5 Ocak 2022 Çarşamba

4 ALINTILAR // Mia Sheridan - Eden'in Kaderi (Calder & Eden #2)

"Asla ehlileştirilemez bir ruhu olan, cesur, küçük bir hayalperestti." Bir adım daha yaklaşmıştı. "Kalbimi gözünü kırpmadan göğsümden söküp alacak kadar gözü pekti." Daha da yaklaşıp annemin yanında durdu ancak gözlerini bir an bile benden ayırmadı. Ağzım hala açıkken gözlerimi kırpıştırdım. Hemen yanı başımda duran birkaç kadının kendi aralarında fısıldaştıklarını duyabiliyordum. "Yok canım," ve "Daha neler," diyorlardı. 

Calder anneme doğru bir bakış atıp ondan devam etmek için sessizce izin istedi. Annem de başını sallayarak onayladı. 

"On dört yaşına geldiğinde öyle parlıyordu ki, kendime engel olmaya çalışmama rağmen gözümü bir an olsun ondan alamıyordum. Çünkü bizim geldiğimiz yerde bu oldukça tehlikeliydi," deyip duraksadı. Sanki bahçede bulunan herkes onun ağzından çıkacak bir sonraki kelimeyi sabırsızlıkla bekliyordu. "Bir odaya her girdiğinde bütün mekan onun sıcaklığıyla ısınırdı." Başını eğdiğinde bir an için düşünceli görünüyordu. "Bu biraz abartılı mı geliyor? Belki fazlasıyla dramatik ya da onu ömrü boyunca sevmiş bir adamın fazla abartılı, şairane kelimeleri gibi geliyor kulağa, kim bilir?" Başını salladı. "Değiller. Bunlar basit gerçekler. Eden gözlerimin önünde çiçek açıp tam bir kadın haline geldi. Eden gözlerimin önünde çiçek açıp tam bir kadın haline geldi. Her ne kadar orada ona yardım edebilecek kimse olmasa da o bunu zarafetle ve kendi başına başardı. Bu onun gücü, asla sarsılmayan cesareti, onu benim gözümde dünyanın en güzel kadını yapan şey."  





* * * * *

 

Koyu kahverengi gözlerine baktım. "Burada doğru bir başlangıç yaptığımızdan emin olmak istiyorum. Senin tam olarak duygularından emin olmanı istiyorum," diye bitirdim. 

"O zaman bunu bana sor," derken duygu yoğunluğu yüzünden sesi her zamankinden daha hırıltılı çıkıyordu. "Sadece sor bana. Yapman gereken tek şey bana sormak o kadar."

Onun yoğun yüz ifadesine bakarken gözyaşları gözlerimi yakmaya başlamıştı. Vücudu hareketsizce duruyordu. Titrek bir nefes aldım. "Beni hala seviyor musun, Calder? İstediğin tek kadın hala ben miyim?"

"Tanrım, evet, elbette," dedi ben henüz son kelimeyi tamamen söylemeden hemen evvel. 

Nefes alıp burnumu çektim. "Ben de seni seviyorum."

Gözleri şefkatle dolmuştu. "Seni sevmekten asla vazgeçmedim. Asla da vazgeçmeyeceğim. Asla."



* * * * *
 

Calder'ın bakışları yüz hatlarımda dolaştı. "Acıtacak kadar güzelsin," diye fısıldadı. 

Küçük bir kahkaha attım. "Acıtması gerekmiyor."

"Gerekiyor." Parmak uçlarıyla kaküllerimi yana çekti ."Sendeki güzellik uğruna savaş çıkartacak, içi sırf sana bakmak cüretini gösterecek diğer adamlarla dolu diye köyleri yağmalatacak türde bir güzellik."

Gülüyordum ancak kalbim teklemişti. "Yağma yapmana gerek yok. Zamanın başlangıcından bu yana sadece senin oldum."





 

4 yorum :

  1. Çok satan kitaplar çok şaşırtıcı çıkabiliyor... :) eh yine de.. J.Austen ya da Stendhal gibi bir aşk tarifi beklemiyordum, ama alıntılar içeriğin daha da zayıf olduğunu gösteriyor :/ ama güzeldi okumak bu kitaplarla ilgili teşekkürler 🤗

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kimse hiçbir kitaptan "klasik" olarak nitelendirilmiş türde bir kurgu, anlatım beklememeli. Sonuçta onların yazıldığı dönem ve anlatımları ona göre oluyor. Her kitap kendi içinde güzeldir. Kıyaslama yapılmadan, karşılaştırılmadan. Özellikle klasiklerle...

      Sil
    2. O da doğru tabii ki, beğenmek çok kisisel bir şeydir :)

      Sil
    3. Kesinlikle öyle, özellikle biz okurlar insanların tercihleri ve beğenileri söz konusu olduğunda eleştirel olmamalı saygı göstermeliyiz ki örnek olabilelim

      Sil

Kitap ya da yazı hakkındaki görüşünüzü bizimle paylaşın