30 Aralık 2024 Pazartesi

0 ALINTILAR // Jenny Hale - Noel'de Buluşalım


 

Kitabın yorumu için tıklayınız!







Zihninde babasının sesini duydu. "Her şey yoluna girecek."

İçi bir anda babasına hissettiği sevgiyle doldu. "Hep böyle diyorsun," demişti ona on yedi yaşındayken. "Nasıl emin olabiliyorsun?"

"Çünkü işin sırrı gerçeklerin ne olduğu değil, bunları nasıl algıladığındır."

"Anlamadım."

"Benim yaşıma geldiğinde, her şeyi olması gerektiği gibi gittiğini görürsün. Sıyrıklar ve çürükler iyileşir, okuldaki sınavlar gelir geçer ve zamanla belirsizlikler silinir. Bir gün geçmişe dönüp seneler önce uykularını kaçıran o ufak sorunun çok geride kaldığını göreceksin. O yüzden şu anda elinden geleni yap ve her şeyin olması gerektiği gibi olacağına inan."


*****

Onaltı yaşındayken, bir gün Henry bir ağaca tırmanmış, kalın, alçak bir dala oturmuş ve Stella'nın gelmesini beklemişti. Dala oturup bacaklarını aşağı sarkıtmışlardı. 

"Neden hep yükseğe tırmanıyorsun?" diye sormuştu Stella ağaca sıkı sıkı tutunurken.

"Çünkü yüksekten bütün dünyayı görebiliyorum," demişti Henry. 

Stella alçak daldan manzaraya bakıp bu yanıtı düşünmüştü. "O zaman neden bugün yükseğe tırmanmadın."

Henry gözlerinin içine bakmıştı. "Çünkü buradan da bütün dünyayı görebiliyorum." 


*****

"İnsanlardan hoşlanmıyor musun?"

"İnsanlar çok yorucu." Henry sinyal verip solda kalan Wedgewood Caddesi'ne saptı.

"Ama seninle gelmemi istedin," dedi Stella. "Neden?"

Henry oflayıp başını iki yana salladı. "Bilmiyorum." Bir kırmızı ışıkta durdu ve bir sırrı paylaşmaya karar vermiş gibi ona döndü. "Aslında bilmiyorum."

Stella nefesini tutup ne diyeceğini bekledi.

"Ben..." Henry yola baktı ve yeşil ışık yandı.

Gaza basarken, bir kez daha yola odaklandı.

"Ne hissediyorsun?" dedi Stella. Yanıtı duymak istediğinden emin değildi.

"Seni tanımanın, kendimi tanımama yardımcı olacağını hissediyorum. Nedenini ben de bilmiyorum."



*****

Stella yutkundu, paltosunu çıkarıp koltuğun koluna astı. Eski yatak odalarını görmemek için başını ona çevirdi. 

"Bir şey daha mı hatırladın?"

Henry başını olumlu anlamda salladı."

"Ne?" dedi Stella nefesi kesilmiş bir halde.

"Seni hatırladım."

Stella başının döndüğünü hissetti. Hala annesiyle yaptığı konuşmanın etkisi altındaydı. "Benimle ilgili neyi hatırladın?" diye sordu şüpheyle.

Henry uzanıp elini tuttu, çok değerli bir şey keşfetmiş gibi dikkatle eline baktı. "Seni ne kadar çok sevdiğimi hatırladım ve her şey anlamlı hala geldi."

"Anlamlı hale gelen nedir?"

Henry ona batı. "Seninle tanıştığım andan itibaren sana karşı bir çekim hissettim. Günlerimi aydınlatıyorsun. İnan ki çok karanlık günler geçirdim."

 


*****

Henry ellerini tuttu, mavi gözlerini yüzüne dikti. "Bize ne olduğunu bilmiyorum ama karanlık gökyüzümün en parlak yıldızı olduğunu biliyorum. Sen, içimdeki ışığı ortaya çıkaran tek kişisin ve asla sensiz olmak istemiyorum. Sana baktığımda, verandadaki salıncakta günbatımını izlediğimizi, arka tarafta çimlerin üstünde akşam yemekleri yediğimizi ve bir ev dolusu çocuk görüyorum."

Güvensizlikleri onu boğacak kadar sert bir şekilde yüzeye çıkan Stella nefessiz kaldı. Henry onun bu tepkisini hemen fark etti.

"Yani... Seni bir şeye zorlamaya çalışmıyorum. Ama birlikte çok iyiydik, Stella. Bunu hatırlıyorum. Muhteşemdi. Ama ben bunları hatırlamadan önce de biliyordum. İstediğim tek şey sensin."

Stella'nın boğazına bir yumru oturdu ama kendisini konuşmaya zorladı. "Ya sana istediklerini veremezsem?"

Müzik grubu çalmaya devam ediyordu ama ikisi arasında garip bir durum yaşanıyordu.

"Bana neyi veremeyeceğini düşünüyorsun, Stella? Ben sadece seni istiyorum."





 

 

 

Hiç yorum yok :

Yorum Gönder

Kitap ya da yazı hakkındaki görüşünüzü bizimle paylaşın