0 ALINTILAR // Vi Keeland - Davetiye

Kitabın yorumu için tıklayınız!

Hudson sırıtarak suyundan bir yudum aldı. "Ken'le pek iyi gitmiyor anlaşılan."

"Ben."

"Neyse ne. Cennette sorun mu var?"

İç çektim. "Gerçekten çok iyi bir adam. Sadece... sanırım çekim eksik."

Hudson gözlerini dudaklarıma indirdi. "Çekim eksik demek, öyle mi?"

Hava o kadar yüksek sesle cızırdamaya başladı ki, yemek yiyen herkesin gürültünün kaynağını saptamak için etrafına bakmamasına şaşırdım. Bu... Ben'le aramızda eksik olan şey buydu. Vücuduma sıcak basması için Hudson'ın bana bir bakması yeterliydi. 

Yutkundum. "İlk randevumuzda çiçek, ikincide Godiva aldı. Çok düşünceli biri. Aramızda zamanla bir bağ gelişeceğini umuyorum."

Hudson'ın gözleri karardı. "Gelişmeyecek."

"Nereden biliyorsun?"

"Çünkü eğer çekim yoksa yoktur; bunu hissetmek için zorlayamazsın - aynı şekilde eğer birine çekim hissediyorsan yokmuş gibi de davranamazsın. Üzerinde hiçbir gücümüzün olmadığı şeyler var."

 

*****

"Yukarıya... kahve içmeye falan gelmek ister misin?" Bir şeyler söylemesini beklerken kalbim küt küt atıyordu. 

"Kahve?" dedi sonunda.

Dudağımı ısırıp başımla onayladım.

Hudson yüzümü inceliyordu. "Yukarı gelmemi istediğinden emin misin?"

Cevap vermem çok uzun sürünce hüzünle gülümsedi. "Ben de öyle düşünmüştüm."

Rahatlamış bir nefes verdim ve başımı iki yana salladım. "Özür dilerim."

"Özür dilenecek bir şey yok. Bana çıkma teklif etmeni beklediğimi söyleyerek seninle dalga geçiyordum ama olay aslında ilk hamleyi sana yaptırmak değil. Ne istediğin konusunda kafanın net olmasını istiyorum. Bu daha bitmedi. Sadece kafandaki o küçük fısıltının onu dinleyeceğin kadar sesini yükseltmesini bekliyorum."

"Ne fısıltısı?"

"Güven sorunlarına ve iş ilişkimizle ilgili endişelerine rağmen, benim seni istediğim kadar senin de beni istediğini söyleyip duran fısıltı." 

*****

"Senden gerçekten hoşlanıyor."

"Kim?"

Olivia gözlerini devirdi. "Ah, içeriği girdiğinden beri gözlerini senden alamayan adam. Hudson tabii ki. Sana nasıl baktığını görüyorum."

"Bugün için heyecanlıydı... İmza Kokunuz için."

Olivia parmağını bana doğrulttu. "Senin için heyecanlı."

Omzumun üstünden Hudson'a doğru baktığımda gözlerimiz yine buluştu. Bugün bütün dikkatinin bende olduğunu inkar edemezdim. Kız kardeşiyle bana bakıp gözlerini kıstı. Ne konuştuğumuzu bal gibi de biliyordu. 

İç çetim. "Harika bir adam."

"O zaman..." diyerek omuz silkti Olivia. "Neden hala kedi fare oyunu oynuyorsunuz?"

"Birlikte iş yapıyoruz. Şirketimin yatırımcısı."

"Ee..."

"Bilmiyorum." Başımı iki yana salladım. "Eğer yürümezse bu işleri karmaşıklaştırır."

Olivia şampanyasından bir yudum aldı. "Hayatın kendisi karmaşık. Sadece ne zaman değil, biliyor musun? Yaşamadığın zaman - bir şeyden diğerine savrulduğun zaman."

*****

Hudson eğildi ve dudaklarıma bastırdı. "Şimdi den korkuyor musun?" diye fısıldadı. 

Nabzım hızlandı. "Her zamankinden daha fazla."

Gülümsedi. "Güzel."

"Güzel mi? Korkmamı istiyorsun yani?"

"Hayır... ama en azından bu konuda yalnız değilim. Sadece bizim için gerçekten önemli olan şeylerden korkarız."

Elimi yanağına götürdüm. "Beni beklediğin için çok mutluyum."

"Beklemeye değeceğini biliyordum."