerinin iyi olacağını söyledi. Kardeşi dinledi. Ali dinlemedi. Oynayacak başka arkadaş bulacağını söyleyerek yolun aşağısına gitti. O sırada roketler onun evini vurdu. Tüm ailesi oracıkta öldü. Ali geri geldiğinde erek kardeşinin alevler içinde sokakta tökezlediğini gördü. Kardeşinin bedeninin alevleri söndürmeye çalıştıysa da artık çok geçti."

"Bu olay onu mahvetti. Ali'nin tek hatırladığı annesinin eve gelmesi için onu uyarmasıydı çünkü yağmur yağacağa benziyordu. Duyduğu tek ses annesinin sesi ve bu ses zihninde defalarca tekrarlanıyor. Onların ölümlerini izlemektense eve gidip o roketlerle parçalanmayı tercih ederdi diye düşünüyorum."

Saleem gözlerini yerden ayırmadı. Yüzü utançtan kıpkırmızıydı.

"Bu yüzden onu ve o saçma konuşmalarını rahat bırak."

"Ben bilmiyordum..."

"Elbette, bilmiyordun. Ama buradaki herkesin mutlu bir hikayesi olduğunu mu sanıyorsun?"


*****

"Dağ ne kadar yüksek olursa olsun, oğlum," dedi yaşlı adam. "Diğer tarafa giden bir yol var."


 

 

Hiç yorum yok :

Yorum Gönder

Kitap ya da yazı hakkındaki görüşünüzü bizimle paylaşın