Julia Quinn'in kalemini seven biri olarak bu kitabını çok da beğenmedim açıkçası. Ha yine zevkle okudum bazı yerlerinde eğlendim bazı yerlerinde aşk için fedakarlıkları gördüm. Ama yine de biraz alışılagelmiş bir konusu vardı. Başları biraz Külkedimsi tarzdaydı. Onun gibi üvey anne ve kardeşlerle yetişmiş bir kız ve gizlice baloya katılıyor ve kendi beyaz atlı prensini buluyor... Konusu bana Külkedisi'ni anımsattığı için pek sevmedim. Yani özgünlük anlamında sevmedim. Onun haricinde güzel bir kitaptı ki bazı yerlerde eğlenirken bazı yerler gülümseyerek aşkı okuyorsunuz...
Sophie'nin bazı huylarına sinir olduğunu söylemem gerek özellikle hakkını aramayışı ve hep kendini geri çekip önemsiz hissetmesi bazen sinir bozucuydu. Benedith ise hep maskeli balodaki kadında takılı kalmıştı. Teknik olarak aradığı kadın burnunun dibindeyken bile tanımadı.
Hep merak etmişimdir sadece bir elbise ve maske ile bir insan karşısındaki nasıl tanımaz ya... Neyse :)) derin bir konu girmeyeyim buraya :)
İçerisinde heyecan verici yerler vardı Benedith'in Sophie'yi tanıdığında ve sonrasında gelişen olaylar ya da Benedith hasta olduğunda veya Sophie sarhoş bir grup tarafından saldırıya uğradığında... :) Adrenalin olan yerler vardı ve bu biraz da Quinn'in kaleminde sevdiğim başka bir şey :)
Uzun lafın kısası çok sevdiğim bir aile Brigderton Ailesi ve bu serinin kitaplarını da zevkle okuyorum sadece diğerlerinde aldığım zevkten biraz daha az zevk verdi konusu dolayısıyla... Tavsiye eder miyim? Tabi ki tavsiye ederim bu seriyi okuyup da tek bir kitabını tavsiye etmeyecek kişi yoktur diye düşünüyorum... Bende bir tadına bakın :)
Serinin diğer kitaplarının sıralamasını sizlere hatırlatmak isterim:
- Yüreğe Söz Geçmiyor
- En Çok Beni Sev
- Son Söz Aşkın
- Rüyalar Gerçek Olsa
- Sonsuz Sevgilerimle
- Sana Muhtacım
- Öpüşünde Saklı
- Biz Evleniyoruz
Şahane Bir Kadının Gizli Günlüğü, Yüreğe Söz Geçmiyor, Bana Sevdiğini Söyle adlı çok okunan kitaplarından sonra yeni kitabıyla beklenen, Epsilon okurlarının zevkle takip ettiği yazar Julia Quinn’den yepyeni bir roman…“Günümüzün Jane Austen’i.” - Jill Barnett“Julia Quinn sizi tatlı düşlere sürükleyecek.” - Romantic TimesSophie Beckett, aslında bir kontun kızı olmasına rağmen ne Leydi Bridgerton’un meşhur maskeli balosuna gideceğinin ne de Beyaz Atlı Prensi’nin onu orada beklediğinin hayalini kurmaya cesaret edebilir çünkü kibirli üvey annesi tarafından köşkün hizmetçisi olarak kullanılmaktadır. Ama daha sonra, gizlice içeri girmeyi başardığı baloda çekici ve yakışıklı Benedict Bridgerton’un güçlü kollarının arasında dans ederken kendini kraliyet ailesinden birisi gibi hisseder. Yalnız ortada bir sorun vardır, saat geceyarısını gösterdiğinde bu sihrin sona ermesi gerekmektedir.Kimdi bu olağanüstü kadın? O büyülü geceden sonra, gümüş elbiseli kadının güzelliğiyle adeta kör olmuş Benedict’in gözü başkasını görmez, ta ki kendini, ona garip bir şekilde tanıdık gelen hizmetçi kıyafeti giymiş o alımlı kadını içine girdiği tatsız durumdan kurtarmak zorunda hissedene kadar…
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder
Kitap ya da yazı hakkındaki görüşünüzü bizimle paylaşın