Kitabın yorumu için tıklayınız!
"Seni kamp yaparken hayal edebiliyorum," dedi Jeanie tulumuna yerleşirken. "Sen tam o türden birisin."
Logan karşısına, kendi uyku tulumunun üzerine oturdu. "Ne tür?" diye sordu Jeanie'nin kendisini nasıl biri olarak gördüğünü öğrenmeyi fazlasıyla merak ederek.
Jeanie başını yana eğip onu inceledi. Gür siyah saçları omuzunun üzerinden alınıyordu. "Şey, bilirsin işte..."
Logan başını iki yana salladı. Hiç bilmiyordu ama o an bunu öğrenmek için utanç verici bir şekilde yanıp tutuşuyordu.
Jeanie, sanki Logan anlamamakta ısrar ettiği için derin bir nefes vererek devam etti. "O dayanıklı, doğa insanı, oduncu gömlekli tiplerden."
"Oduncu gömlekli?"
"Evet." Eliyle onun kareli gömlekli bedenini işaret etti. "Gür sakallı, oduncu gömlekli enerjin var."
Logan kaşlarını çattı. Sakallı olmak kötü bir şey miydi? Eli istemsizce yüzüne gitti. Yoksa Jeanie oduncu gömleklerinden hoşlanmıyor muydu? Ama bu gömlekler hem çok sıcak tutuyordu hem de rahattı.
"Yanlış anlama," dedi Jeani biraz daha yakına eğilerek. "Bu kesinlikle sana çok yakışıyor."
*****
"Neden bana kırık camdan bahsetmedin?" diye tekrar sordu, dün gece olay olduğunda onu aramamış olmasından hala nefret ediyordu.
"Söyledim sana, önemli değildi."
"Jeanie."
Derin bir nefes aldı. "Sadece... bunu karmaşıklaştırmak istemedim."
"Bunu?"
"Bunu." Aralarındaki mesafeyi işaret etti. "Bizi. Senin... bilmiyorum... bana karşı sorumlu hissetmeni istemedim sanırım."
"Ama bunu istiyorum ki..."
"Birbirimizi pek tanımıyoruz, bu gerçekten hoştu ve buraya taşındığımdan beri benim için yaptıkların için minnettarım ama belki biraz ara vermeliyiz. En azından şimdilik."
"Ara vermek?"
"Evet."
"Bunu mu istiyorsun?"
Jeanie uzun, bıkkın bir nefes verdi. "Ne istediğimi bilmiyorum, tamam mı? İşte, sorun da bu. Ne istediğimi bildiğimi düşündüğüm her seferde, sen bana böyle bakıyorsun ve beni öpüyorsun ve sen beni öptüğünde hiçbir şey düşünemiyorum!"
"Artık seni öpmemi istemiyor musun?" Farkında olmadan ona daha da yaklaşmıştı e hala elini bırakmamıştı. Parmakları onun parmaklarıyla kenetlenmiş haldeydi.
"Şey... öpmemeni de istemiyorum."
"Jeanie." Yine yaptı. Adını o ciddi ve seksi bir tonla söylemişti ki bu, ona her şeyi itiraf etme isteği uyandırıyordu. Kesinlikle bir sorgu görevlisi olmalıydı.
"Evet?"
"Şu an çok kafa karıştırıcı davranıyorsun."
"Biliyorum. Üzgünüm."
"Sorun değil, Sen ne istediğini çözene kadar beklerim."
*****
"Lucy'nin nasıl biri olduğunu bilmiyorum ama ben o değilim. Ben..."
"Onu istemiyorum," diye sözünü kesti Logan kesin ve kararlı bir sesle.
"O zaman ne istiyorsun, Logan? Çünkü ben çözemedim."
"Seni. Seni istiyorum."
Jeanie derin bir nefes aldı, hisleri öfke, kırgınlık ve umut arasında gidip geliyordu. "Yapamam..."
"Seni olduğun halinle istiyorum." Logan bir adım attı, açık havaya özgü kokusuyla kuşattı Jeane'yi ve Jeanie neredeyse teslim oluyordu. Neredeyse yüzünü Logan'ın güneşte ısınmış oduncu gömleğine gömüp onun söylediklerine teslim olacaktı.
Logan devam etti, Jeanie'nin direnci daha da düştü. "Neredeyse kafamı uçuracak Jeanie'yi istiyorum, hayaletlere inanan, tavuklarımla konuşan ve pazar çadırını kovalamak için yağmurda koşan Jeanie'yi istiyorum. Geçen gece ciddiydim, dağınıklığını seviyorum, Jeanie." Bir adım daha yaklaştı. "Her halinden hoşlanıyorum. Düğmeli bluzlarınla kasaba toplantılarında konuşmandan hoşlanıyorum. Saçların omuzlarına döküldüğünde ve o eski püskü hırkayı giydiğinde senden hoşlanıyorum. Gözyaşlarını silmeyi seviyorum ve kahkahan en sevdiğim ses."
Jeanie boğazında düğümlenen duygular yüzünden güçlükle yutkundu. "Ama burada kalacağıma güvenmiyorsun."
Logan düzensiz bir şekilde nefes alıp veriyordu. "Bunun üzerinde çalışıyorum. Ama bana gereği söyleyeceğine güveniyorum ve seni dinlemeye hazırım. Eğer burayı seviyorsan, kalmanı istiyorum."
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder
Kitap ya da yazı hakkındaki görüşünüzü bizimle paylaşın